Yüzbaşı Hilal Kara
Ve
Ağa Levent Şahinkoru
Onlar nefretle başladı intikamla devam etti. İkisinin de arkasında ailem dediği yoldaşları vardı. Sevda onları esir ederken. Ses çıkarmadan teslim oldular. Yasak bölgeler. İntikamlar .
Komedi ve dramın har...
Merhabalar bölümü hemen getirmeye çalıştım. Umarım severiniz.
......................
..................
.............................
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Altı çeşit aşk vardır.
Ama en çok iki tanesi bilinir.
Tutkulu ve sahiplenici aşk.
Hilal gözlerini sıkıca kapatarak derin bir nefes daha aldı. Masaya oturduğu andan beri bunu binlerce kez yapmıştı üstelik.
"Cidden gözlerimi alamıyorum senden." Adamın hayranlık dolu sesi Hilalin zorlukla yutkunmasına neden olmuştu. Bu duyduğu belki de kırkıncı iltifattı ve her birinde sadece gülümsemişti.
"Allah razı olsun." Adam duyduğu şeye gülmemek için zorlanırken, Hilal göz devirip başını eğdi. "Teşekkür ederim yani." Başını kaldırmadan mırıldanmış, oturduğu sandalyede daha fazla kaybolmaya çalışmıştı. Ortam o kadar sessizdi ki adamın dudakları arasından kaçırdığı ufacık sesleri bile rahatlıkla duyuyordu.
"Ne demek. Zorda olsa en azından baş başa kaldık." Zorlukla sırıtan Hilal son birkaç saatte olan şeyleri asla unutmayacağını biliyordu.
"Bizimkiler öyle bir yazı bulunduğu için, beni artık göz önünden ayırmıyorlar. Malum Binbaşım ve Arslan'ın başına gelenlerde var." Başını sallayan Levent hafif bir gülümsemeyle beraber masadan aldığı bardağı havaya kaldırdı.
"O zaman ne olursa olsun burada olmamızın şerefine." Hilal onun yaptığı gibi ayran dolu bardağı kaldırıp gülümsedi.
"Peki." Onun gibi hafif bir gülümsemeyle beraber bardakları da birleşmiş, ortamı ufak bir çınlamaya teslim etmişti. Hilal bardakta ki ayranı içmeden masaya geri bırakmıştı. Aklı karakolun içine hapsedilmiş halde duran askerlerdeydi. Nöbet tutanlar dışında görüş alanlarında ve çevresin de kimse yoktu.
"Komiklerdi ama." Levent'in dediği kelimelerle gülmeleri bir olmuştu.
"Unutmaya çalışıyordum." Hilal tekrar aklına dolanlar yüzünden kahkahasını tutamamıştı.
"Seni çok seviyorlar." Hilal gülümseyip tüm günü tekrar hatırladı. Son saatlerde başı o kadar ağrımıştı ki. Üst üste içtiği iki ağrı kesici zar zor etki etmişti. Odasına gittiğinde gördüğü elbiseye sadece göz devirmiş sonrada giymişti. Başına o kadar çok dert açılmıştı ki, o an bir elbiseyi hiç umursamamıştı. Üstüne ağa onu almaya geldiğinde, bu kez de gitmesine izin vermemişlerdi. Hayatının tehlikede olduğuna dair uzun bir tartışma çıkmıştı. Sonunda ilk pes eden Levent olmuştu. Teklif edildiği gibi bahçedeki çardak ayarlanmıştı. Levent hazırlattığı tüm yemeklerin çiftlik yerine buraya gelmesi için aramalar yapmıştı. Ve çok geçmeden tam istediği gibi olmasada, günü kurtaracak bir masa hazırlanmıştı çardakta.