1. Bölüm

93 6 1
                                    

Sabah alarmın sesine uyanmıştım. Aşırı heyecanlıydım çünkü nakil olduğum Hogwarts'a gidecektim. Babamla Dumbledore oldukça yakınlardı bu yüzden nakil işlemlerini Dumbledore yapmıştı. Ailem safkan idi. İkiside büyücüydü fakat benim büyücü olmamı istemiyorlardı. Sebebi belliydi Voldemorttan korkuyolardı bu yüzden beni Hogwarts yerine normal bir muggle okuluna göndermişlerdi. Fakat babam ve annem bana evde büyücülük dersleri veriyorlardı çünkü büyücülük dünyasına alışkan olmam için uğraşıyorlardı.

Annem(Agatha) aşağıdan yemeğe gelmem için sesleniyordu. Ona tamam dedikten sonra üstümü giyinip yanına gittim. Babam(Albert) çoktan masaya oturup yemeğe başlamıştı.

Albert:Mira Albus ile konuştum. Herkes ile aynı saatte gidiceksin. Girişte McGonagall sana yardım edecekmiş. Sakın unutma ilk izlenim önemlidir.
Mira: Tamam unutmam. Acaba hangi ev'e seçileceğim. Bende sizin gibi Slytherin olmak isterdim.
Agatha: Ona seçmen şapka karar verecek tatlım. Hadi yemeğini hızlı ye geç kalacaksın.

Doğru söylüyordu zaman çok hızlı akıyordu. Hemen yemeğinden bir kaç lokma alıp hızla odama geçtim. Bavulumu ve birkaç parça eşyayı daha ayarladım.
Hafif bir makyaj yapıp sıradan bir kıyafet giydim. Aşağı indiğimde babam çoktan hazırdı. Annemle vedalaştık ve hemen arabaya bindik. Babam beni peronların olduğu yere götürecekti.9¾ peronunun önüne geldik.
Babamla vedalaştık. Bana yine saçma öğütlerinden vermeye başladı dinlemedim çünkü hep aynı şeyleri söylüyordu.

Babamla vedalaştık ve duvarın içinden geçtim. ilk seferimdi çok garip hissetmiştim. Burası tahmin ettiğimden daha kalabalıktı. Gözüme çarpan birisi vardı. Onu görünce istemsizce heyecanlanmıştım.

İşte herkesin öve öve bitiremediği Sağ kalan çocuk Harry Potter onu ilk kez canlı görüyordum. İlk dikkatimi çeken alnındaki yara izi oldu. Aslında cidden yakışıklı cocukmus dedim içimden. Ona çok uzun süre bakmış olmalıyım ki bana anlam veremeyen bi şekilde bakış attı. Gülümsedim istemsizce. İste kendimi bu an çok mal hissetmiştim. Yanında turuncu kafalı bir çocuk ile bi kız vardı. Şükürler olsun önüne geri dönmüştü.

Kafamı geri çevirdim hemen yanımda birisi duruyordu. Bunları tanıyordum. Babamın işi yüzünden büyücülük dünyasındaki çoğu kişi ile tanışmışlığımız vardı. Narcissa Malfoy, Lucius Malfoy ve Draco Malfoy. Narcissa'yi severdim bana çok tatlı bir kadın olarak gelirdi hep ama Lucius için aynı şeyi söyleyemem. Uyuzun tekiydi. Draco'yu gördüm oda beni görmüş olmalı ki bana dönüp uzun bi süre baktı. Ama bu bakış biraz beni süzüyormuş gibi hissettirdi. Kıyafetinde birşey mi var diye üstüme baktım. Sarı kafa niyeyse bu hareketime dalga geçer gibi bir bakış attı.

Önüme döndüm tren gelmişti. Hepimiz trene binmiştik oturacak yer arıyorduk. Herkes birbirini 6 yıldır tanıdığı için gruplasarak oturuyorlardı. Çekingen birisi değildim o yüzden ilk bulduğum yere girdim. İçeride Harry ve arkadaşları vardı. Şaşırdım ama bunu dışarıya yansıtmamaya çalıştım. Adını bilmediğim o kız konuştu.

x: Merhaba. Buraya yeni mi geldin?
Mira: Ah evet. Buralara yeniyim.
dedim gülümseyerek.
Hermione: Ben Hermione Granger. Yanımdaki Ron Weasley, onun karşısındaki ise Harry Potter.
Mira: Memnun oldum ben Mira Black. Bu arada boş yer bulamadım o yüzden buraya geldim. Sorun olmaz değil mi?
Ron: Hayır olmaz tabiki geç.
dedi ağzındaki çikolatayı yutmadan. Anladığım kadarıyla cidden açtı.

Hogwarts'a kadar sohbet ettik. Sohbetleri cidden sarıyordu. Harry Potter'la şuan cidden sohbet edebilmek benim için harika bir şeydi. Bana tüm hikayesini anlattı. Hermione bize büyü yeteneklerini gösterdi. Ron ise yol boyunca yemek yemeye devam etti:/
Hogwarts' a gelmiştik. Artık yeni evime gelmiştim.

Aghhh arkadaşlar ilk kitabım bu o yüzden ufak tefek hatalar olabilir. onları çok takmayın. Sizden isteğim bol bol vote atmanizz Teşekkür ederim simdideennn 💗✨

Beni seviyor musun Draco? (Draco Malfoy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin