14. Bölüm

12 4 0
                                    

Trenlere binmiş eve doğru gidiyorduk. Yarım saatten az kalmıştı varmamıza. Zaman geçtikçe daha da heyecanlanıyordum. Sanki onları ilk defa gorecekmişim gibi. Bizimkiler ile sohbet ederken zaman çok hızlı geçmişti çoktan istasyona gelmiştik, herkes iniyordu bizde indik. Malfoy ailesi bizi bekliyorlardı, geldiğimizi görünce yanımıza geldiler. Narcissa hemen oğluna sarılmıştı, lucius ise yuzundeki somurtgan ifade ile oğlunu selamliyordu.

Beni görünce Narcissa bana da sarılmıştı, buna şaşırmadım çünkü Narcissa küçüklüğümden beri ne zaman beni görse sarilirdi. Onlarla biraz muhabbet ettikten sonra evime gitmek için taksi tuttum. Hogwarts dışında büyü yapmak yasak olduğu için tüm çantalarımı kendim taşımıştım. Kollarım nerdeyse kopacakti. Biraz araba yolculuğundan sonra evime varmıştım. Annem araba sesini duyar duymaz cama çıkmıştı beni görünce de hemen kapıya geldi.

Ah annem, onu çok seviyordum. Koşarak ona sarıldım ve yanaklarını öptüm. Bana gözleri dolmuş bir şekilde bakıyordu. "Seni çok özledim kızım" dedi ve tekrar sarıldı. Gözlerim babamı aradı, annemde bunu farketmisti. "Baban bir kaç günlüğüne işi için şehir dışında, üç gün sonra gelecek." Dedi yorgun sesiyle. Babam işi yüzünden hep bir yerlere giderdi, şaşırmamıştım. Anneme gülümsedim elinden tutup evin içine götürdüm, evin kapısında ev cinimizi görmüştüm. "Merhaba Lexi" dedim. Her zamanki gibi gariban gariban duruyordu ona gülümsedim. Gülümsemeden sonra arkamda duran bavulları eline alıp o da güldü.

Diğer ev cinleri aksine Lexi daha sakindi, biz demeden bizim ne istediğimizi anlayıp yapıyordu. Annemde bende onu seviyorduk. Evin içine girer girmez annemin en sevdiğim havuçlu kekinin kokusunu aldım. Anneme dönüp mutluluğumu belli ettikten sonra hemen mutfağa koştum. Dumanı üstünde tüten keki hemen ağzıma atmaya çalıştım, ağzıma değdiği an dilim yandı. Annem bana gülmüştü "onların hepsi sana sakin ol. Bu kadar sevdiğini bilseydim okulada yollardım." Dedi.

"Keşke yollasaydin" dedim sıcak keki ısırırken. Bana karşılık gülümsedi. Bacağıma sırnaşan beyaz kedimi farkettim. Onu gitmeden bir kaç gün önce sahiplenmiştik o yüzden ona henüz bir ad koymamıştım. Onu kucağıma aldım ve kabarık tüylerini okşadım. "Sen gittiğin günden beri huzursuz, odanın kapısının önünde durup bağırıyor." Dedi annem.

Mira: Belki onu alıp Hogwarts'a götürmeliyim.

Annem kafasıyla beni onayladı. "Odana geçte üstünü falan değiştir, rahatla" dedi. Annem rahatla dediği an cidden yorulduğumu hissettim. Onun yanağına bir öpücük kondurup yukarı kattaki odama geçtim. Odamdaki her şey aynıydı, bir zamanlar çıkartıp attığım çorap bile. Üstümü değiştirip aşağıya indiğimde annem birisyle konuşuyordu. Tezgahın üstündeki elmayı aldım ve ısırdım. Sesi duyan annem bana döndü, sonra teleofnu kapattı.

Agatha: Yan tarafa yeni taşınan komşularımız var. Senin geldiğini duyunca bizi ziyaret etmek istediklerini söyledi. Sanırım oğlu ile gelecekmiş.

Bu habere biraz yüzüm düşmüştü, daha geldiğim ilk günden misafir ağırlamak istemiyordum. "İlk günden mi cidden? Bari bir kahve içip otursaydık" dedim kahve makinasının yanına giderek. Bu fikir annemin hoşuna gitmişti "tamam tamam içelim. Ondan sonra hallederiz yemeği." Dedi. İki kahve yapıp yanına oturdum. Annemin açacağı konuyu biliyordum. Tabiki bana erkek arkadaşın varmı diye soracaktı. Bunu düşünür düşünmez annem sordu.

Agatha: Ee anlat bakalım var mı erkek arkadaşın falan?

Bunu sırıtarak komik bir şekilde söylemişti, bu komiğime gitmişti ve kıkırdama neden olmuştu. Kıkırdadığımı gören annem " Aha kim bakalım bu çocuk?" dedi. Annemle aramız hep iyiydi ona herşeyimi anlatabilirdim beni yargilamazdı. Ona Draco'yu söylemek istedim.

Mira: Aslında var. Ve sen bu kişiyi tanıyorsun.

Derken yanaklarımın al al olduğunu hissettim. Annem bana gülmüştü "Ben tanıyor muyum? Kim?" dedi. Homurdana homurdana cevap vermeye çalıştım aslında vereceği tepkiden biraz tırsıyordum. Ya bizim olmamızı istemezse...

Mira: Draco. Draco Malfoy.

Annem aşırı şaşırmıştı ağzını açmaktan nerdeyse çenesi düşecekti. Onun bu şaşkın haline gulmemeye çalışırken zorlandım. Annem uzun bir süre cevap vermedi. "Ee ne düşünüyorsun Malfoy ve ben hakkında" dedim. Annem şokunu atlatıp benle konuştu.

Agatha: Merlin aşkına Malfoyların oğlu ile benim kızım mı? Bunun olmasına ihtimal bile vermezdim. Malfoylar saygı duyulan iyi bir aile, tabiki böyle bir ailenin çocuğuyla olmanı isterim ama...

Ama kelimesine kadar çok iyi gidiyorduk, o kelimeyi dediği an yüzüm düşmüştü. Annemde biliyordu Draco'nun küçükken benimle uğraştığını. Elimi tuttu ve iki elinin arasına aldı.

Agatha: Malfoy sana sen çocukken iğrenç davranıyordu. Şuan yapmayacağından emin olabilir misin kızım? Eski günlerdeki gibi odana kapanıp ağlamanı benim yüreğim kaldıramaz. O bazen kendinden geçebilir kızım, öfke problerini unutma. Kendini ona karşı koruyabilir misin?

Annem tüm bunları söylerken yüreğim cız ediyordu. Haklıydı, beni çocukluğum boyunca odamda ağlamaya mahkum etmişti. Ama içimden bir ses onun düzenlediğini söylüyordu bana, yada ben öyle anlamak istiyordum. Kısa bir süre cevap veremedim ama sonra kendimi toparlayip konuştum.

Mira: Hissediyorum anne. Bana karşı davranışları çok değişti. Bana beni sevdiğini çok aşık olduğunu söylüyor. Bilmiyorum ama onu seviyorum..

Annem bana bunu dememin ardından bana uzun süre üzgün bir biçimde baktı ve sonrasında sarıldı. "Sen nasıl mutlu olursan tatlım" dedi ve yanağıma ufak bir öpücük kondurdu.

Konuşmaya o kadar dalmıştık ki kahvelerimizin bittiğinin farkına varmamıştık. Misafirlerin geleceği saatte yaklaştığı için beraber mutfağa geçip hazırlık yaptık.




Elimden geldiğince sık sık bölüm atmaya çalışıyorum. Vote atarsaniz cokk sevinirim. 💗✨

Beni seviyor musun Draco? (Draco Malfoy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin