Başımda felaket bir ağrı ile uyandım. Saat sabah altıyı gösteriyordu. Draconun yanında yatıyordum, tekrardan. Hala uyuyordu onu uyandırmamaya çalışarak banyoya gittim. Hızlı bir duş alıp odaya geri döndüm. Başım hala çok ağrıyordu. Masanın çekmecelerine baktım. Ama ağrı kesoci yoktu, aklıma banyodaki ilk yardım dolabı geldi. Fakat ondada yoktu. Bir ilk yardım çantasına nasıl ağrı kesici koymazlardı.
Banyodan çıktığımda Draco uyanmıştı. "Bir şey mi arıyorsun?" heralde çok ses yapmıştım. "Ağrı kesici. Ağrı kesici arıyordum ama yok hiçbir yerde." Ayağa kalktı masasına doğru gitti çekmecesinden ilaç paketi uzattı ve bana verdi. Al dedi uzatarak elinden aldım. Masasındaki sürahiden bardağa su doldurup bana verdi.
Benle bu kadar ilgilenmesine şaşırıyordum, çocukluğumdan beri Malfoyu sadece kendini düşünen biri olarak bilirdim. Ama bu aralar beni sıklıkla yanıltıyordu. Teşekkürler deyip ilacı içtim ve kutuyu geri verdim. "Gece çok eglendiniz heralde, gülmekten ayakta duramıyordun."dedi Malfoy. Siktir, acaba gece naptim umarım kendimi rezil etmemişdir.
Mira: Biliyor musun hiç birşey hatırlamıyorum. Naptım ki?
Draco: Gece biraz eğlenmiş olabiliriz. Pansy'i odasında bırakıp yanıma koştun. Ee napiyim bende seni öyle görünce fırsat bu fırsat eğlenelim dedim. Kötü etmedim umarım.
Mira: Siktir
Bunu fısıldayarak demiştim ama duymuştu. Şok geçirmiştim. Kitlenmistim resmen hareket edemiyordum. Draco gülmeye başladı ve konuştu.
Draco: Şaka yapıyorum aptal. Yüzünün hali çok komikti görmen lazımdı.
Mira: Gerizekalı bu nasıl şaka. off yüreğim ağzıma geldi.
Hala kikirdiyordu. Ona yatağın üstündeki bir tişörtü fırlattım. Bana gülümseyerek bakıyordu.
Draco: Seninle uğraşmayı seviyorum. Seni sinir etmeye bayılıyorum. Ufak tefek esip gürlemene hayran oluyorum.
Bunları derken bana yaklaşıyordu. Yaklaştı, yaklaştı ve daha da yaklaştı. Ben masanın önünde Dracoda benim önümde duruyordu. Elleriyle bana dokunmaya başladı. Bir eli belime doğru giderken diğer eli yüzüme gidiyordu. Ellerimi masaya dayadım, yüzüm ona dönüktü. Eliyle çenemi nazikçe kaldırdı.
Draco: Mira... Sen benim neşe kaynağımsın. Sen benim herşeyimsin. Aklım şimdi başıma geliyor, keşke daha önceden sana böyle davranmasaydım. Ama söz artık seni üzecek hiç birşey yapmayacağım.
Konuşmasını dinlerken yüzüne hayranlıkla bakakalmıştım. Ellerim boynuna gitti ve sarıldı. Kendimi ona daha da yakınlaştırdım.
Mira: Sana güveniyorum Draco.
Gülümsedi belime daha sıkı sarılarak kafasını göğsüme gömdü. Birden boynuma öpücükler kondurmaya başladı, bi yandamda elleri karnımı gıdıklıyordu. Aşırı gıdık alan birisi olarak hemen kivranmaya ve gülmeye başladım bir yandanda durması için Dracoya yalvarıyordum. Bir süre daha yapıp Merline şükürler olsun durmuştu. Ona karşı sinirle mırıldanıyordum. O ise beni dalgaya alıyordu.
Mira: İki güvendik hemen sırtımızdan bıçakladın. Hazırlanda aşağı inelim.
Draco: Tamam tamam sakin ol prenses.
Dil çıkardım. Acayip çocukcaydı ama yapmayı seviyordum. Üstümü değiştirdim ve Draco ile aşağı indik. Bu sefer Pansy ve Zabini yan yana oturuyordu. Ayrıca Zabini Pansy'nin elini tutuyordu. Onların yanına gittik Draco ile yan yana oturduk. Pansy bana yavru bir köpek gibi bakıyordu. Birbirimize günaydın dedik ve konuşmaya başladık.
Mira: Hayırdır siz böyle el ele tutusmalar falan manitasinizda haberimiz mi yok.
Zabini: Evet hanımefendi dün akşam sarhoşken bana nasıl sırılsıklam aşık olduğunu itiraf etti. Ve şuan artık sevgilim onu asla bırakmam.
Mira: Hassi-
Draco eliyle ağzımı kapattı.
Draco: Küfür senin o tatlı ağzına yakışmıyor.
Dedi ve güldü. Pansy köfteyi çakmisti ve bana göz kırptı. Zabini boş boş suratimiza bakıyordu. " E hayırlı olsun o zaman"gülümsedim ve Pansy darısı başınıza dedi ve güldü. Draco şaşırmıştı çatalındaki peyniri ağzına götürürken donakalmıştı. Hafifçe öksürerek onu dürttüm. Zabini cidden salaktı galiba hala bişi anlamamış halde bize bakıyordu.
Neyse artık diyerek masadan kalktık ve derslere girdik. Zabini Pansy ile oturmuştu. Biz yine Draco ile oturmak zorunda kalmıştık. Draco dersten çok bana bakıyordu ve bende ona derse odaklanmasını söylüyordum. Ders bitimde beni tuttu ve "Seni gece çok güzel bir yere götüreceğim, birada alırız itiraz etmeyeceksin" dedi heyecanlı bir şekilde.
Bende tamamdır deyip odalara geçtik. Draco Hogsmade'e gitmişti bense odamda oturuyordum. Akşama doğru Draco gelmişti. Gelir gelmez elindeki poşetleri kenara bıraktı ve "Hadi hazırlanmaya başla"dedi. Cidden bissuru poşet vardı. Onlar ne diye sorduğumda sürpriz diyip duruyordu.
Banyoya geçtim hızlı bir duş alıp hazırlanmaya başladım. Saçımı falan kuruttuktan sonra üstüme rahat kışlık bir şeyler geçirdim. Dracoda öyle giyinmişti. Şans eseri ikimizinde üstü yeşil renkti. "Hazırsan gidelim" dedi ve elimden nazikçe tutarak dışarı götürdü. Hiç bilmediğim bir yere getirmişti.
Draco: Burası astronomi kulesi. Ne zaman kötü hissetsem ya da mutlu olduğumda buraya gelirim. Yıldızlara bakmak beni sakinleştiriyor. Tıpkı sana baktığım zamanlardaki gibi.
Kalbim güm güm etmeye başladı. Bu söz cidden beni çok etkilemişti. Elindeki poşetleri yere bıraktı hala elimi tutuyordu. Kafasıyla yeri işaret etti ve oturalım dedi. Üc tane poşet vardı. İkisini açtı, içinde bira ve biraz abur cubur vardı. Fakat üçüncü poşeti hala açmamıştı, çok şık bir poşetti.
Biraları açtı ve sohbet etmeye başladık. Yavaş yavaş sarhoş olmaya doğru gidiyordum çünkü yanaklarımın yandığını hissediyordum. Dracoda farketmişti ki konuyu değiştirdi.
Draco: Mira seni aslında buraya bir şeyi itiraf etmek için çağırdım... Aslında bunu kendime itiraf etmem bile çok zordu sana nasıl itiraf edebilirim bilmiyorum. İçkilerde aslında bu yüzden ayık kafayla yapamazdım bunu.
Derin bir nefes aldı ve onu geri verdi. Merakla bana ne diyeceğini bekliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni seviyor musun Draco? (Draco Malfoy)
Teen Fictionİlk kitabım denebilir. İçinde Draco Malfoy ile Mira Black'in yaşadıkları yazılıo. içinde smut ve argo kelimeler olabilir rahatsız olanların okumamalarını öneririm.