11. Bölüm

29 6 0
                                    

Sabah olmuştu sıcak yataklarimizdan kalkma vakti gelmişti. Draco ile hala yanyana sarılarak duruyorduk, ilk uyanan ben olmuştum. Yavaşça Draco'yu uyanması için dürttüm, zar zor mırıldanarak gözlerini açtı. "Günaydın kalk hadi" honurdanarak yatağa oturdu gözleri hala yarım kapalıydı. "Günaydın" dedi yorgun sesiyle.

Kahvaltıya inmeden Zabini'nin yanına gittik. Pansy ordaydı kanepenin köşesine kıvrılmış uyuyordu. Popy Pomfrey içeride Zabini ile ilgileniyordu. Yanına gittik Popy bizi görünce konuşmaya başladı.

Popy Pomfrey: Durumu düne göre çok daha iyi, düşündüğümden daha hızlı iyileşiyor. En geç yarın uyanır, uyandığında ilaçlarını almasını hatırlatın.

Dracoyla ikimiz çok mutlu olmuştuk. Zaten uyanacagindan emindim Zabini güçlü birisiydi. Pansy'de uyanmış bizim neye mutlu olduğumuzu anlamaya çalışıyordu. Ona anlattık ve yüzünde hemen gülümseme oluştu. "ah.. merline şükürler olsun" çok mutluydu hemen gidip Zabinin yanağına ufak bir öpücük kondurdu "seni bekliyorum sevgilim".

Draco ile ben kahvaltı yapmaya gittik, Pansy ise revirde yemeğini yiyordu. Aşağı indigimizde karşımda Harry'i gördüm. Yanında Hermonie ve Ron vardı telaşlı gözüküyorlardı. Draconun yüzü anında düşmüştü, ne de olsa bir Gryrıfındor'lu ile gözükmek istemiyordu özellikle Harryler ile. "Ben oturuyorum diyip masaların oraya geçti. Harrygile döndüm. Dönmemle beraber Harry konuşmaya başladı.

Harry: Zabini'ye onu kimin yaptığını biliyoruz.

Demesiyle ile şok geçirmiştim. "Ne? Nasıl?" kalbim çırpmaya başladı. Dracoya baktım telefonu ile uğraşıyordu. Harry tekrar konuşmaya başladı.

Harry: Yapan kişi mattheo. Görünmezlik pelerini ile bir yere gidiyordum. Zabini Mattheo ile kavga ediyordu ve senin hakkında konuştuklarına yemin edebilirim.

Duyduklarıma inanmak istemiyordum. Hem böyle bir şeyin olması aşırı mantıksızdı mattheo okuldan atılmıştı. Böyle korunaklı bir satoya girmesi nerdeyse imkansızdı.

Mira: Nasıl olabilir ki? Mattheo okuldan atıldı. Diyelim ki o yaptı ama neden Zabini.

Hermonie: Seni elde edemedi ve intikamını sana acı çektirerek alacaktır. Mattheo kaç senedir bu okulda onu az bir şey tanıyorsam seni derinden yaralamak isteyecektir.

Harry: Evet. Mira kendine dikkat etmen lazım tek gezmemeye çalış. Özellikle Dracoyla beraber gez. Onu ne kadar sevemsemde dikkat etmeniz lazım.

Tamamdır anlamında başımı salladım. "Sağolun bilgi için halletmeye çalışacağız bir şekil." derin bir nefes verdim, vücudum ağırlaşmıştı. Dracoya baktım o da bana bakıyordu bir seylerin ters gittiğini anlamış gibiydi yüzü karmaşık bir hal almıştı. Albus kürsüye çıkmış sessiz olmamız için bize sesleniyordu. Bende Harry ile vedalaşıp Draconun yanına gittim. Albus konuşmasını bitirip yemekleri önümüze koyunca konuştu.

Draco: Ne istiyorlarmış o ucubeler?

Mira: Ucube? Herneyse. Aslında önemli bir şey söylediler.

Draco: Ne gibi?

Mira: Zabini'ye bunu yapanın kim olduğunu bildiklerini söylediler.

Draco anı şaşkınlık ile çatalını yere düşürdü ve "ne" diye bağırdı. Elimi ağzıma götürüp sessiz ol işareti yaptım. Bana yaklaştı ve fısıldayarak "Hangi piç yapmış?" dedi.

Mira: O tekrardan gelmiş, Mattheo... Harry kendisi bizzat görmüş, kavga ederken.

Draco: Ne? Neden kavga etsinler? Hem o dallamayı okuldan attırdım ben nasi gelmiş?

Mira: Bilmiyorum Draco, bilmiyorum. Ama bizim bunu halletmemiz lazım yoksa daha fazla kişiye zarar vericek.

Draco: Bizzat ben halledicem onun işini beklesin o. Önce sen sonra Zabini hiç birşey yapamaz o şerefsiz.

Sessiz kaldım. Yemeğimden yemeye çalışıyordum ama aşırı midem bulanıyordu. Büyük ihtimalle strestendi. Yinede az bir şey yiyip masadan kalktık ve revire gittik. Pansy hala ordaydı oturmuş kitap okuyordu. Yanına oturdum "Bir gelişme varmı?" bizi görünce hafiften zorda olsa gülümsedi ama yüzü geri düştü. "Hayır. hala uyanmadı en ufak bir hareket bile yok."dedi. Konuşurken sesi ağlamaklı geliyordu.

Mira: Sana dememiz gereken bir şey var...

Dracoyla ben olanları yatıştırarak anlattık. Pansy sinirlenmişti ama bunu dışarı vurmuyordu. Ama fısıldayarak küfürler ettiğini duyabiliyorduk."Ahhg... O pislik.. onu yasatmayacağım, onu pişman ettirmeden geri dönmeyeceğim. Aptal pis-"

Sözünü tamamlamadan homurdanma sesleri duyduk. Zabini, Zabini hareket ediyordu. Draco hemen ayağa kalkıp Popy Pomfrey'i çağırmaya gitti. Bense onun yanına gidip hemen bir bardak su içmesini sağladım. Pansy çoktan ağlamaya başlamıştı ama bu sefer mutluluktandı. Bir yandan Zabinin dlini tutuyor bir yanda sevgi kelimeleri fısıldıyordu. Popy Pomfrey gelmişti yataktan uzaklaştık ve kontrolleri yapması için Popy Pomfrey'i yanlız bıraktık.

Biraz sonra Popy Pomfrey bizi çağırmıştı. "Bir iyi bir kötü haberim var... İyi olan haberimiz sağlığı gayet yerinde, kafasındaki yara hızla iyileşiyor. Onda endişeniz olmasın çocuklar. (biraz duraksadı ve içini çekti) Kötü haberim ise kafasından darbe aldığı için yakın geçmişini fazla hatırlayamıyor. Bir nevi hafıza kaybı gibi düşünebiliriz. Onu yormamaya çalışın benim Dumbledore'nin yanına gitmem lazım acilen. Dikkat edin."

Mutluluğumuz çok uzun sürmemişti. Popy'nin dediklerine göre bu son olanları hatırlamıyordu. Bu bize bu konuda yardım edemeyeceği anlamına geliyordu. Onun yanına gittik, sohbet etmeye çalıştık. Hemen bu olaylardan bahsetmek istemiyorduk. Alıştıra alıştıra söylemek onun için daha iyi olurdu. Bir gün böyle geçmişti. Dumbledore arada gelip Zabini kontrol ediyordu.

Onunla bu kadar ilgilenildiğini görmek bizi bir nebze olsada rahatlatiyordu. Aslında Mattheo'dan korkmuyordum. Fakat benim yüzümden başka insanlara zarar vermesi bende çok büyük bir suçluluk duygusu yaratıyordu. Ve bu hissetmek istediğim son duygu olabilirdi. Ona karşı olan bu rekabetimde kaybetmeyecektim...


İghh bı bölüm daha bittiiiii. Ve ben bölüm yazamiyorum zamanım olmuyo aklıma bişi gelmiyo kusura bakmayın bu yüzden. Vote atmayı unutmayın seviliyorsunuz ✨💗

Beni seviyor musun Draco? (Draco Malfoy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin