Sabah olmuştu. Yine Draco'dan önce uyanmıştım. Banyoya gidip günlük rutinleri hallettim ve odaya geri geçtim. Yemeğe yarım saat vardı ama o hala uyanmamıştı. Alarmının çaldığınıda duymamıştım. yanına gittim hafiften durtmeye başladım. Mırıldana mırıldana gözlerini açtı.
Mira: Yemeğe yarım saat kaldı. Kalkacak mısın?
Kafasını yastığa gömerek "hm hmm" dedi. Yastığı kafasının altından aldım "kalk hadi kalk geri uyuyacaksın yoksa" dedim. Gözlerini sonunda açmıştı "tamam ya" dedi ve yatakta doğruldu.
Draco: Günaydın.
Mira:Günaydın.
Hemen banyoya gitti. Beş dakika sonra geri geldi. "Hadi inelim" diyerek beni sırtımdan ittirdi. Biz gittiğimizde çoktan masalar dolmuştu. Hemen Pansy gilin yanına gittik. Bizi görünce selam verdiler.
Pansy: Dün gece nerdeydiniz ikinizde yoktunuz. Sabahta göremeyince merak ettik.
Zabini: Belki özelleridir Pansy. Herşeye burnunu sokmasana.
dedi ve Pansy'e sırıttı. Pansy sonradan anladı ki Zabini o malum işten bahsediyordu. O da hemen gülmeye basladı.
Draco: Kesin sesinizi aptallar. Öyle birşey yok. O ders çalıştı bende oturdum.
Zabini: Tamam abi sakin. Şaka yaptık.
Draco: Başlatma şakana önüne dön.
Zabini Pansy'e dönüp buda bi değişik ha diye mırıldandı. Pansy zeytine çatalını batırırken kafasıyla onay verdi. Bu konulara çok karışmak istemiyordum. O yüzden fazla sesimi çıkarmadım. Tam peyniri ağzıma atacakken karşıma birisi oturdu. Bu o çocuktu, bana aptal aptal bakan.
Oturduğu gibi bakmaya başladı. Bunu bizimkilerden herkes fark etmişti. Hepsi sırayla bir bana birde çocuğa bakıyorlardı. Çocuk masaya geldiğinden beri çok fazla konuşmamıştık. Çocuktan aşırı rahatsız olmuştum ve midem bulanmaya başlamıştı. İzin isteyip lavobaya doğru gittim. Lavobaya girdiğimde ilk işim yüzüme su çarpmak oldu. Biraz daha sakinleşmiştim. Kapıyı açıp tam çıkacakken kapının önünde duvar gibi duran o çocuğu gördüm.
Tekrar midemin bulandiğını hissettim. Titrek bir sesle "geçebilir miyim?" dedim. Yüzünde aniden aptal bir gülümseme belirdi. Aşırı korkunçtu. "Hayır" dedi tok bir sesle beni kolumdan tutup tuvaletin içinden çıkarttı ve hemen duvara yasladı. Dün Malfoy'un yaptığı hareketin aynısını yapıyordu ama bu çok fazla rahatsız ediciydi.
"Çok güzelsin" Kalbimin durduğunu hissettim. Ses bir anda kulaklarımda yankılananmaya başladı. "Sen kimsin?" diye bildim sadece. "Mattheo" dedi hala onunla duvar arasindaydım. "Tamam, artık beni bırakabilirsiniz" dedim. Bunu duyduğuna sinirlenmiş gibiydi çünkü kaşlarını çattı bir eliyle şakaklarını ovaladı.
"Anlamıyorsun.. Senin benim olmanı istiyorum. Sadece benim." gözlerimin içine baktı. Tüm vücudumu korku sarmıştı ve ufak bi nefret. Dediği tüm kelimeler kafamda tekrarlanır duruyordu. "Hayır.. Ben istemiyorum." Bunu demiştim ama tamamen refleks olarak düşünerek dememiştim. PAT!! Bir anda eliyle duvara yumruk attı.
"Olucaksın" dedi derin bir nefes aldı tam ağzını geri acacekken başka birinin sesini duydum. "istemiyorum dedi, daha neyini anlamıyorsun" bu ses o kadar sinirli gelmişti ki kulağıma hemen kafamı çevirdim. Biraz uzağımızda Draco vardı. Ah kurtarıcı meleğim.
Yanımıza geldi. Mattheo'nun eli sonunda beni bırakmıştı. Mattheo Draco'ya iğrenir bir şekilde baktı. Bu Malfoy'un çok umrunda olmamış gibi gözüküyordu ki beni kolumdan tuttu ve kendine çekti. Mattheodan şükürler olsun uzaklaşmıştım. "Bidaha bu kızın yakınlarında dolaşma" dedi Draco sert bir ifadeyle.
Mattheo hiç birşey dememişti öylece Draco ile gidişimizi izlemişti. Draco beni odamıza götürdü.
Draco: O bebe sana bir şey yaptı mı?
Sesi o kadar sinirli geliyordu ki bi an için tırstım Yüzüne baktım nerdeyse burnundan alev çıkacaktı. Bana baktı, ben cevap vermeyince sorusunu yeniledi.
Mira: Hayır bir şey yapmadı.
Kolumu eline aldı. Kolum morarmıştı, o anın korkusuyla hiç hissetmemiştim. Draco elime iyice baktı ve sonra kısık sesle küfür etti. "Önemli bir şey değil" dedim kolumu onun elinden alırken.
Draco:Hayır Mira önemli. O yavşak nasıl senin kolunu tutabilir. Tutmayı geçtim nasıl canını acıtabilir lan. YAPAMAZ, YAPAMAZ. Eğer o sana bir daha dokunacak olursa onun o elini kırarım.
Sesi normalinden daha yüksek çıkıyordu. Bu sefer cidden sinirli gibiydi. Beni korumaya çalışıyordu. Hala burnundan solumaya devam ediyordu. Onu sakinleştirmek istedim. Ona sarıldım. Şaşırmıştı, ilk saniyeler bana geri sarılmadı ama biraz zaman geçtikten sonra oda bana geri sarıldı.
Mira: Teşekkür ederim.
Kafam onun göğsüne denk geliyordu kalp atışlarını duyabiliyordum. Hızlı atan bir kalbi vardı. Bu beni çok değişik hissettirdi, sanki karnımdaki yemekler dans ediyormuş gibi, sanki birisi içimi gıdıklıyormuş gibi. Onu o an hiç bırakmamak istedim ama zorundaydım.
Kollarımı boynundan geri çektim. Yanaklarımın kıpkırmızı olduğunu hissedebiliyordum. Draco bana gülümsedi elini yanağıma götürdü okşamaya başladı.
Draco: Rica ederim:)
Elini aniden kapının açılması ile geri çekti. Pansy gelmişti bizi merak etmiş olmalıydı.
Pansy: Nerdesiniz lan ikinizde bi gittiniz gelmediniz?
Zabini: Bir şeyi bölmedik demi;)
Dedi ve güldü Pansy susması için onu dürttü. Malfoy bu sefer tepki vermedi.
Draco: Önemli bir şey değil merak etme.
Pansy eliyle tamamdır dedikten sonra odanın kapısını kapatıp geri çıktı. Draco yeniden bana döndü. "Derslere gitsek iyi olur az zaman kalmış" Ona hayranlıkla bakıyordum kafamla hı hı yapıp peşinden gittim. Yine aynı yerlerimize oturduk derslere girdik. Gün nerdeyse böyle bitmişti. Bu gün çok stres olmuştum o yüzden dersler biter bitmez odama gidip uyumaya gittim. Yavaş yavaş uykuya dalarak günüde böyle bitirmiş oldum.
arkadaşlar mattheo bu. zaten biliyorsunuz dur. Taşşş. Bu bölumde burda bitsin. Desteklerinizi beklerim. Vote atmayı unutmayın. 💗✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni seviyor musun Draco? (Draco Malfoy)
Teenfikceİlk kitabım denebilir. İçinde Draco Malfoy ile Mira Black'in yaşadıkları yazılıo. içinde smut ve argo kelimeler olabilir rahatsız olanların okumamalarını öneririm.