♠️ 14. Bölüm ♠️

224 17 5
                                    

    Bu bölümü, bu bölüme oy veren herkese ithaf ediyorum ❤️

     Keyifli okumalar ❤️

     SINIR: 6 oy 15 Yorum

     ♠️♠️♠️

      Bir önceki bölümden alıntı:

  Telefonun yüzüme kapanmasıyla kapının açılması bir olmuştu. Yaklaşık bir aydır birbirimizi görmediğimizden özlemiştik. Koşarak ona sarıldım ve kokusunu içime çektim. Sarılmamızı bölen şey Ege'nin sorusuydu.

    "Sedef, tekrar sevgili olabilir miyiz?"

   ♠️♠️♠️


     Ege'nin sorusuyla donup kalmıştım. Bu soru böyle öküzce sorulmazdı ki. Evet, Ege başka şartlar altında düşünmeden evet diyebileceğim biriydi ama... hacker savaşları, çeteler ve Almanya'ya gitme zorunluluğum varken bu mümkün gözükmüyordu. Yoksa ben de Ege'ye karşı hissettiğim duyguların tekrar geri geldiğinin farkındaydım.

     "Ege, ben de çok istiyorum tekrar seninle şey olmayı ama bu şartlar altında olmaz, yani olamaz." Sevgili kelimesini telaffuz edememiştim.

    "Sedef, ne var ki şartlarımızda? İşinden dolayı mı? O geçen benim canıma kast eden adamlar yüzünden mi? Neden olmaz?" Anlamıyordu, anlayamazdı.

    "Hepsi yüzünden Ege. Altı ay daha versen bana, şartlarımı düzeltmem için en azından." Yüzüne doğru düzgün bakamıyordum, utanıyordum.

      "Tamam Sedef, tamam." Ege'ye sahip olduğum için şanslıydım, çok şanslıydım hem de.

      Başımı kaldırıp gözlerinin içine baktım. "Uykum var, beraber uyuyalım mı?" Bu Ege'yle çok sık yaptığımız bir şeydi. Morali yerine gelmiş gibiydi.

         "Olur. Bekle iki dakika üstümü değiştireyim." O, bekle iki dakika deyince kötü hissetmiştim.

  Ben ondan altı ay beklemesini istiyorken o benden sadece iki dakika istemişti...

  Ben de odama geçip üstüme rahat bir şeyler geçirdikten sonra Ege'nin odasına kapıyı çalmadan girdim. Ege'nin tamamen çıplak olduğunu görmemle özür dileyip arkamı döndüm. Utanmıştım, ama yanaklarımı kızartacak kadar uzun boylu değildi utancım. Yanaklarım kızarmazdı zaten. 

  "Sedef, arkanı dönebilirsin. Giyindim."

   Döndüğümde Ege'yi yarı çıplak bir halde gördüm. Sorun etmedim, onu böyle görmeye alışıktım zaten. Gülümseyip onunla beraber yatağa girdim. Ondan yayılan 'şehvet' adlı duyguyu resmen fiziksel olarak derimde hissedebiliyordum. Kafamı iki yana salladım, irademe sahip çıkmalıydım.

   Ufak bir kaçamaktan bir şey olmaz bence.

  İçses sus!

   Yatağa girdiğimizde ışığı açık unuttuğumuzu fark edip ofladım. İkimizin de ayağa kalkıp ışığı kapatmaya niyeti yok gibiydi. Böyle olmayacağını anlayıp yatağın kenarında duran komodinin üstündeki kumandayı ışığın açma-kapama düğmesine fırlattım. Tam on ikiden  isabet ettirmemle sırıttım, iyi nişan alırdım.

   Bu hareketimle Ege'den küçümseme gibi bir "hıh" sesi çıkmıştı. Nerden çıkardığını bilmediğim terliği aynı düğmeye fırlattı, ışık geri açılmıştı. 

   "EGE!"

    Gülüp duvardaki düğmeye basarak kalkmaya bile gerek duymadan ışığı kapattı. Ben boşuna mı kumanda atma zahmetine girmiştim yani? Oflayıp yumruğumu karnına geçirdim. Sert vurmamıştım ama yine de dalga geçermişçesine inlemişti. Sakinleşmeye çalışıp gözlerimi kapattım.

Kod Adı: Maça KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin