♠️ 4:♠️

426 27 0
                                    


 Yeni bölümle karşınızdayım umarım beğenirsiniz❤️ Keyifli okumalar.

 DÜZENLENDİ.

♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️

 Arabaya bindiğimde gözüme ilk çarpan şey arka koltuğun boş olmasıydı. Eğer zorla kaçırılmış olsaydım bu belki işime yarardı ama arabaya kendim binmiştim bu yüzden arkanın boş olması benim için bir şey değiştirmiyordu. Belki de rahat olmamı sağlardı ama bu da pek işime yarayan bir şey değildi.

 Beni kaçıranın ya da kaçıranların -artık buna ne kadar kaçırılma denirse- BSH olduğunu düşünüyordum çünkü onlardan başka kimseye bir şey yapmamıştım. Aslında onlara da bir şey yapmamıştım da her neyse. Her onlarla uğraşana böyle karşılık ereceklerse işleri zordu.

 Ha ShadeHack diyeceğim ama onların şifreyi bulan kişinin ben olduğumu bilmeleri gibi bir ihtimal yoktu. Maça Kızı kimliğim de ifşa olmuş olamazdı, bunu da elediğime göre ya BSH ile ilgiliydi ya da Maça Kızı. Eğer hacker çetelerini bilmiyor olsaydım kim olduğumu bulmalarına ihtimal bile vermezdim ama çeteleri hafife almamak lazımdı.

 Araba durduğunda camdan dışarı baktım ve BSH'nin binasını gördüm. BSH'nin beni kaçırmasına sevinmiştim çünkü diğer seçeneklerden çok daha iyiydi benim için. Arka kapı kilitli olduğu için arabadan kendim inemiyordum. Önde oturan vatandaşlardan biri sonunda hareket etmeye karar verdiğinde adamın neresine tekme atsam diye düşünüyordum.

 Adam kapıyı açtığında hâlâ neresine tekme atacağıma karar verememiştim. Normalde ön kapıdan giriş yapsaydık tekme atma isteğimi yerine getiremezdim çünkü işlek bir caddeydi. Ama arka kapının olduğu yerde bizden başka kimse bulunmadığı için rahatça istediğimi yapabilirdim.

 Tekme atacak olmamın sebebi ise adama çok fena sinir olmamdı. Hani birisine aşırı gıcık olup onu dövmek istersiniz ama yapamazsınız ya aynı durum. Tek farkı benim adama istediğimi yapabilecek olmamdı.

 Adam hâlâ onun vücuduna bakmaya devam ettiğimi görünce -ya beni sapık sandı ya da hareket etmeyeceğimi  düşündü bilmiyorum- bileğimi tutmaya çalıştı. Benim de ne kısmetse en başta aklıma gelmesi gereken şey şimdi geldi ve adamın omuzlarını tutup bacak arasına dizimi geçirdim.

 Adama "Kıza bir şey olmasın," diye bir komut verdiklerini düşünmediğim için adamın yerden kalkmasını beklemeden binaya girdim. Aslında adamı burnu ve ağzı yer değiştirinceye kadar da dövebilirdim ama abartmaya gerek yoktu.

 Bana dövüşmeyi yedi yaşındayken babam kendimi savunabilmem için öğretmişti. Onu yenebilene kadar da bırakmamıştı öğretmeyi. Bu da bir beş yılımı falan almıştı ama olsun sonuç olarak çok iyi dövüşüyordum.

 Binaya girdiğimde bir önceki sefer yapmadığım şeyi yaptım, yani etrafı inceledim. Giriş katında tahmini olarak yüze yakın kişi var gibi gözüküyordu. Hangi katta kimin duracağına nasıl karar veriyorlar bilmiyorum ama bu kattaki yazılımcıların eli gerçekten yavaş hareket ediyordu. 

 İnsanları incelemeyi bırakıp asansöre bindim ve "-3" yazan düğmeye bastım. Bir önceki seferden kalmıştı aklımda çetenin orada olduğu. Asansör aşağı inerken ben de kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum çünkü asansörlerde ve dar alanlarda bulununca sebepsizce geriliyordum. Ama benimkinin klostrofobi olduğunu düşünmüyorum çünkü o kadar ciddi bir durum yok. Sadece dar ortamlarda kaldığımda çıkamayacağımı düşünüyordum yani paranoyaklık gibi bir şeydi benimkisi.

Kod Adı: Maça KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin