Kod Adı: Maça Kızı

♠️ 10. Bölüm ♠️

  Uzun bir aradan sonra, nasılsınız? 

  Umarım bölümü beğenirsiniz, keyifli okumalar❤️❤️❤️

♠️♠️♠️

  Gelen yani daha doğrusu gelenler BSH çetesiydi. Berkay, Alper, Çağla, Yağmur, Poyraz, Yalın ve Mira. Adlarını kendi imkanlarımla öğrenmiştim ama özel hayatlarını ve geçmişlerini araştırmamıştım, özele saygım vardı.

  Bıkkın bir ifadeyle "Ne işiniz var evimde?" diye sordum.

  "Oooo Maça Kızı bu ne sinir, misafirlerine böyle mi davranıyorsun sen? Çay kahve falan ikram etmeyecek misin, ayıp oluyor ama." Berkay'ın bunları demesiyle dişlerimi sıktım, Berkayların hepsi şerefsizdi.

  Jetonumun yeni düşünmesiyle küfrettim, Maça Kızı olduğumu öğrenmişlerdi. Büyük ihtimalle bunu bana karşı kullanarak istediklerini yaptırmaya çalışacaklardı ama yanılıyorlardı.

  "Başlatma misafirliğine, ne bok istiyorsanız söyle sonra da evimden siktir olup gidin." Berkay haklıydı, bugün sinirlerim fazla gergindi. 

  "İyi öyleyse, çete savaşlarına bizim grupla katılacaksın ha eğer reddedersen bütün çeteler Maça Kızı'nın kim olduğunu öğrenir." Söyledikleri aptal olduklarını kanıtlamaktan başka bir işe yaramıyordu. Benim Maça Kızı olduğumu kanıtlamaları için sözleri yetmezdi, bu da evime kamera ve ses dinleme cihazı koyduklarını gösterirdi. Ya da üstlerinde mikrofon da olabilirdi, orası önemli değildi.

  "Bunun için ayaklarıma kadar geldiyseniz üzgünüm... savaşa katılmayacağım." Üzülmüş gibi yaptım oysa sesimden dalga geçtiğim belliydi.  

   Kamerayı bulmak için zaman kazanmaya çalışıyordum. Birden fazla kamera koydularsa da önemli değildi. Tek bir makinanın yerini bulmam diğerlerinin yerini tespit etmem için yeterliydi.

   "Katılır mısın demedi zaten, katılacaksın dedi," liderleri olan Yalın'ın konuşmasıyla ona döndüm. Çete lideri sonunda ağzını açmıştı. Liderin ne dediğini umursamadım, bu çocuk fazla yakışıklıydı.

   "Gerçekten savaşa sizinle katılacağımı mı düşünüyorsunuz? İstediğinize söyleyin o olduğumu, size inanan olmaz. Şayet ben de Maça Kızı olduğuma inanmıyorum. Bir daha da savaş hakkında bir şey söylemeyin, kaybedecek bir çeteyle savaşa katılmam."

     Ellerinde Maça Kızı olduğuma dair doğru düzgün bir kanıt olsa bile şuanda uygulamakta oldukları plan bunları söylememle suya düşmüştü. Esnedim, bir an önce onları evimden çıkarmam lazımdı.

   Liderin sabrı kalmamış gibiydi "bizimle gelip şu siktiğimin savaşına girecek misin yoksa evinden defolup bütün dünyaya Maça Kızı'nın gerçek kimliğini mi ifşa edelim?"

   Onlarla savaşa katılmam için neden onlarla gelmem gerekiyordu? Savaşa daha beş ay vardı! "Daha da iyi bir teklif: Maça Kızı olduğumu unutarak ve evimdeki kameraların yerini söyleyerek evimden çıkın ben de polislere dün gece yapılan soygunu kimin yaptığını söylemeyeyim, nasıl fikir?"

   Eğer onlar benim Maça Kızı olduğumu duyururlarsa sadece bulaştığım isimler bana sorun çıkarırdı ve polis bunların arasında değildi. Ama eğer ben onları polise verirsem -gizli mekanları dahil- bütün dünyadaki polisler onların peşinde olurdu ve yakalanmaları işten bile değildi. Geri zekalılar kendi ülkeleri ile yetinmeyip bir çok ülkede suç işlediği için aranıyorlardı zaten.