♠️ 8. Bölüm ♠️

311 18 2
                                    

   Bölüm biraz geç geldi farkındayım kusura bakmayın. Satır aralarında yorum yaparsanız sevinirim. İyi okumalar, umarım bölümü beğenirsiniz❤️

♠️♠️♠️♠️♠️♠️♠️

  Arabayı park etmemin ardından on dakika geçmişti ve ben kantine anca gelebilmiştim. Kampüs labirent gibiydi. Kantinde gördüğüm tanıdık yüzerle ortamda ağırlıklı olarak bir ve ikinci sınıfların olduğunu anladım. 

 Tost ve ayran alıp boş olan masalardan birine oturdum. Okulda daha çok kendi yaşıtlarımla değil de benden küçüklerle arkadaşlığım vardı. İnanın bana nedenini ben de bilmiyorum, hepsiyle ayrı bir tanışma hikayemiz vardı.

  Biten tostumla çöplerimi atmak için ayaklanırken kantinin kapısı biraz fazla gürültülü bir şekilde açıldı. Kantinden içeriye girenlerin BSH olduğunu görmemle göz devirdim. Şov yapmaktan başka işleri yoktu. 

  İki dakikadır mal gibi önünde dikildiğim çöp kutusuna elimdekileri atıp kantinin kapısına doğru yürümeye başladım, on dakikaya dersim başlayacaktı. Yürürken BSH'deki kızlardan biri olan Mira'nın beni izlediğini görünce baş selamı verdim ve kantinden çıktım. Sadece yarım dakikada çıktığım kantinden çıkmak gereksiz kişilerin yaptığı şovla beş dakika olmuştu.

  İlk dersimin olduğu sınıfın önüne gelmemle içeri girdim. İçeride yirmiye yakın kişi vardı. En arkada bir yere geçip başımı sıraya koydum, zaten uykumu alamamıştım. 

  5 dakika geçmişti ki önümde hissettiğim hareketlilikle bütün uykum kaçmıştı, uykum fazla hafifti. Gözlerimi açtığımda gördüğüm tanıdık saçlarla gözlerimi kapamam bir olmuştu. Gözlerimi tekrardan açıp geriye yaslandım ve tekrar benimkiyle aynı renk tonuna sahip saçlara tekrar baktım. Yüzde yüz emindim, önümde oturan şahıs biyolojik ikizimdi. 

  Saçımın rengi çok.... farklıydı. Boya gibiydi ama değildi işte. Saçımın farklı olması dünyada tek olduğu anlamına gelmiyordu ama kolay kolay göremeyeceğiniz kadar nadirdi. Saçımdan memnundum, mor gibi eksantrik bir renk değildi aksine kahverengi tonlarındaydı.

  Evet, sadece saçımızın renginin aynı olması onun benim ikizim olduğun göstermezdi ama hislerime güvenerek bile onun biyolojik ikizim olduğunu söyleyebilirdim. Ön sıramda oturduğunu düşünürsek arkasında oturduğumu biliyor olmalıydı. Amacı neydi bilmiyordum ama doğruyu söylemek gerekirse, umurumda da değildi.

  Biyolojik olarak ikizim diyebileceğim şahısın önümde oturduğu şokunu atlatana kadar dersin beş dakikası geçmişti. Ben sınıfa girdiğimde zaten içeride olan hocanın beni görmüş olması gerekiyordu. Yani eğer şuan sınıftan çıksam haftaya olan ve benim tam not alacağım vizemden en fazla 10 puancık kırardı.

  Düşündüğüm gibi de yaptım. Her ne kadar sessiz hareket etmeye çalışsam da önümdeki şahısın ne yaptığımı duyduğunu biliyordum. Dün ayak seslerimi duymasıyla kanıtlamıştı bunu. 

   Bugünkü diğer derslerime de girmeyecektim. Bunun haftaya olan sınav notlarıma yansıyacağını biliyordum ama umurumda değildi. Koridorlarda gördüğüm tanıdık yüzlerle sevdiklerime selam vere vere bahçeye çıktım. Bu sefer 4. sınıftakileri tanıyordum, bir "bilinmeyen" olsam da o kadar asosyal değildim.

  Arabaya bindiğimde içimde tuhaf bir his vardı, sanki bir şey olacakmış gibi hissediyordum. Zaten arabada tuhaf bir koku da vardı. Arka koltuğa baktığımda sıra dışı bir şey göremeyip önüme döndüm. Dün olayları anlatacağıma dair söz verdiğim arkadaşım Ege'nin çalıştığı hastanenin önüne gelip arabayı park ettiğimde arabadaki koku dayanılmaz hale gelmişti.

Kod Adı: Maça KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin