♠️ 7. Bölüm ♠️

364 23 12
                                    

Kusura bakmayın bölüm biraz geç geldi. Bu arada kitabın adını ve kapağını değiştirmeyi düşünüyorum ama bölümler aynı kalacak. Umarım bölümü beğenirsinizz ❤️❤️

♠️♠️♠️♠️

  Ben 15 yaşındayken öldüklerini sandığım ailemin gerçekten ailem olmadıklarını öğrenmemin üzerinden bir hafta geçmişti. Bu bir haftada biyolojik olarak ailem sayılan insanların benimle aynı okulda okuduklarını öğrendiğim için okula gitmem gereken üç günde okula gitmemiştim.

Evet, gerçek ailemin hiçbir suçu olmasa da onları istemiyor olabilirim ama... kim 24 yaşında yeni bir aile ister ki?

Kesinlikle ben değil.

İç sesi duydunuz, ben istemem.

   Okula gitmediğim zamanlarda geçen hafta aşçılık için gittiğim restorana gitmiştim. Zaten telefon numaramı bırakmamın ardından -kabul ediyorum hoş bir hareket değildi- ertesi gün arayıp işe alındığımı bildirmişlerdi. Dürüst olmak gerekirse şaşırmıştım. Hadi ama! Bir restoranda "aşçı" olarak çalışmak için biraz fazla gençtim.

   Neyse ki bugün perşembe olduğu için ne okula ne de Cosy'e gitmeme gerek yoktu. Maça Kızı'na gelen işlerden biri aklıma yattığı için onu halledip yatmaktan başka bir planım da yoktu.

   Gerçek ailemden de bir haber yoktu. Büyük ihtimalle bana gelen mesajın aynısı onlara da gelmişti yani beni -sonunda- bulduklarından emindim. Ve evet, üç gündür okula gitmememin sebebi de bu. Okula gitmememin diğer sebebi ise...

Onlarla yüzleşemeyecek kadar korkaksın.

Ah, iç sesimin her zaman haklı olması beni delirtiyordu. 

♠️♠️♠️

  Parmaklarım her bilgisayarımı kullanırken olduğu gibi klavyenin üstünde dans ediyordu. Şu anda güvenlik duvarına sızmaya çalıştığım şirket beni ciddi anlamda zorluyordu. Büyük ihtimalle şirketin sahibinin düşmanlarından biri tarafından almıştım işi. Aslında yapmayı terci ettiğim şeylerden biri değildi ama şirketin sahibini araştırmıştım. İki kelimeyle pisliğin tekiydi.

   Öte yandan bir şirketin yazılımcılarının bu kadar iyi olması mümkün değildi. Hiçbir normal üniversiteden öğrendikleriyle yetinen yazılımcı beni zorlayamazdı. Belki ego diyeceksiniz ama inanın değil. Ya şirketteki yazılımcılar sıkıcı yani sıradan değildi ya da bu işte bir iş vardı.

  Oyumu ikinci seçeneğe veriyorum. Ne olacağını merak ettiğim için parmaklarımın dansını durdurdum. Daha üç saniye önce beni zorlayan yazılımcılar aniden saçmalamaya ve beni güvelik duvarından atma çalışmalarını durdurmuştu. Evet, onlar benim gibi yaptıkları şeyleri bırakmamıştı ama dediğim gibi: saçmalıyorlardı.

  Biranda saçmalamayı bırakıp amaçlarının ne olduğunu anlamadığım kodlar yazmaya başladılar. İkinci ihtimal kesinleşmişti. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Yaklaşık beş dakika boyunca klavyeye parmağımı bile sürmeden ne yaptıklarını anlamaya çalıştım. Belki size az geliyor olabilir ama eğer bilgisayar başındaysanız, beş dakikada dünyayı bile fethedebilirsiniz.

  Hâlâ amaçlarının ne olduğunu anlayamamıştım. Galiba bana gelen teklifleri kabul ederken bir daha düşünmeliydim. Hayır yani, hangi şanssız insanın kabul ettiği iki teklifin de arkasından bir şey çıkar ki? Cevap açıktı: benim.

  Onların yaptığı şeyi umursamadan güvenlik duvarlarını zorlamaya devam ettim. Onların yaptığı şeyle bağlantılı olmalı ki işim daha da kolaylaşmıştı. Durdum. Her ne kadar kabul etmek istemesem de benden daha iyiydiler yani öyle elimi kolumu sallaya sallaya şirketlerine sızmama izin vereceklerini sanmıyordum. 

Kod Adı: Maça KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin