42

60 3 0
                                    



Şaşkınlıkla kafamı kaldırıp anneme baktım "Anne karıştırdın herhalde." annemin akıl sağlığı yıllardır iyi değildi o yüzden söylediği hiçbir şeye güvenmek doğru olmaz ama annem kendinden emin bir şekilde ısrarla oğlum diyip duruyordu.

"Adını biliyor musun?" ancak böyle cevabımı alabilirdim fakat şimdi düşününce onu ilk gördüğümde pistte karşılaşmıştık ve orada adımı bilmesine anlam verememiştim. Eğer böyle bir şey varsa hiç iyi şeyler olmayacaktı.

"Neydi ki? Hatırlayacağım... Hadi hatırla hadiii." ellerini kafasına vurmaya başladı sıkıntılı bir nefes verip onu takmadan fotoğraflara bakmaya devam ettim her bir karede giyindiği kıyafet değişiyordu ve çekildiği tarihler ise babam olacak adamın yani Tuğkan'ın burada olduğu zamanı gösteriyordu.

Demek ki herşeyden haberdar ve bir oğlu olduğunu biliyor sinirim artmaya başladığı için makinanın düğmelerine daha sert basmaya başladım.

En sonunda Alper'in fotoğrafları bitmiş onun yerini Miray'ın parçaladığım zaman zevkle çektiğim fotoğrafları karşıma çıkmaya başlamıştı.

O gün oradaki acı bağırışları, çığlıkları beni şu an o kadar rahatlatıyordu ki... Bu zamana kadar parçaladığım hiç bir cesedi bulamadılar meleğim sağolsun. Elim köprücük kemiğimdeki melek dövmesine gitti.

Onu hatırlamak haftalar sonra eksikliğini hissettirmişti. Yüzümde zevk ve mutluluktan arta kalan hiçbir şey yoktu artık yere tam anlamıyla oturduğum sırada çekmeceden sakladığım hafıza kartını çıkartarak kameraya taktım. Bu kartta sadece ikimizin fotoğrafları vardı o ve ben.

Tek tek fotoğrafları geçerken bir çok yerde çekilmiş olduğumuz fotoğraflar vardı çoğunlukla da benim onu gizli gizli çektiğim fotoğraflar. Ödev yaparken, neşeli neşeli konuşurken, okulda kafasını sıraya koymuş uyurken.

Suratımda küçük bir gülümseme oluştuğuna eminim uzun zaman sonra onu görmüş gibiydim şu an. Ona dokunmak yanımda olduğunu bilmek bana her zaman cesaret veriyordu. Şimdi ise yarım kalmıştım sanki.

Yarım kalması gereken ben değildim. Sevgimin bir karşılığı olacağını hep düşündüm ona bunu hep hissettirdim o ise benden hep kaçtı ne zaman bu konu hakkında konuşmak istesem ya da konuşacağımı anlasa eli ayağına dolaşıyor ve uzaklaşıyordu.

Ben onun için reddedilmekten korkmadım benim yanımda olması bile bana yetiyordu. Her şey o kadar yavaş gelişmişti ki iliklerime kadar hissettim bütün duyguları.

Ben ilk yakarışımı onun ölümünde sundum dünyaya o çatıda ettiğim feryad hâlâ kulaklarımı çınlatıyor. Bir kere daha tuşa bastığım zaman kocaman gülümsediği bir fotoğraf belirdi kameranın ekranında.

Bu onun en sevdiğim fotoğrafıydı o kadar içten bir kahkaha atmış ki. Kocaman gözleri gülmekten kısılmış tepeden vuran güneş ise düz kumral saçlarının rengini iyice ortaya çıkarmıştı.

"Sena mı o? Ne kadar güzel çıkmış." gözümü fotoğraftan alamasamda zar zor anneme bakıp kafamı salladım "O hep güzeldi anne." dedim hayranlığımı saklayamadan.

Derin bir nefes alıp ayaklandım "Ben gideyim artık işlerim var." annemde oturduğu yerden kalkıp gülümsedi "Yine gel tamam mı? Bu sefer babanı da getir." keyifsizlikle yüzümü astım "Getirmez miyim?"

Tam kapıyı açtığım sırada arkadan annem heyecanla bağırdı "Buldum! Alper... Oğlumun adı Alper. Bak Serce hatırladım." onu öylece izlerken buruk bir gülümseme belirdi suratımda "Buldun anne, buldun."

Dışarı çıktığımda soğuk hava direkt yüzüme çarptığı için içim titredi. Tek yapmam gereken şu fotoğrafları polislerin anlayamayacağı şekilde emniyete göndermek.

Sonrasında ne olacağını az çok tahmin ediyorum. Aylardır taze kan kokusu değmedi burnuma bunun bilinciyle arabaya adımlarken anahtarla kilidi açıp arabaya bindim.

Varacağım yerde işim bittiğinde çoktan fotoğrafları emniyete göndermiştim. İfademide verdiğimde artık işim bittiği için şu an dönüş yolundaydım.

Spor salonunun önüne geldiğimde yan koltuğun camının düğmesine basarak yavaş yavaş indirdim. Karşımdaki beden cama doğru eğilirken bende o tarafa doğru hafifçe kafamı eğdim "Yolculuk nereye? Bırakayım." Ozan sevinçle zıpladı ve arka koltuğa doğru koştu o sırada Egemen ve ben Ozan'ın bu haline güldük.

"Varya tam vaktinde yetiştin. Helal!" Egemen'in de binmesiyle arkama yaslanıp Ozan'ın tebrik cümlelerini dinlemeye başladım. Arkadan ön koltukların arasına eğilmiş bizimle konuşuyordu.

"Aren ne istiyormuş?" Egemen'in, Aren'i sevmediğini biliyorum fakat ondan bir şey saklamaya da gerek yok "Yarış için iddiaya girmiş ama sıkıştırmışlar, baya bir yarası vardı yarışmam için aramış." çatık kaşları beni buldu sinirlenmiş görünüyordu.

Kısaca ona baktım tekrar önüme döndüğümde yolun ortasında bir beden dikildiğini gördüğüm için direksiyonu hafifçe kırdım bu yüzden hepimiz sarsıldık tekrar yola baktığımda kimse yoktu.

Egemen'in temkinli bakışlarını üstümde hissediyordum kafamı biraz öne eğdim nefes alışverişlerim hızlanmıştı garip bir şekilde terlediğimi de farkettim bu yüzden belli belirsiz yutkundum.

"Serce arabayı kenara çek." Egemen'in tok sesi kulağımı doldurdu ikiletmeden dediğini yaptım boş bir yerde durdum el frenini çektiğim gibi kendimi arabadan dışarı attım.

Ellerimi şakaklarıma koyduğumda saçlarımı geriye doğru ittim sakinleşmek için gözümü kapattım fakat o an gözümün önünde su dolu bir küvet belirdi. Dişlerimi sıkmaya başladım ve gözlerimi hızla açtım ister istemez tekrar kapanan gözlerim ile küvetin içine ard arda düşen kan damlaları berrak suyu kırmızıya boyuyordu.

Ve benim duyduğum tek şey düşen damlaların kulağımdaki yankısı. Ellerimi aniden şakaklarımdan çekip kafamın iki yanına açtım ve bir kaç saniye öylece kaldım.

Yüzümde belirsiz yamuk gülümseme arkamı dönmemle kahkahaya dönüştü şu an deli gibi gülüyordum hızımı alamayıp elimi baldırıma vurdum "Bu çok iyiydi amına koyayım." dedim işaret parmağımla bana delirmişim gibi bakan Egemen'i işaret ederek.

Ozan ise arka kapısı açık olan arabanın bir kısmına basmış kollarınıda arabanın üstüne atmış bizi izliyordu "Tâ da onu tamamen kaybediyoruz." Ozan bu cümleyi kurduğunda Egemen kafasını arkaya çevirerek ters ters Ozan'a baktı ardından göz devirdi.

Ozan ise düz bir ifadeyle omuzlarını kaldırıp indirdi. Gülmekten dolan gözlerimi silerken yüksek sesli bir korna çalmaya başladı ne olduğunu anlamadım fakat kafamı sağıma doğru çevirdiğimde kasası bulunan büyük bir araba son hız üstüme doğru geliyordu.

O an sadece Egemen'in adımı seslenmesini duydum "Serce-"

***

3.15 (GxBxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin