"Sizi buldum!" gözümün seğridiğini hissedebiliyordum "Egemen!"
"Hayatım vallahi zorla aldı adresi. Yoksa ben verir miyim? Bu manyağı başımıza sarmak en son isteyeceğim şey." bundan sonra yaşayacağımız her türlü rahatsızlığı düşünerek öfkeyle karşılık bir hüzün belirdi içimde.
"Yalnız ben buradayım gerizekâlılar!" Deniz omzumdaki havluyu alıp yan tarafa koyduğunda ayağa kalktım.
"Sen konuşma!" dedim karşısına geçerken "Ne kadar pisliksiniz. Misafirperverlik desen yok."
"Ozan! Ben başıma ne geleceğini biliyorum. Neyse ki tek sen gelmişsin." içim rahatlarken derin bir nefesle gözlerimi kapattım ve kapatmamla holden yankılanan devrilme sesiyle dişlerimi sıktım.
"Özür dileriz! Hemen topluyoruz." Barış'ın telaşlı sesini duyduğumda arkama dönerek Deniz'in yanına oturdum.
"Harbiden misafirperver değilsin." kınar bakışlarım anında yanımda oturan kadını buldu "Sus Deniz! Başına gelecekleri bilmiyorsun." benim gibi arkasını yaslanarak yanağını omzuma koydu "Biliyorum canım. Ben sizi isterken hayatınızla istiyordum."
Göz ucuyla omzumda yaslı duran yüzüne baktım "İyi o zaman. Ben karışmıyorum." vereceğim karşılığın her seferinde romantik olmasını beklediğini biliyordum. Böyle kestirip atmam belli etmese bile siniri bozuyordu.
Ozan onu görmediğimizi sanarak küçük adımlarla Egemen'e yaklaştı ve kulağına uzandı "Koltukta oturan aşırı çekici kadın kim Egemenciğim?" çatık kaşlarımın ardında alevle kaynayan gözlerim Ozan'ı deliyordu.
"Sen gidip aptal aşıklara yardım etsene. Niye hâlâ buradasın mesela?" Ozan'ın, Egemen'e attığı bakış üzerine dudaklarımı büzerek gülmemi durdurdum.
"Göt herif! Sizi özleyip gelende kabahat." yıllardır değişmeyen saç savurma hareketini yaparak çıktı salondan.
"İki dakika yiyişmeden duramıyorsunuz. Pis mahlukatlar!" iğrenen ses tonunun altında onları çok sevdiğini bildiğimden garipsemedim. Förb'ün, Barış'ı her gördüğü yerde sıkıştırmak gibi bir huyu vardı. Ne yazık ki bu zamana kadar eksiği olmamış üstüne fazlası eklenmişti.
İçeriye ilk adımlarını attıklarında gözüm ikisinde takılı kaldı. Onları sahilde tam net görememiştim şu an baktığımdaysa tam bi dehşetlerdi.
Förb'ün yapılı vücudu üstündeki dar tişörtle ortaya çıkmış üstüne yeni tıraş olduğu için şekilli kumral saçları hayran olunasıydı. Yanında ondan biraz daha kısa kalan Barış'ın dalgalı ve hafif uzun saçı ona daha feminen bir hava katmasına rağmen üstündeki siyah bol tişört ve pantolonu kabaca onu çekici kılıyordu.
Deniz omzumdaki kafasını kaldırarak kendisine gülümseyerek bakan Förb'e karşılık verdi. Gamzesini görüneceği kadar gülümsemesinin anlamı neydi acaba?
"Serce niye sırıtıyor?" yüzüm anında solarken iğneleyici bakışlarımın sahibi Ozan oldu "Bir sus gözünü seveyim." Barış'ın isyanı keyiflendirmişti, kollarımı göğsüme bağlayarak geriye yaslandım.
Deniz ayağa kalkıp Förb'ün elini sıkınca karşılıklı sohbete dalmışlardı. Barış'ın arada çocuk gibi heyecanlı konuşması da gözümden kaçmamıştı. Kafasına göre birilerini bulmaları güzeldi. Bu kişinin Deniz olması daha da güzeldi.
Yayıldığım koltuğun rahatlığı sayesinde mayışmıştım. Karşımda sohbet eden üçlüyü es geçerek Egemen'e bakındım şu an salonda yoktu. Omuzlarımı kavrayan parmaklarla kafamı geri yaslayarak Ozan'a baktım.