EFULİM (BERAT AYBERK ÖZDEMİR)

4 AY MİSALİ

Ay geceye muhtaç, gece ise ona aşık...

ECRİN DEMİR

Göğsüme yaslı olan başını hafifce bıraktım. Usulca ondan ayrıldım ve birkaç metre geriye gittim. Nedendir bilmiyordum ama iyi gelmişti ona sarılmak.

"Hepsi geçicek ve tekrar eski sağlığına kavuşacaksın."

"Umarım öyle olur."

"Ben odama gidiyorum o zaman bi isteğin varmı?"

"Yok."tebessüm ederek başımı salladım. Tam kapıdan çıkacaktım ki "Ecrin."dedi. Birkaç saniye oldugum yerde durduktan sonra arkamı döndüm.

"Teşekkür ederim."dedi.

"Ne demek, görevim."dedim. Sonra odadan çıkıp kapısını kapattım.

Arkadaşlarının gitmediğini umarak aşağı kata indim. Hepsi hala yerinde oturuyordu. Yanlarına gidip tekli koltuğa oturdum.

"Berat nasıl?"diye sordu Doruk.

"Bize çok belli etmesede içten içe bu durum onu fazlasıyla etkiledi. Sizden istediğim onun yanında konuştuklarınıza ve yaptıklarınıza daha çok özen göstermeniz."

Hepsi anlayışla başlarını salladı. Biraz sonra Berk'in gözlerini benden ayırmadığını fark ettim. Durduk yere sıkıntı çıkarmak istemiyordum ama bakışları hiç hoşuma gitmiyordu.

Bir sorun mu var dercesine başımı salladım. Yan bir sırıtışla başını hayır anlamında salladı. Gözlerimi ondan ayırmadan,

"Ee gitmiyor musunuz artık."

"Sen bizi arkadaşımızın evinden mi kovuyorsun?"diyen Musa'nın şaşırmış hali komik gelmişti.

"Hayır sadece kibarca gitmenizi istiyorum."diyerek ayağa kalktım.

"Malum saat geç oldu Beratın da dinlenmesi gerekiyor."diyerek bahçeye açılan kapıyı açtım.

Üçü de ne yaptığımı anlamak istercesine bana bakıyordu. "Ben gitmiyorum bu gece burda kalacağım."diyen Berk'e Musa da katıldı.

"Bende kalmak isterdim ama yengeniz bekler beni."diyerek ayağa kalktı.

Açtığım kapıdan çıktı. Kapıyı kapatıp içeridekilere hiç bakmadan yukarı kata çıktım.

Yatağıma oturup telefonumu elime aldım. Zeynep'ten bir cevapsız arama vardı. Numarasının üzerine basarak açmasını bekledim.

"Alo."

"Zeynep,aramışsın görmedim kusura bakma."

"Önemli değil hal hatır sormak için aramıştım zaten. Nasılsın nasıl gidiyor?"

"Şimdilik iyi gidiyor ters bir şey yok."

Yaklaşık onbeş dakika konuştuktan sonra kapattım. Hava kararmaya başlamıştı. Laptop çantamdan laptobumu çıkartarak bir film izlemeye karar verdim.

Biraz baktıktan sonra dram romantizm türünde bir filme karar verdim. Bir adam ve kadın vardı. Adam kızın parasını almak için ona aşık rolü yapıyordu ve kızda adama aşık oluyordu. Sonra ikisi evleniyorlardı kız sabah uyandığında adamı bulamıyordu ve bir mektup buluyordu. Mektupta adamın aslında evli olduğu ve kızla parası için evlendiği sabah ilk uçağa binerek yurt dışına gideceğini yazmıştı.

Kız depresyona girip günlerce çıkamıyordu aradan bir iki ay geçince hamile olduğunu öğreniyordu ve öğrendiği gün kendini uçurumdan aşağı atarak intihar ediyordu.

Film bittiğinde adama sövmeye başladım. Kız da salak olduğu için onada ayrı sövdüm. Saat gece ondu. Su içmek için aşağı kata indim. Mutfaktaki ışıklar açıktı, girince hiç etrafa bakmadan dolaptan bir bardak aldım ve su doldurdum.