Tek çiçek ile bahar olmaz, ama her bahar tek çicekle başlar...
BERAT AYBERK ÖZDEMİR
Yatakta bir o yana bir bu yana dönüp duruyordum ama bir türlü uykum gelmiyordu. Oflayarak zorda olsa yatakata doğruldum. Komodinin üzerindeki telefonumu elime aldım. Biraz gündemdeki şeylere baktıktan sonra video izlem8iştim ama hala uykum gelmiyordu.
Telefonu eski yerine bırakınca gözlerim bacaklarıma takıldı. Çok fazla hareket ettiremiyordum ve yanımda biri olmadan yürümeye çalışmam yasaktı.
Ama denemekten kimseye zarar gelmezdi. Yavaşça ayaklarımı aşağıya doğru sarkıttım. Derin bir nefes alarak yere bastım. Bacağıma keskin bir acı saplanınca acıyla gözlerimi yumdum, o şekilde bir süre acının geçmesini bekledim.
Acısı hafifleyince yatağın kenrarına tutunarak ayağa kalktım. Bacağım titriyordu ama yürümek için kararlıydım.
İlk adımı atmak için bacağımı hareket ettirince daha fazla dayanamamış olacakki olduğum yere çöktüm. Sinirle yatağın üzerindeki yorganı sıktım. Kendimi yukarıya doğru geçip tekrar yatağa uzandım. Gözlerimi kapatarak uykunun beni ele geçirmesini bekledim.
Uyandığımda öğlen olmak üzereydi. Banyoda işlerimi halletikten sonra aşağıya indim. Sandalyemi mutfağa doğru sürdüm. Mutfakta aşçımızdan başka kimse yoktu.
"Ecrin nerede?"
"Alışveriş yapmak için dışarıya çıktı efendim."
Birşey demeden bahçeye çıktım. Ecrini aramak için telefonumu çıkartacağım sırada bahçenin kapısı açıldı. Ecrin gelmişti elinde birsürü alışveriş çantası vardı.
"Tünaydın."dedi.
"Tünaydın, nereden geliyorsun?"
"Biraz evde canım sıkıldı sende uyuyordun. Alışverişe çıkayım dedim."
"Hmm ne aldın bakalım."
"Birkaç kıyafet falan işte." Sesinde anlayamadığım bir şey vardı. Sanki sakladığı şeyler vardı. İçımdeki düşünceleri içime gömdüm.
Telefonu çalmaya başladı. Ekrana baktıktan sonra göz devirip meşgula attı. "Kimdi."dedim.
"Önemli biri değil boşver. Ben şunları odama bırakayım."diyerek eve girdi.
O sırada bahçıvan çimleri sularken uzerinde durduğum taş yolda su birikintisi oluştu. Birikintiye yaklaşarak eğildim. Gördüğüm tek şey tekerlekli sandalyede oturan bir zavallıydı. Ama o kişi bendim.
Ben Berat Ayberk Özdemir çocukluğunu Trabzon'un neşeli sokaklarında geçirmiş, derslerle alakası olmayıp sadece top oynayan bir çocuktum. Ailem okulda başarı gosteremiyeceğimi anlayınca beni futbol kursuna yazdırmışlardı. Sürekli top oynamak için can atan bir çocuk için bulunamıyacak bir nimetti.
Onların çabalarını boşa çıkartmayarak büyük bir takımda futbolcu olmuştum. Ta ki o güne kadar. Hiçbirşey normal değildi artık. Sevdiğim kızla özgürce dolaşamıyor istediğim yere kendim gidemiyordum.
Düşüncelere dalmışken birden birisi omzuma dokundu. Aniden irkilerek arkama baktım.
"Benim,korkma." Ecrin'in hala omzumda olan elini tutup sıkıca sıktım. "Birşey mi oldu,dalgın gibisin." Küçük bir tebessümle başımı iki yana salladım.
"Canım sıkıldı sadece." Biraz düşündükten sonra "Sahile mi gitsek."dedi. Hevesle kabul ettim.
Uzerinde ince bir elbise vardı ama havalar soğuktu "Üzerine birşey giy üşürsün böyle."
Yeni fark ediyormuş gibi üzerine baktı. Sonra benim üzerime bakarak eve girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFULİM (BERAT AYBERK ÖZDEMİR)
Genç KurguHerşeyini kaybettiğini düşünen Berat Ayberk Özdemir ve onun herşeyi olacak Ecrin Demir'in aşk dolu hikayesi