Adını Sen Koy diye bir kitap var. Son bölümünde şöyle bir replik vardı;
"Ya ben seninle yanlışlıkla kanka oldum."Bu cümle=Benim kafamdaki düşünce
Ben de seninle yanlışlıkla kanka oldum. Keşke, başka dünyaların insanları olsaydık. Gerçek anlamda başka dünyalarda olsaydık.
Sen Dünya'da, ben ise Satürn falan işte. Senin olmadığın bir gezende.
Ben Dünya'da yaşamak istemiyorum çünkü buralarda her kafanın içinde bir önyargı, her kapının ardında bir gözyaşı, her kalbin derinlerinde bir acı, bir yâr, bir yara var. Ben bunları yaşamak istemiyorum. Ben erkeklerin, kadınları hiç saydıkları, ezdikleri, acı çektirdikleri bir Dünya'da yaşamak istemiyorum. Ben seninle aynı Dünya'da yaşamak istemiyorum. Sen de bir erkeksin ve ben senin için "O diğer erkeklere benzemez." diyemiyorum. Sen de diğer erkekler gibisin. Hatta büyüdüğünde o "Diğer erkekler" sınıfına gireceğinden korkuyorum. Ben korkarak yaşadığım bir Dünya istemiyorum.
Ben Satürn'e gitmek istiyorum.
Bu Dünya'dan atılmak istiyorum. Fazla sevmekten.
Buralarda acı var. Ben acı istemiyorum.
Ben daha fazla gözyaşı istemiyorum.
Hayat yokmuş oralarda.
Olsun, sensiz hiçbir yerde hayat yok.
Oksijen yok.
O zaman neden mi gitmek istiyorum?
Ben bu Dünya'da yaşayabilmek, buradaki acılara katlanabilmek, gözyaşlarımı sildikten sonra tekrar ağlamamak, hergün bir erkeğin bir kadına yaptıklarını haberlerde izlerken kumandanın kırmızı düğmesine basmamak, senin kara gözlerindeki ışıltıyı görünce heyanlanmamak,"Diğer erkekler"i tatmin etmek için onların tercihi olan "Diğer kızlar"dan olmak, aşkı doğru adamda arayabilmek, senden vazgeçebilmek için fazla GÜÇSÜZÜM.Ama sen kal buralarda. Olur mu?
Buna da "Tm" de. Olur mu?
Sakın benin gittiğim gezegene gelme.
Senin türünden istemiyorum orada.
Acı veren insanları istemiyorum yanımda.
Seni de istemiyorum.
Neden mi senin burada acı çekmene razı oluyorum?
Çünkü sen acı çekmezsin ki. Senin gibiler acı çekmez ki. Sen ve ben sadece bu yönden ayrı dünyaların insanlarıyız.
Bu yüzden gelme. Olur mu?
Benim için...ya da dur kendin için gelme.
İşte ne güzel etrafında ki bir işeyaramaz kızdan kurtulmuş olacaksın.
Gelme.
Ama eğer bir kız senin aklını başına getirirse ve acıyı sana öğretebilirse ona benden selam söyle. Büyük bir şey başarmış. "Eski bir dostun selamı var" dersin.
İşte o zaman gelebilirsin yanıma.
Dersin "Ben bu dünya için fazla GÜÇSÜZÜM."
O zaman yerin bende her zaman var.
Teselli ederim belki seni.
"Kanka, boşver o kaybetmiş." derim.
Bana söylenen en büyük yalanı bu kez ben sana söylerim.
Kaybeden o olmayacak.
Neden mi?
Çünkü seni böyle acıya sürgün etmeyi başarabilen birisini kaybetmiş olacaksın.
Sen kaybedeceksin yani.Ama ben senin bu kez "Kankan" olarak yanında olacağım. "Üzülme." diyeceğim sırtını sıvazlarken.
O repliği okuduktan sonra seninle mesajlaşmalarımız geldi aklıma. O güne kadar hep birbirimize "kanka" demiştik. Lafın gelişiydi.
Ama bundan sonra laf öyle geliyorsa hiç gelmesin daha iyi. O kelimeyi bir daha sana karşı asla kullanmayacağım. Asla.
Belki "birgün".
Bir yerde okumuştum;
'Birgün' kelimesi 'asla' kelimesinin kibar halidir.Senden de tek ricam bana "kanka" deme. Lütfen...yalvarırım. Yalvarıyorum....lütfen.
Eğer birgün Satürn'e gitme şansım olursa etrafındaki halkaya çıkıp Dünya'da bırakmaktığım için üzülmeyeceğim tek kişi olan sana sesleneceğim, bağıracağım;
"BURALARDA SENSİZ HİÇ ÇEKİLMİYOR BE 'kanka' "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Platonik Edebiyatı
Ngẫu nhiênPlatonik aşıklar, söylemeye korkanlar, karşılık bulamamışlar, arkadaş olarak görülenler, çaresiz hissedenler ve unutmaya çalışanlar...hepiniz gibi bende bunları yaşıyorum.Bu kitapta duygularımı yazdım. Sevdiğime seslendim. Hayatımı anlattım. Edebiya...