Biraz onlardan bahsedelim istiyorum. Onlar derken kimi kastettiğimi anlamışsınızdır. Herkesin bunu okurken bile aklında olan kişiden bahsediyorum. Herkesin aklında biri olunca çoğul konuşup onlar demek istedim. Aslında bunu bir tür terapi gibi düşünebiliriz. Gün içinde neler yaşadığımızla alakalı.
Unuttum dersin.
Unuttum...
Unuttum sanırım..
Unutmaya çalışıyorum...
Unutucam birazdan...
Unutamıyorum... Lanet olsun...
Hadi hep beraber kabul edelim onları unutmak istemediğimizi.
Kabul ediyorum.
Siz de içinizden bunu tekrarlayın.
Onu unutmak istemediğimi kabul ediyorum.
Herkes kabul ettiğine göre devam edebiliriz. Şimdi herkes onu hatırlamak istediğini kabul etsin.
Onu hatırlamak istediğimi kabul ediyorum... Çünkü o çok yakışıklı... karizmatik... çekici... öhöm öhöm bu kadarını kabul etmeye gerek yok.
Eğer onu hatırlamak istiyorsan onu hatırlarsın. Basit değil mi? Hatırlamak istiyorsun ve hatırlıyorsun. Oldukça basit.
Şimdi onu gün içinde hatırlamak isteyince nasıl hatırlıyormuşuz bir bakalım.
- Sabah uyanırsın. Bir açarsın gözlerini yine onun gözleri kadar sıcak yatağındasın. Her sabah sıcacık yatağında uyandığın için Allah'a şükredersin. Tabi birde Allah'ın karşına onun gibi birisini çıkardığına şükredersin. Tam karşındaki saate bakarsın. Saat 09:09 dur. Biri beni düşünüyor dersin. Acaba o mu diye düşünürsün. Ranzanın merdivenlerinden ağır ağır inerken onun tırmanmayı sevdiği gelir aklına. Gülümsersin şebek gibi. Mutfaktan gelen krep kokusu seni oraya sürükler. Ne kadar güzel diye düşünürsün. Güzel olan diğer şey onun can alıcı parfümünün kokusudur. Bakarsın tavaya kreplerin biri yanmış. Kapkara. Onun ten rengi gelir aklına. Kahvaltı yaparken onun yiyip yiyip te kilo almadığı gelir aklına. Kıskanırsın. Bırakırsın çatalını krepleri. Alısın kitabını eline. Geçersin pencerenin kenarına. Kitaptaki karakterin onun tavırlarına ne kadar çok benzediğini düşünürsün uzun uzun. Kaldırırsın kafanı pencereye doğru. Dışardaki kedinin sert bakışlar onu hatırlatır sana. Arkadaşlarınla buluşursun. Mutlusundur aslında. Çünkü arkadaşların yanında. Şimdi o ne yapıyordur acaba dersin kendi kendine. Mutlu mu o da benim gibi?. Koca bir günü onu düşünerek geçirmişsindir sonra. Uzanırsın yatağına. Soğuk bu sefer yatağın. Çok soğuk. Tıpkı onun sinirli hali gibi. Çok soğuk... bırrrrr.
Herşey onun sinirli hali kadar soğuktur.
Herşey senin umutla beklediğin hayallerin kadar soğuktur.
Herşey benim bu satırları yazarken yaslandığım duvar kadar soğuktur... Çok soğuk.
Soğuk odalar... Soğuk duvarlar... Soğuk bakışlar... Soğuk hayaller... Soğuk gözyaşları yanaklarını ıslatan........
Sevgilim bu gece herşey senin bakışların... benim hayallerim kadar soğuk...
Gelme buralara üşütürsün. Zaten seni az görebiliyorum. Temelli yok olma gözümden. -
Bakın işte nasıl oluyor bir gününüz...
Hatırlamak isteyince...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Platonik Edebiyatı
RandomPlatonik aşıklar, söylemeye korkanlar, karşılık bulamamışlar, arkadaş olarak görülenler, çaresiz hissedenler ve unutmaya çalışanlar...hepiniz gibi bende bunları yaşıyorum.Bu kitapta duygularımı yazdım. Sevdiğime seslendim. Hayatımı anlattım. Edebiya...