12■Bitti mi hikayemiz?

99 8 0
                                    

Sabah hiçbir şeyin farkında değildim. Tek derdim saçlarım, makyajım, gömlek imzalatmak falandı. Saat dörde geldi ve sekizinci sınıflar kep ve cüppe dağıtılmak üzere topladı. Ortalarda göremedim seni. Aradım "Geliyorum" dedin. Giydik cüppeleri. Taktık kepleri. Artık birşeyler içimi kemirmeye başlamıştı. Özlem gibi. Seni yanımdayken özlüyordum ben. Peki ya kilometreler?
Sonra ortalarda mal mal dolanıp, fotoğraflar çekindik. Seninle çekinemedik tabii. Öğretmenlerle çekinirken çok sıra var diye ortalarda sinirli sinirli dolaşırken "Noldu?" dedinya hani. Sen sordunya hiçbirşey olmadı o zaman. Geçti derdim tasam. Hepsi...
Kep atma zamanı geldi sonra. Saydık... 1..2..3. Bilmiyorduk o zaman son saniyelerinizi saydığımızı. Fırlattık büyük bir heyecanla keplerimizi. Nasıl heyecanlı olmayalım ki? Mezun oluyoruz ya mezun...
Sen yine o anı bana unutulmaz kılmayı başardın Kafasız. Birinci atışımda kendiminkini tuttum. Ama sen tutamamışsın kepini. Geldin beninkini zorla çekip aldın. İkinci atışta ben atamadım kısacası. Farklıydım oradakilere göre. Yüzümde tebessümle seni izlemiştim. Bunu benden başka kimse yapamamıştı. Sadece ben yapmıştım. Sadece ben...
Sınıflara karne almaya çıktığımızda herşeyin farkındaydım ancak. Ama ağlamadım. Tuttum kendimi. Karneler, belgeler dağıtıldı. Teşekkür almışsın. Tebrik ederim Kafasız.
Öğretmenle vedalaşıp koridora çıktık. Tam o sırada ağlamaya başladım. Bu merdivenlerden inince herşey bitecekti. Üzülmüştüm, ağlamıştım...
Sarıldın bir kaç kişiyle, ağlayanlardan. Kıyamadın değil mi? Özlerim illa ki dedin değil mi? Hiç hazetmediğin kişilere sarıldın. Ama bana sarılmadın. Göremedin beni. Ben o sırada duvara yastlanıp ağlamakla meşguldüm. Sınıf fotoğrafı çekmeye sınıfa girdik yeniden. Sıraya oturup ağlamaya başladım. "Bitti işte bitti" diye isyanlar savuruyordum etrafa. Sen insanları bir araya toplamaya çalışıyordun. Çağırdın beni. "Ben böyle fotoğraf çekinmem." diye mızmızlandım. Kolumdan tutup "Gel işte kızım." diyerek beni çektin.

O son TEMAS'tı. Senden gelen son TEMAS.

Aşağıya inerken bir çocuk gelip sınıfa bakmamı söyledi. Ben de nasıl olsa aşağıda bulurum diye merak edip gittim. Sınıfı dağıtmışsınız delicesine. Bir tekme de ben atıp hızla aşağıya indim seni yakalamak için. Çoktan gitmiştin. Okulun bahçesinde deli danalar gibi koşuşturup seni aradım.

Birşey söyleyeyim mi? Yoktun...

Sarılamadım sana. Okuldan eve kadar sana sarılamadım diye ağladım. Arkadaşlarım "Ara buluşalım." falan dediler. "İlla ki görürsün." dediler. "Yolda görürsen koş sarıl." dediler. "Görüntülü konuşursun." dediler.

Birşey daha söyleyeyim mi? Hâlâ yoktun...

Sana sarılamadan bitmişti hikayemiz.

Bitti mi hikayemiz?

Bu ne biçim son böyle.

Değmezmiydi sevgimiz?

Sarılmaya...son bir kez de olsa sarılmaya...

Son bir TEMAS'a

Son bir SANA.

TERSİNLE, DÜZÜNLE BİR TEMASA DEĞMEZMİYDİ?

Bir sana.

Bir bize.

Benim bir tebessümüme.

Mutluluk gözyaşıma.

Değmezmiydi?

Tm.

Hani yazardınya "tm" diye bende kızardım sana. "İki m ile yaz şunu." diye sende "tm" derdin. İnatçı Kafasız'ım benim.

Tm.

Bir Platonik EdebiyatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin