Bir Platonik Edebiyatı

20■Olsun

Uzun zaman oldu senin için üzüleli. Bayram geçti, sonra doğum günüm...
Kutlamadın, olsun be ona da olsun.

Lanet olsun.

Benim senin doğum günü mesajlarına ihtiyacım yok. Benim şu an morale ve arkadaşlarımla vakit geçirmeye ihtiyacım var.

Benim öyle arkadaşlarım var ki; senden doğum günümü kutlamanı rica etmişler. İlk başta biraz kızmıştım ama mutluluğum için yaptıklarını düşününce yatıştım.

Hayatımda hep onlar olsun.

Eğer seni unutmak için çabalamıyor olsaydım kesinlikle karşıma çıkmazdın. Ama o mesajı attığımdan beri sürekli seni görmek zorunda kalıyorum. Bir metre ötemde nasıl alaylı sırıttığını gördüm. Ben öylesine utanıp kendimi kuma gömerken. Yaptığın çok ayıptı.

Öyle olsun.

Aynı şehirdeyiz diye zorlandığımı biliyorum. Taşınma haberimizi aldığımda sinirli ve üzgündüm. Hâlâ öyleyim ama biraz mantıklı düşününce bunun bana iyi geleceğini kavradım. Yeni şehir...Yeni insanlar...
Nefret derecesinde sevmediğim akrabalarımla uğraşırken belki seni biraz olsun kafamdan atabilirim.

İnşallah olsun.

Sürekli karşıma çıkıp, beni üzüyorsun ve Adı Mutluluk'da ki Sera'nın kaderini yaşatıyorsun.

Yazıklar olsun.

Ciddi manada ben ne yaşıyorsam sonra ki bölümde Sera da aynısını yaşıyor. Kanıtlayabilirim.

Ben bir hata yapıp, aşkımı itiraf ettim.
O da öptü.

Verdiğiniz tepkiler zaten içler acısı.

Sonra biz plajda karşılaştık.
O da plaj da karşılaştı.

Ben arkadaşlarımın düzenlediği küçük veda partisinden dönerken seninle karşılaştım ki yanımda en yakın arkadaşım vardı.
O da kendi düzenlediği partide Batu'yla beraberdi. Yanında da Kumsal vardı. En yakın arkadaşı vardı.

Daha sonra doğum günlerimiz var birde.

İkimizin de bu hatayı yaptıktan hemen sonra doğum günü geliverdi ve ikimizde doğum günlerimizden birgün önce çok kötü olaylar yaşadık. Benim yaşadıklarımı bir ben bilirim, bir de Allah.

Doğum günlerimizi kutlamasını istediğimiz kişiler kutlamadı, gelmedi ki söylemelerine rağmen.(Şu an izliyorum, sanırım Batu partiye gidecek. Sonra ne olur bilmiyorum.)

İkimizin de en sık kullandığı cümle "Hayat çok zor."

Veeee....

İkimiz de bir pisliği sevdik.

En önemli ortak kaderimiz de;

İkimiz de asla sevdiği kişilere kavuşamayacak kadar aciziz.

Onlar başkalarıyla mutlu olacaklar ve biz yine kaderimize ağlayacağız.

Kâhrolsun.

Tamam, güzel değilim. Sıcakkanlı değilim. Sempatik değilim. Popi değilim ve ya popi arkadaşlarım yok.

Ama ben arkadaşımın söylediğine göre;

SeNi ÇoK DeĞiL ÇoK GüZeL sEvMiŞiM.

Buna rağmen beni sevmedin de başka özellikler aradın ya;

Aşk olsun.

Senden olmadı ya o da olmayıversin.

Aşk olmayıversin be.

Aslında belli mi olur belki beni habersizde olmadan da bıraktığın bu cehenneme geri dönersin. Sen düzelirsin belki , iyi bir çocuk olursun ve şirinler yerine beni görmek istersin. Seni çok seven birini sevmek istersin.

Hayal...Hayal ve Hayal...

Ama şunu unutma bir tanem...

Her yağmur damlası birgün gökyüzüne geri döner...

--

Arkadaşlar on gündür yazmıyordum fakat çok zor şartlar altında yazıyorum bunu da. Taşınıyoruz, eşyaları topluyoruz ve halıları yıkıyoruz. Beton zemine oturmuş, sırtımı soğuk kalorifer peteğine dayamış bu bölümü yazıyorum. Toplanmasına yardım etmem gereken bir ev, Daha çok vakit geçirmek için can attığım dostlarım, alışmam gereken bir şehir ve insanlar, nefret ettiğim akrabalarımın arasına düştüğüm için katlanmam gereken baskılar ve unutmam gerektiği halde sürekli karşıma çıkan biri var.
Bu aralar benim için cidden;
"Hayat çok zor."

Anlayışınıza sığınarak bölümler geç gelirse diye özür diliyorum. Ama bunun olmaması için elimden geleni yapacağım.

Size sözüm olsun, Balıkesir'e temelli gittiğim gün arabanın camına kafamı dayayıp sizlere çok içten ve duygulu bir bölüm yazacağım. Görüşürüz...

--

Vakit buldukça bu kitaba da bölüm yazıyorum. Göz atarsanız çok sevinirim. Pimpirik.

Bir de şu an ara verdiğim bir kitabım var. Reçete.