Unuturum sanmıştım, yanılmışım...
Kolay olmayacağını biliyordum ama bu kadar zor olacağını da hiç tahmin etmemiştim.
Depresyona falan girmiyorum.
Aileme hiç birşey belli etmiyorum.
Arkadaşlarımın yanında hâlâ iğrenç espiriler yapıyorum.
Normal davranıyorum.
Sürekli hayıflanıp ağlamıyorum.
Hatta bunun için hiç ağlamadım diyebilirim.
Ben üstüme düşeni fazlasıyla yapıyorum.Sorun bende değil sende!
Sen hiç yardımcı olmuyorsun.
İlk önce kendine aşık et.
Sonra dört sene boyunca çektirmediğin acıyı bırakma.
Kimi sevdiğimi öğrenmeye çalış.
Kendinin olduğunu öğrenince de yüz verme.
Tamam, buna mecbur değilsin. Zaten bu sonucun ortaya çıkacağını biliyordum.Bunların hepsine tamam ama bari unutma aşamasında yardımcı ol.
Zaten evrenden de hâyır yok.
Adı Mutluluk. Bana hiç mutluluk vermiyor. En son fragmanını gördüm. Deli oluyordum neredeyse. Resmen
Batu=SenAynı odunluk...
Aynı pişkinlik...
Aynı replik...
Sen="Sen kafanda başka şeyler kurmuşsun. Sen benim arkadaşımsın. Öyle de kalacaksın."
Batu="Sen kafanda ne kurdun bilmiyorum ama ben sana hiç o gözle bakmadım. Bakmam da."
Kelimeler farklı ama anlam aynı.
Aman ne güzel!!!!
Beni düşünen yok. Sera'yı düşünen yok.
Varsa yoksa güzel kızlar. Varsa yoksa Kumsal.
Bir tarafınıza kaçsın!!!!!!!!!!
Evet dizide olması gereken Batu ve Kumsal'ın aşkı ama ben ikisini sevmiyorum da desteklemiyorum da.
Sera hata yaptı değil mi? En yakın arkadaşının sevdiği çocuğu öptü.
Peki, ya Kumsal? O da en yakın arkadaşının öptüğü çocuğu sevdi.
Bu mantık saçma ama mantıklı...
İroniye bak ironiye!!!
Neyse, işte evren bana hiç yardımcı olmuyor. Sadece sinirlerimi tepeme çıkarıyor.
Lanet olsun erkekler.Lanet olsun Batu.
Sen? Sen daha kötü.
Bugün annemle pazara gittik. Bayram arifesi pazara mı gidilir ya?
Hani senin FenerBahçe'li bir t-shirtin
varya işte onun aynısını sergide gördüm. Aynen şöyle dedim kendime:
"Onun da vardı aynısından. Ne yakışırdı be kara gözlüme."Çok dikkatli baktığım için aklım onda kaldı.
Sonra annem bir sergide tam tamına 26 dakika vakit geçirince sıcakta dikilmekten başım ağrıdı. Etrafıma bakındım. Hiç kimse yoktu. Sonra kafamı bir kaldırdım.
Sen!!!!
O t-shirt var üstünde. Etrafına bakınıyorsun benim gibi. Sonra beni görme diye...oralarını anlatmayacağım. Komik çünkü. Oralarını sana değil çok yakın arkadaşlarıma anlatacapım sadece. Onlar gülsün halime diye. Sen...
Gülmeyi haketmiyorsun.
Başkasına gülünce çirkin oluyorsun.Merak edersen diye söylüyorum.
Son durum dizimi biraz incilttim. Kızarık şuan. Ve elimde küçük bir çukur var. Çivi girdi.Bunlar neyse ben daha neler gördüm.
Ben kaldırımdan düşmüş bir kızım bana "Yokluğum koyar" deme oğlum.
Sen...
Halisülasyondun...
Yoktun yani.
Hiç olmamıştın ki zaten.
Yani ben;
"Hiç gelmemiş birinin gittiğine inanmışım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Platonik Edebiyatı
RandomPlatonik aşıklar, söylemeye korkanlar, karşılık bulamamışlar, arkadaş olarak görülenler, çaresiz hissedenler ve unutmaya çalışanlar...hepiniz gibi bende bunları yaşıyorum.Bu kitapta duygularımı yazdım. Sevdiğime seslendim. Hayatımı anlattım. Edebiya...