Kara Ülke

46 10 7
                                    

Horoz Gudgar, insan yabancıları gönderdikten sonra evine dönmüş ve küçük bir bohçaya; arpa, ekmek, elma ve su koyarak yola çıkmıştı. Vukril-Dakerm' e gidiyordu. 4 günlük bir yoldu önündeki... Üzerinde baba yadigarı bir zırhı ve ayak pençelerinini tamamen saran çelik savaş pençeleri vardı. Yol boyunca nelerle karşılaşacağını bilemezdi çünkü.

Basrem, adamları ile birlikte kıtanın denizle kavuştuğu yerde kalakalmıştı. Sonra içlerinden birine tam ensesinden bir ok saplandı. Arkadaşlarının yere düşüp can verdiğini gören diğerleri, hemen kılıçlarını çekmişlerdi ki daha o kılıçlar hasımlarına karşı çalınmadan, sahipleri birer birer yere can vermiş olarak düştüler. Okların gelişi sağanak yağmurlardan hiç de farklı değildi.

Oklar, fülengorlardan oluşan 200 kişilik bir güruhun okçu birliğinden geliyordu. Elgorohim Ormanı' nın derinlikleri boyunca bu adamları takip etmişlerdi. Amaçları daha fazla insanla buluştuktan sonra onları katletmekti lakin Basrem gibi onlar da başka hiçbir insanın canlı kalmadığını görünce, son kalan bu grubu öldürmeye karar vermişlerdi.

Basrem de ölmüş, aldığı hiçbir malûmatı efendilerine ulaştıramamıştı. Decaruh katiyen keşif arzusundan vazgeçmeyecekti...

Gudgar, yolculuğunun 4. günü bitmek üzereyken, güneş battıktan 1 saat sonra Vukril-Dakerm' e vardı. Şehir, ahım şahım bir imparatorluk başkenti değildi: 7 bin dönümlük bir düzlükte, hepsi kapkara taşlardan hasıl olmuş sıra sıra yüzlerce ev ve ağaç vardı. Evler, ince ve uzundu. Ayrıca dikdörtgen de değillerdi; çatı ve duvarları yarım daire şeklinde yapılmıştı. Her evin sağ ve sol yanında 40 kadar kavak ağacı vardı. Sokaklar taşsızdı. Bütün bu evleri kuşatıp içine alan, 30 metre yüksekliğinde, 6 metre kalınlığında dev surlar vardı; onlar da şehir gibi karaydı. Şehrin muhasaralara karşı hiçbir giriş çıkış kapısı yoktu. Yalnız makaralarla 30 insan ve hayvanı surların tepesinden aşağı indirebilecek düzenekler yapılmıştı. Bu da şehire muazzam bir avantaj sağlardı. Şehri tam bir daire şeklinde saran surlarda, 4 sancak kulesi ve 10 makara bölgesi vardı. Bu sayede ticaret ve ulaşım daha da kolaydı. Nüfusları, büyük savaşlar yüzünden çok da milyonlara ulaşamayan gomrollar için bu şehir asırlardır onlara hiç dar gelmeden, sıcacık bir yuva olmuş, vatandan öte bir hâl almıştı.

Gudgar, şehrin surlarına vardıktan sonra gür sesiyle öttü ve askerler önce aşağıya taşınabilir zemini indirdiler sonra da onu yukarı çıkardılar.

"Selam sana" dedi gomrol erleri. "Selam, hoş geldin Gudgar."

Decaruh' un Dehşeti Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin