Şeytanın Huzurunda

20 5 8
                                    

Decaruh' un inşa ettirdiği ve her milletten bilgin adamın üyesi olduğu meclisin kapıları ardına kadar açıldı. Sonra da Yarbov içeri girdi. Ciddiyet içinde bir tavırla yürüdü ve o dehşetli mavi gözü ile kralın huzuruna uzun bir bakış atarak vardı. Decaruh dahil herkes onun görünüşünden rahatsızdı. Yarbov, hilal şeklinde sıralanmış bilginlerin ortasındaki açık yerde durdu ve kralın önünde başını bir kez eğdi. Lakin bu hafif bir saygıydı. Bu hükümdarlıkta baş eğmek yoktu, krala dahi.

"Yarbov... Büyük, emsalsiz katilmiz!" dedi Decaruh. "Senden bir ricamız var. Yeni keşfettiğimiz, gidişi zorlu ancak toprakları muazzam verimli bir kıta var. Sana mühim bir konuda, devletimizin ricasını sunarak yardım dilemek zorundayız. Heradnar adında bir adam var. Hakimiyetim altındaki bütün yahudi büyücülere haber verip onlar aracılığıyla kendisini teşhis edecek cinlerden bir resmini istedik. Sana şimdi vereceğim resimde göreceğin adam o. Gideceğin kıtada onu bul, öldürdükten sonra da cinayetlerini işlemek için sana 5000 mahkum hediye edeyim. Onlara dilediğini yapma hürriyetin olacak merak etme."

Bir asker, kralın elindeki resmi aldı ve eğilmiş kafasının açık kalmış dudaklarında sinsi bir gülümseme olan Yarbov' a verdi. Ve o canavar adamın kalın sesi duyuldu: "Peki ya yeri hakkında bir bilgi var mı?"

"Kısıtlı," dedi Decaruh. "Kıtanın doğu sahillerinden 100 mil kadar Kuzey' e git, orada bologaldom denilen bir halk var. Cinlere asla tam itimadımız olmadığı için detaylar hakkında onlara fazla güvenemiyoruz. Lakin bir vakitler, o taraflara göç eden bir adamı tanıyan birkaç tanıktan dolayı bu malumatlara ihtimal verebiliyoruz. Bu adamı bulmakta hiçbir sorun yaşamayacağına eminiz."

Yarbov biraz daha gülümsedi ve yola çıkmak için huzurdan ayrıldı. Pek çok bilginin ve liderin gözleri, süratli adımlarla yanlarından ayrılan katilin üzerindeydi.

İnsanların orduları milyonlara ulaşmıştı. Ordugâhlarda konaklayan erlerin artık muharebeye girişme vakitleri geldi. 11 eylül günü, birkaç aydır yerinde durup hazırlıklarını tamamlamış olan Türkler, İngilizler, Ruslar, Çinliler, Araplar ve her milletten insanların, dev dağlar gibi gemilere nakli gerçekleşti. 4 bin savaş gemisi, sancak direklerindeki beyaz zemin üzerindeki siyah alev armasıyla dalgalanan bayraklar ile yola koyulmuştu.

Yarbov da kıyılara yaklaşmıştı, küçük bir salla denizi geçmişti. Ara ara kendisine verilen resmi kontrol ederek, hasmının sûretini beynine iyice işlemek için çabalıyordu...

Decaruh' un Dehşeti Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin