"Baba bak kelebek!" turuncu kanatları olan kelebeğin peşinden koşarken taşa takılıp düştüm. "Ah!" bacağımdaki yara izini gördüm ama umursamadan ayağa kalktım. İşte beş yaşımda bir kelebeğin peşinde koşarken öğrenmiştim düştüğüm zaman kendim kalkabilmeyi.
Ağzıma kocaman keki tıktığımda babam kaşlarını çatmış beni izliyordu "ne?" ağzım dolu olduğu için sesim boğuk çıkmıştı. "Ne zaman büyüyceksin Samantha" yutkundum ve masadaki suyu bir dikişte içtim. "Hadi ama baba! ben senin küçük kızın değil miyim? bu yüzden yanında hep küçük kalıcam" babam gülümsedi "sen benim herşeyimsin sensizlik zor olucak" kıkırdadım ve yanağına öpücük kondurdum "bensizlik zordur... merak etme dokuz ay sonra başına dert olmak için geri dönücem. Seni seviyorum" babam saçlarımı okşadı ve beni göğüsüne çekip sarıldı. Kemiklerimi kırmak için uğraşıyorsa iyi gidiyordu "baba! biraz daha sıkarsan ölücem!" geri çekildiğinde ona öldürücü bir bakış attım "beni öldürmek mi istiyorsun? doğru söyle!"
"Saçmalama Samantha! iyi yolculuklar" kaşlarımı çattım "şimdide kovuyorsun!" kendimi tutamayıp gülmeye başladığımda babamda gülmeye başladı "görüşürüz baba noel tatilinde gelicem" babam başını salladı. Oldum olası vedalardan nefret etmişimdir bu yüzden evden hızlıca çıktım.
Trene zar zor yetiştiğim için nefes nefese kalmıştım kendimi hızlıca koltuğa bıraktım "neden her yere geç kalmak zorundayım ki?" kendi kendime mızmızlanırken Tom Riddle'ı görünce kaşlarımı kaldırdım. "Vayy vay naber okulun en zeki öğrencisi! pardon kendimi unutmuştum" Tom dişlerini sıkarak karşıma oturdu "kes sesini! boş yer olmadığı için buraya gelmek zorunda kaldım" dudaklarıma memnun bir gülücük yerleştirdim "yine bana muhtaçsın.." Tom'un kasılan çenesi, çene kaslarını belirginleştiriyordu. Her kızın Tom Riddle gibi bir sevgili istediğinde emindim ama ben kesinlikle onun gibi birine katlanamazdım. Kendini beğenmiş ukalanın tekiydi "kes sesini Grindelwald!" Tom rahatça arkasına yaslandı. Bana değil pencereden dışarı bakıyordu.
Alt dudağımı ısırdım ve sırıtmaya başladım "gözlerini üzerimden çek taciz edilmekten hoşlanmıyorum!" bana bakmadan söyledikleri sinirimi bozmuştu ayağımı yere vurdum "seni taciz ettiğim yok o pis yüzünü görmek bile midemi bulandırıyor!" Tom bakışlarını bana çevirdi, o bakışlardan herkes korkardı ama ben asla. "Bana bak Grindelwald" kendimi beğenmiş bir tavırla dudaklarımı yaladım "bakıyorum Riddle" Tom bakışlarını üzerimde gezdirdi ve gözlerimde durdu "o çeneni tutmazsan ben kırıcam!" umursamaz bir tavırla arkama yaslandım "lütfen kır!" dudaklarımı üzülüyormuşcasına büktüm "yalvarıyorum" Tom yumruklarını sıkarken kıkırdadım onu bu halde görmek çok keyifliydi. "Ölüm mü istiyorsun?"
"Ölmek için çok zekiyim Dumbledore'un en muhteşem öğrencisi olmak zor. Yani beni öldürürsen peşine düşer" Tom dudaklarını yukarı kıvırdı "sen mi zekisin?" başımı salladım "sen geri zekalının tekisin!" dedi ve pencereye döndü. Aptal! pislik işte nolucak asamı o aptal ağzına sokmak istiyorum! "denemekle kalırsın" dediğinde dahada sinir olmuştum "bana bak zihnimi okumayı bırak yoksa seni öldürürüm!"
"o aptal babanda beni öldürmek istiyor ama başaramıyor" gözlerimi kocaman açtım ve ayağa kalkıp Tom'un yakasına yapıştım "babam hakkında doğru konuş!" dedim tane tane Tom dudaklarını yaladı "yoksa naparsın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑙𝑜𝑣𝑒 𝑡𝑟𝑎𝑛𝑠𝑓𝑜𝑟𝑚𝑎𝑡𝑖𝑜𝑛
Fanfiction"gülüşün" "ne varmış gülüşümde?" uzun süre gözlerime baktı ve düşündü. "hayat..." - a Tom Marvolo Riddle fiction.