Tom'un yakasını sertçe bıraktım ve tekrar oturdum "seni öldürürüm Riddle" Tom gülmeye başladığında sinirden elimi yumruk yaptım. "Demek öldürürsün" derin nefes aldım "evet o aptal gülüşüne katlanamıyorum" Tom söylediklerimden oldukça memnun olmuş gibi gülüşünü büyüttü "peki Grindelwald beni öldürmeni bekliyor olacağım"
Yol boyunca ne bir birimizin yüzüne baktık ne de konuştuk sonunda Hogwarts'a geldiğimizde hızlıca trenden indim. "Tanrım hiç bitmeyecek sandım" boynumda hissettiğim nefes yüzünden yutkundum "daha yeni başlıyor Grindelwald" Tom omzuma çarparak yanımdan geçti ve ilerlemeye devam etti "şuan yorgun olduğum için bir şey yapıyorum ama o ağzını kırmak için nelerimi vermezdim!" Hogwarts'a geldiğimde hızlıca büyük salona koştum. "Theodore!"
vakit kaybetmeden koşarak kucağına atladım "seni o kadar özledim ki" belimden nazikçe tutarak beni kucağından indirdi "bende öyle naptın bensiz?" gülümsedim "sana mektup yazdım" Theodore kıkırdadı "oturalım" masaya oturmam için işaret edince oturdum. Oda yanıma oturdu açıkçası yeni bir okul yılı için oldukça heycanlıydım arkadaşlarımı özlemiştim. Özelliklede sevgilimi.. gözlerim masada dolaşırken Tom ile göz göze geldim. Bakışarı o kadar boştu ki bir anlam çıkarmak zordu ama beni öldürmek istediği kesindi. Omuz silktim ve Theodore'a döndüm. "Yeni okul yılı için çok heycanlıyım" Theodore yanağıma öpücük kondurdu "bence bu yıl bizim için çok güzel geç-" Theodore sözünü bitiremeden büyük bir gürültü ile büyük salon sessizliğe büründü. Tom'a döndüğümde öldürücü bakışlarla tam karşısına bakıyordu. Ayağa kalktı ve tek kelime etmeden büyük salondan çıktı "neydi bu böyle?" fısıltıyla sorduğum soruya karşılık Theodore umuramaz bir tavırla "bilmiyorum" dedi.Tom Riddle anlaşılması zor biriydi onu anlamak mümkün değildi. "Ben biraz dinlenicem" büyük salondan çıkarken aklım babamdaydı ondan ayrı kalmak benim için ölüm gibiydi hemen odama çıkıp ona mektup yazmalıydım.
Derin nefes aldığımda sonunda yazıklarım bitmişti babama Hogwarts'ta olanlar hakkında herşeyi anlatıyordum bu sefer daha yeni geldiğim için olay yoktu bu yüzden mektubum kısa olmuştu. Odamın kapısı açılınca kapıya döndüm "masadan bir anda kalkınca seni merak ettim" gülümsedim "babama mektup yazdım" Theodore yanıma gelip ellerimi tuttu "babanı çok seviyorsun dimi?" başımı salladım "şimdi seni eğlendirmek istiyorum" beni elimden tutarak masadan kaldırdı ve birlikte bahçeye çıktık "napıyorsun?" Theodore beni belimden tutarak kendine çekti "dans edelim!" gülmeye başladığımda Theodore oldukça ciddiydi "saçmalama danstan nefret ederim!" geri çekilerek ondan kurtuldum ve ormana ilerledim. "Asıl eğlence diye buna derim" Theodore'a göz kırptığımda dudaklarını yukarı kıvırdı.
Arkama bakmadan ilerlerken duyduğum ayak sesleri yüzünden asamı çıkardım ve etrafımı kontrol ettim. Theodore'un peşimden gelmediğini görünce kaşlarımı çattım. Neden gelmemişti ki? bir kaç adım attığımda yerde yatan cesedi görünce gözlerimi kocaman açtım. Çığlık atmamak için elimi ağzıma bastırdım. "Tanrım.." Gryffındor cübbeli zavallı kız büyü ile öldürmemişti resmen kalbine bıcak saplanmıştı. Yerde duran bıçakta gözüme çarpan notu almak için bıçağı elime aldım. Herşey daha yeni başladı Grindelwald bu okulda sana yer yok.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑙𝑜𝑣𝑒 𝑡𝑟𝑎𝑛𝑠𝑓𝑜𝑟𝑚𝑎𝑡𝑖𝑜𝑛
Fanfiction"gülüşün" "ne varmış gülüşümde?" uzun süre gözlerime baktı ve düşündü. "hayat..." - a Tom Marvolo Riddle fiction.