Sabaha kadar uyumadığım için gözlerim fazlasıyla şişmişti aynanın karşısında yüzümü incelerken ağlamaya başladım. Duygularım son zamanlarda çok karmaşıktı ondan nefret mi etmeliydim yoksa onu sevmeli miydim? aslında içimde her iksinide yaşıyordum. Bir yandan nefret ediyordum bir yandan onu çok seviyordum. Derin nefes aldım ve yüzümü yıkıyarak lavabodan çıktım. Üzerime cübbemi giydim ve büyük salona indim. Güçlü görünmen gerekiyordu bu yüzden göz makyajı yaparak şiş gözlerimi gizledim.
Gözlerim Tom'u ararken onun gözleri Pansy'nin üzerindeydi asamı sıkarak boş olan bir yere oturdum. Yemek kokuları bile midemi bulanırıyordu ama bir kaç gün daha alkol ile beslenirsem ölücektim. Birşeyler atıştırdıktan sonra ayağa kalktım fakat yanımada duran Regulus'u görünce kaşlarımı çattım. "Napıyorsun?!" onu azarlarken Regulus kıkırdadı "üzgünüm Samantha sadece seninle ders notları hakkında konuşucaktım"
"üzgünüm Regulus bende not tutamadım" Regulus sıkıntıyla nefes verdi. "Ama Theodore'dan alabilirsin aslında birlikte yazsak iyi olur çünkü bu hafta bende hiç not tutamadım" Regulus gülümsedi "notları aldıktan sonra kütüphaneye geçerim sende gelirsin" başımı salladım ve büyük salondan çıktım. Regulus ile bir zamanlar çok yakındık fakat sonradan konuşmayı kesmiştik nedenini bilmiyorum ama bence kendinisi çok iyi bir büyücü ayrıca çok yakışıklı.
Kütüphaneye geldiğimde Regulus'u masada otururken görünce yanına ilerledim. Kafasını kaldırıp bana baktığında gülümsedim ve yanına oturdum. "Bu çok sıkıcı olucak" diye mızmızlanırken haklıydı. Sıkıcı geçecekti.
Bir kaç saat sonra rahat bir nefes alarak kütüphaneden çıkmıştık Regulus'u ile geçirdiğim zaman çok eğlenceliydi nerdeyde bir anlığına herşeyi unutmuştum. Bahçeye çıkarak Regulus'un okumam için bana verdiği kitabı inceliyordum. Aşk kitabı olduğu kesindi özetini okuduğuma göre genç bir katille masum bir kızın hikayesi. Kaşlarımı çattıp kitbın ilk sayfasını açtım ve okumaya başladım. Hastalıktan ölmek üzereyken beni hayatta tutan kişi tarafından kalbime bıçak saplanarak öldürülmüştüm. Sertçe yutkundum. Kitapları yaşayan biri olarak okuduklarım beni etkiliyordu.
Kitabı bitirdiğimde odama çıktım ve üzerimi değiştirip ortak salona gittim. Burası genelde sakin olurdu fakat şuan biraz kalabalıktı. Gözlerim Regulus'u ararken Tom'u bulunca bir süre onu izledim. Kusursuz ve güzel yüzünün altında iğrenç bir katildi. Ama o çekici görünümü herkesi kendine hayran ediyordu Pansy Parkinson yanına geldiğinde dudakları yukarı kıvrıldı. Ona gülümsemiş miydi? Tom'un bakışları beni bulduğunda soğuktu ne öfke vardı ne de nefret o soğuk bakışlar eskisi gibi değildi. Eskidende düşmandık fakat böyle bakmıyordu. Değişmişti aşık olduğum bakışları bambaşkaydı.
Gözlerini benden çekerek Pansy'ye döndü parmakları nazikçe yanağını okşadığında sertçe yutkundum ve bakışlarımı kaçırarak başka yöne döndüm. Bunları görmeye hazır değildim. Regulus'un bana doğru geldiğini görünce gülümsedim. "Kitap harikaydı!"
"beğenmene sevindim" kitabı ona geri verdiğimde Regulus nazikçe elimden aldı ve koltuğa oturdu. Yanına oturduğumda aramızdaki mesafenin kısalığını görünce geri çekildim. Aramızdaki sessizliği Regulus böldü "yaşanan olaylar çok korkunç Samantha olanları kaldırabilicek kadar güçlü olman şaşırtıcı" karşımdaki katil sevdiğim adam çıkana kadar güçlüydüm. Ama şuan güçlü olmak zorundaydım. "Teşekkür ederim" dedim isteksizce çünkü bu konuyu konuşmak istemiyordum. Regulus elimi tuttuğunda kaşlarımı çattım. "Her zaman yanındayım" gülümseyerek ona bakarken bir anlığına Tom'a döndüm. Ellerimize bakarak kafasını çevirdiğinde belirginleşen çene kaslarından anlıyordum sinirlendiğini. "Teşekkür ederim Regulus" onun gibi zavallı bir insan olmadığım için onu kıskanmaya çalışmıyordum. Elimi çekerek ayağa kalktım. "Sonra görüşürüz" diyerek ortak salondan çıktım ve karanlık kolidora doğru ilerledim. Neden bilmiyorum ama hep karanlığı sevmişimdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑙𝑜𝑣𝑒 𝑡𝑟𝑎𝑛𝑠𝑓𝑜𝑟𝑚𝑎𝑡𝑖𝑜𝑛
Fanfiction"gülüşün" "ne varmış gülüşümde?" uzun süre gözlerime baktı ve düşündü. "hayat..." - a Tom Marvolo Riddle fiction.