"Günaydın doktor. Bugün nasıl hissediyorsunuz kendinizi?"
"Günaydın lisa. Acaba biz yerleri mi değiştik?" Hadi ama doktor herzaman herşeyi siz soracak değilsiniz.
"Ahh! Elbette ki hayır. Sadece belki biraz..!" İçtiğim sigaraların nikotini bu sefer ağır geldi sanırım saçmalıyorum.
"Peki öyleyse nasıl hissediyorsunuz kendinizi?" Al işte daha biraz önce bu faslı geçebilirdik.
"Ben gayet iyim. Gerçekten..." Bütün vücut organlarımla yaptığım şekillerde bunu kanıtlamaya çalışınca doktorun fikri değişti sanırım.
"Isterseniz size iyi bir psikolog ayarlaya bilirim" veya doktor siz biraz espirinin göz çıkarmayacağını kabullenebilirsiniz demeyi ne kadar çok istediğimi kelimelere sığdıramam.
"Tabi ki siz nasıl isterseniz." Dedim sadece.
"Herkes dışarıda sizi bekliyor, hazırlandığınızda çıkabilirsiniz geçmiş olsun?" Bu doktor sanki benim hakkımda çok garip şeyler öğrenmişte doğruluğunu tespit etmeye çalışıyor gibi ama.
"Tamam. Teşekkürler..." Tam çıkacağı sırada yeniden içeri girdi bu sefer daha çok yaklaşmıştı.
"Size bir soru sorabilir miyim?" Dedi kemik gözlüklerinin altından bakarak.
"Elbette buyrun lütfen." Dedim.
"Daha önce de hastahaneye gidip muayene oldunuz mu?" Diye inanılmaz olağanüstü saçma ve gereksiz bir soru sordu. 19 yaşındayım ve bir insanım...
"Evet gitti. Işiniz bittiyse biz artık çıkalım." Babam aniden içeri girdi ve konuşmama fırsat vermeden cevap verdi. Neler oluyor yine!!
"Iyi günler." Dileyerek resmen kaçtı doktor.
Babamla göz göze gelmek istemiyordum. Sonunda hastahaneye düşünce bir kızları olduğunu hatırlayan cool ebeveynlerimin olması utanç verici.
"İyi misin meleğim."
"Izin verir misin hazırlanmalıyım." Kabul ediyorum bu onu üzdü. Ama sizde kabul edin bende çok üzülmüştüm.
"Lisa." Dedi son bir umutla ama hemen affedemem onları.
"Lütfen." Dedim yine aynı ses tonuyla. Ve gitti.
Onlara çok kızgınım ve hak ediyorlar. Toparlanırken Alice girdi içeri. Yüzündeki endişe dolu bakışları silmeye gayret etsede başaramıyordu. Önce sıcacık sarıldı sonra da montumu giyinmeme yardım etti.
"Onlara böyle davranman çok saçma." Diye başladı.
"Asıl saçma olan ne biliyor musun? Onların "kısa süreliğine işimiz var" bahanesiyle beni terk edip gitmeleri. Eğer hastahanede olduğumu duymasalardı ki bu durum bile ne kadar umurlarında bilmiyorum, yine gelmezlerdi." Dedim ne kadar dolu olduğumun farkına yeni varıyorum.
"Peki istediğini yap." Dedi ve çantamı alıp çıktı bende derin bir nefes alıp onun arkasından çıtım.
Hava soğukmuş içerideyken pek fark edilmiyordu. Annem yanıma gelip sarıldı hiçbir tepki vermeyince sarılması kısa sürdü ve arabaya bindim. Ben telefonla uğraşacak zaman harcamaya çalışırken annem babam Alice ve James konuşuyorlardı. James camıma vurup el salladı Alice ise bakmadı bile bana bende elimi kaldırdım sonra onlar gitti ve benim umursamaz ebeveynlerim arabaya bindiler. Onlarla konuşmamak için kulaklığımı taktım ama müzik açmadım. Dışardan meşgülüm görüntüsünü yansıtmak yeterli olacaktır. Eve geldiğimizde yağmur yağmaya başlamıştı. Babam park ederken bende toparlanıyordum. Hırkamın şapkasını kafama çektim telefonu elime alıp çantamı omuzuma taktım. Araba durar durmaz inip bahçeye girdim. Kapımın önünde iki tane bayan duruyordu siyah mini etek beyaz gömleklerinden anladığım kadarıyla yardımcılardı. Demek gelir gelmez dadı ayarlamışlar bana.
"Hoşgeldiniz efendim." Dedi diğerine göre daha yaşlı duran bayan.
"Lisa."dedim ve hala kapının önünde duruyorduk.
"Efendim." Dedi mahçup dolu ses tonuyla.
"Adım lisa bana lisa diye seslenirseniz size cevap veririm." '
'Efendim' çok resmi, gereksiz bir sözcük. Ve beni rahatsız ediyor özelliklede kendimden büyük birinin bana bunu söylemesi utanç verici."Peki lisa geçmiş olsun."diye yineledi.
"Teşekkür ederim efendim." Dedim gülümseyerek.
Annemde babamda yine beni unutmuş derin derin konuşuyorlardı arabanın yanında. Neydi bi bitmek tükenmek bilmeyen konu merak ediyorum. Hayır merak etmiyorum umurumda bile değil aslında. İçerisi çok soğuktu yada ben üşüyorda olabilirim. Merdivenleri uçarsak çıkıp odama girdim ve kapıyı kilitledim. Şimdi yanlız olduğuma inanıyorum bu odayı da biraz fazla sahiplendim. Ama çok özlediğim de bir gerçekti. Sıcak bir duşun ardından yumuşak yatak keyfi, kokulu eşsiz mumlar herşeyi unutturabilirdi belkide bana...
Gelmek istemediğim bu yerden bir gün gitmek istemeyeceğimi asla kestiremezdim. Buraya aitlik hissi var bende. Burada doğumuşum gibi. Söylediklerime gülüp hayalini kurduğum sıcak duşa koştum...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Mutluluk
Mystère / Thriller"Inatçı huzursuz bir kız, sakin sert bir çocuk. Karmaşık bir aşk hikayesi. Umutları, varoluşları ve gerçek kimlikleriyle yeniden doğan iki genç. Ihanet, sağduyu ve aşk." Merhaba! Üzerinde uzun süre çalıştığım hikayemi artık sizlerin huzuruna çıkara...