Hadi ama bir kapı tam 23 kez nasıl çalınır. Bunlar delirmiş olmalı."Lisa. Lisaa. Lisaaaa" tabi 39 kez tekrarlanan ve her tekrarlandığında daha çok uzayan ismim.
Gözümü açmam gerekiyordu uyanmak için kendime sert bir tokat atmak zorunda kaldım. Sonuna da acının etkisiyle histerik bir küfür yerleştirmek zorunda kalınca biraz utandım bunu annem duymamalı çünkü, annem ve onun başbelası nezaket kuralları. Bu tokatı attıran kişinin gerçekten geçerli bir sebebi olmalı yoksa bu filmin sonunu hiç iyi görmüyorum. Ayağı kalkıp kapının kilitini açtım. Daha kim olduğunu görmeden;
"Ne var? Neler oluyor? Ne istiyorsunuz benden? Yanlız kalmak istiyorum!!" Diye bağırarak yatağım içine girip üstümü örttüm.
"Aptal küçük kız çocuklarının, çekilmez tiripleri."
"Kes sesini James. Defol git." Onu öldürmem gerekiyor kesinlikle o tokatın acısını fena ödeyecek.
"Okuldan atılıyorsun lisa. Bu son şansın!!"
Ne! Ne!! Neeeee! Sanırım daha sert bir tokat beni anca getirir kendime. Yataktan uçarsak çıktım ve yere çakılmam uzun sürmedi. Beni hiçbir şey durduramaz yerden kalkıp banyoya girdim. Yaklaşık 20 dakika sonra hazırlanmıştım.
"Ben hazırım." Dedim gülerek.
"Çıkalım." Dedi Alice. Neyi var bu kızın? Alice odadan çıkınca james'ın kolundan çekip odayanın içine aldım. Şaşkın şaşkın bana bakarak;
"Heyy benim sevgilim var uzak dur benden" çıldıracağım yaa ne saçmalıyor bu böyle.
Yakasını tutup kapıya yasladım. Evet tüm bunları bizzat ben yaptım.
"Alice neden böyle davranıyor. Ya söylersin yada seni öldürürüm." Diye saçma sapan tehdit ettim.
"Bilmiyorum lisa gerçekten, lütfen bana bişey yapma." Dalga geçiyor aptal.
Aşağıdan Alice'nin sesini duyunca James'in yakasını bırakıp aşağı koştum.
"Geldik, geldik." Hemen arkamdan James'ta iniyordu. Alice arkasını dönünce ben James'e dönüp gözüm üzerinde ahmak şeklinde bir hareket yaptım. Oda gelip saçlarımı bozdu sonrada dil çıkarıp Alice'nin yanına koştu.
Okulun bu kadar kısa mesafe olması bazen çok işe yaramıyor çünkü Alice ile konuşmaya fırsat bulamadan okula gelmiştik bile."Hadi inin." Dedi Alice.
"Sen gelmiyor musun?"
"Biraz işim var lisa. Sonra görüşürüz."
"Neyin var Alice.?" Bunu o kadar samimiyetle sormuştum ki içimden ağlamak geliyordu neyse ki öyle bir şey olmadı.
"Iyim ben lisa. Şimdi derse git olur mu? James sana emanet. " Dedi gülerek.
"Tamam. Dikkat et."
Alice gidince biz james'la tek kaldık. Önce jack gitti şimdi Alice'te birşeyler var. Neden herşeyden gizleniyormuşum gibi hissediyorum. Nereye gidiyorlar böyle tek tek. Okula doğru giderken yine o sığıntı hissiyle doldu içim. Sığıntıyım işte jack olmadan hayatımda ki her yerde sığıntıyım. Okul ne kadar büyükmüş, koridorları geniş ve kapılar kahverengiymiş. Bu, okula gelmediğim için unuttuğum şeyler değil, bu Jacksiz okulun yeni farkına varıyor olmamdı. Okul, sınıf kapısının önü, sıralar herşey o kadar Jack'i istiyor ki bana hakaret eder gibiler. Boğazımın yanıyor olması yine canımın acıdığını mı gösteriyordu. Yine özlemiştim işte onu halbuki daha 5 dakika önce de özlüyordum. Kızların ona hayranlıkla bakıyor olmalarını, onun karanlığında ki eşsiz mükemmelliğini, saçlarını hergün yukarıya özenle taramasını, bordo tişörtünü giydiği günü, o hiç bulamadığım parfümün kokusunu, gülerken çenesinin yakınlarında ki belli belirsiz gamzesini özledim. Ona özenmeyi özledim. Ben ona çok erken aşık oldum. Sınıfa girdiğimde gereksizlerinin yüzlerini unutmayı dilerdim. Geçip arka sıralarda bir yere oturdum. O kadar uykusuzum ki sırada biraz uyuklaya bilirim. Çok geçmeden biri yakınlarımda konuşmaya başladı.
"Yeterince uyuyamadın mı evinde."
Bu sesin sahibi bence ebediyen konuşmamalı bu kadar ince, rahatsız edici bir ses duymadım. Bu arada okula tek gelmeyen ben değilmişim ahmaklar uğraşak başka birini bulduklarına göre benden uzak duracaklar.
"Hey sana diyor cevap versene!" Al işte bir asalak daha.
Biri serçe kolumdan dürtüleyince kafamı sıraya çarptım. Tam kafamı kaldıracakken bir kova suyu içimin en derinine kadar hissettim. Gözlerim sanırım sinirden büyürken bütün sınıf da bana gülüyordu James hariç. Evet tabi ki şimdi bu kızı adam oluncaya kadar dövebilirdim. Yapardım bunu ama bununla birlikte okul hayatım da biterdi. Bu yüzden affetmek zorundayım en azından 3 sene boyunca bu böyle olmalı. Donuyordum. Spor salonuna inip üzerimi değiştirdim ve koşarak sınıfa çıktım derse geç kalma gibi bir lüksüm yoktu. İçeri girince yine bir kahkaha tufanı koptu. Bu asalaklar beni gülmekten soğutmuşlardı. Geçip James'in yanına oturdum. Bir kaç ders geçmişti ve artık gülmekten yorulmuşlardı. Zil çalınca James'i beklemeden dışarıya çıkıp Alice'i aradım. Uzun süre çaldı ama kimse açmadı telefonu. Yüzümü asarak James'in yanına döndüm."Açmıyor."
"Bırak dinlensin lisa."
"Merak etmiyor musun James."
"Ediyorum tabi ki ama benden anlayışlı olmamı istedi gitmesi gerekiyordu."
Daha fazla konuşmadık. Jameste dolmuştu belliydi. Onu üzmek istemiyorum. Zilin çalmasına yakın sınıfa çıktık. Asalak tayfasında ki sarı bu sefer hedefine James'i almıştı.
"James yoksa sevgilin seni terk mi etti."
Bazen insanların nasıl beyinsiz olabileceğini düşünür ve ihtimal vermezdim ama çok yakın bir örneği şuan karşımdaymış zaten.
"Kes sesini sarı." Dedim sabahtan dolu olduğum asalak tayfasının güya liderine.
"Oo sen konulabiliyor muydun?"
Sanırım bu kızı öldüreceğim. Ona doğru bir adım attım hoca içeri girdi. Bu kıza nasıl tahammül ediyor yanındakiler anlamıyorum. Uzun bir dersin son 15 dakikasında izin alıp lavaboya gittim Alice arayacaktım ve oda açmayacaktı. Dediğim gibi oldu uzun uzun çaldı ama yine kimse bakmadı bir sürü mesaj bıraktım daha birini bile görmedi. Temizlik görevlileri içeri girdiler ellerinde kocaman deterjan dolu kovalarla ve hortumlarla.
"Kolay gelsin." Dedim.
"Sağol güzel kızım, biran önce bitsede otursam çok yoruldum artık."
"Eğer isteseniz ben burayı kısacık bir sürede temizleye bilirim ne dersiniz. Sizde biraz dinlenin."
"Olur mu öyle şey sen dersine gir." Diye itiraz etti.
"Hadi lütfen. Yardım etmek istiyorum." Diye ısrar edince dayanamayıp kabul etti. Dersin bitmesine 10 Dakika'dan az kalmıştı. Söz verdiğim gibi kısa sürede temizlemiştim. Şimdi sıra intikamımda. Zil çalınca biri lavaboya geldi ben dışarı çıkınca musluğu açsın diye kızı tehdit ettim oda hemen kabul etti. Herkesin dışarıya çıktığından emin olunca kovayı ve musluğu sürükleyerek dışarı çıkardım. Asalak tayfası merdivenlerde oturuyorlardı. Bu yapacağım şeyden dolayı okuldan atılabilirim ama 3 sene kadar yaşayacağımdan emin değilim bu yüzden işimi halletmeliyim. Dışarıdaki millet sessizce beni seyrediyordu kimse onlara haber vermiyordu ki bu benim işime geliyor. Deterjan dolu kocaman kovayı yukarıya kaldırım Sakince başlarına boşaltınca yerlerinden fırlayıp çığlık atmaya başladılar okuldakiler kahkahaya boğuldu. İçeriye seslenince musluktan akan tazikli su deterjana bulanmış asalaklarla buluşunca iş daha eğlenceli olmaya başladı. Artık herkes yerlerdeydi onlarda okulun ortasında bir o yana bir bu yana koşturup birşeyler diyorlardı. Bir ara James'i gördüm tam onluk bişeydi bu yaptığım herkezden daha çok gülüyordu. Etrafta baloncuklar uçuşuyordu.
"Nasıl iyi yıkandınız mı?" Diye bağırdım onlara. Ben gülmüyordum, böyle şeyleri kendim yapınca gülemiyordum ama iyi iş çıkarmıştım dövmekten beter olmuşlardı. Birden herkesin sesi kesildi. Ne olduğunu anlamadım suda kesilmişti. Arkamı dönüp içeride ki kıza seslenecektim ki koca cüsseli müdürle göz göze geldik. O an kalbimin ritmi durmuştu. Bayıldı taklidi yapsam şu durumda çok işe yaramayacağından eminim.
"Hemen odama byn black." Diye kükredi. Asalaklar gülünce. Onlara dönüp;
"Sizde geliyorsunuz" dedi ve odasına gitti. Bu komikti işte buna gülebilirim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Mutluluk
Gizem / Gerilim"Inatçı huzursuz bir kız, sakin sert bir çocuk. Karmaşık bir aşk hikayesi. Umutları, varoluşları ve gerçek kimlikleriyle yeniden doğan iki genç. Ihanet, sağduyu ve aşk." Merhaba! Üzerinde uzun süre çalıştığım hikayemi artık sizlerin huzuruna çıkara...