Gün 1

170 58 28
                                    

Hanae önce anahtarı yokladı. Çantasında yoktu ama cebinde de yoktu. Derken Floren atıldı:
-Anahtar bende!
Hanae mırıldanarak o kaçamak sözünü söyledi:
-Eeeemğ... aslında ben sakız... EVET! Birazcık sakız arıyordum.
derken aklına sakız sevmediği gelince bu konuyu kapattı ve eve girerek önce onları kapıda karşılayan havlama sesine yanıt verdiler. Evet bu oydu... Tüyleri halıyı andıran genelde sadece uyuklayan varlığı ve yokluğu belli olmayan köpekleri:
Tayuka!
Hanae bu köpeği sokakta yaklaşık 2 buçuk sene önce terkedilmiş bir şekilde bulmuştu. Başlarda sadece sokaktan geçerken beslese de sonralar köpek Hanae'yi takip edip eve kadar gelmişti. En sonunda havlama seslerini duyunca Floren ve Hanae köpeği sahiplenmişlerdi. Neyse birazdan ikili çantalarına koca bir tekme savurup odada savrulmalarına izin vermişti. O esnada Floren Tayuka'nın mama ve suyunu vermekle meşguldü. Hayvan ne kadar tembelse hemen beslenip geri çekildi ve kendini pufun üzerinde uyumaya bıraktı. Hanae çantasıyla hesaplaşması bitince Floren'den her günkü gibi birşey istedi. Floren'de de heralde 6.his var hemen göz devirip cevapladı denmez ortaya bu cümleyi attı:
-Hayır sana derste yazılanları veremem.
Normalde Hanae çalışkan bir öğrenci idi. Fakat taş devrinden kalma yazısı ile yazdığı matematik notunu eve gelince asla anlayamaz ve çareyi Floren'de bulurdu. Aslında olay şöyleydi, eğer bir hoca onun defterine en son neyi işledik diye bakacak olsun "Sanırım arapçaya geçmişiz" diyebilirdi. Floren Hanae'ye notları ne kadar hayır dese de bu seferde verecekti ve öyle de oldu. Hanae beleşe aldığı notları üstünkörü okudu ve defterine geçirdi.
                     ---
Saat 6.30 gibiydi. Floren, evde yemeklik birşeyler olmadığından markete gitmişti biraz birşeyler almak için. Belki şef olmayabilirlerdi ama internete güveniyorlardı. Hanae'de o esnada kitap okuyordu. Yaklaşık 2 günde 1200 sayfalık romanı bitiren kız 1 ayda 150 sayfalık aksiyon kitabını bitirememişti. Tozlu bir raftan aldığı kitabının kıvrılmış sayfası yüzünden sinir krizi geçirecekti ama olsun. Her neyse kitabının 65. sayfasının son cümlelerini okurken salondan gelen bir tür sesle okuma keyfi bölünmüştü. Önce hiç takmamıştı ama sesler çoğaldı. Hanae hemen salona gitme fikrini düşündü ama sonra buraların "biraz" tehlikeli olduğu aklına geldi. Mutfağa yöneldi ve kaptığı ilk tavayla salona koştu. Mümkün olmadıkça ses çıkartmak istemiyordu. Gürültüler yakınlaşmıştı. Salona gitti ve duvardaki baykuşla 30 saniye boyunca göz göze geldi...

  Baykuşu nasıl çıkaracağım dige uğraşırken hayvanın her uçuşunda çığlık atıyordu Hanae. Ardından kapıdan gelen zil sesiyle derin bir oh çekti. Kapıdaki her kimse ondan yardım isteyebilirdi. Zile cevaben kapıya gitti ve kapıyı açınca karşısında 1 torbayla Floren'i gördü. Hanae'nin terlemiş haliyle şaşırmış yüzüne karşın "ne oldu" bakışını attı, Hanae cevaben:
-Hiç birşey olmadı ya eve baykuş girdi o kadar.
Floren bir anlığına:
-İyi iyi bende birşey oldu sandı- B-bekle baykuş mu? Hanae ile salona doğru yürüyen Floren bir anlığına bir Hanae'ye bir baykuşla bakıp durdu ve ekledi:
-Ne güzel işte Hogwarts'dan davet almışsın.
Hanae psikopat bir biçimde:
-Biraz daha espri yaparsan boş boş sorularımla kafanı patlacağıma emin olabilirsin.
Floren için asıl korku buydu. Hemen baykuşu çıkarmak için uğraştılar. En son baykuş gözden kayboldu ve yukarı kata Hanae'nin odasına doğru uçtu. Floren baykuşun arkasından el sallarken Hanae ise:
-Tamam, sorun yok artık orası benim odam değil.
diyerek anahtarı kaptığı gibi üst kata koştu ve odanın kapısını kilitledi.

                            ---
Yaklaşık yarım saat sonra Floren yemek yapmaya mutfağa yöneldi ve normalde Hanae'de gelecekti fakat o telefonu arıyordu. Floren:
-Hanae hadi artık acıktım!
Hanae'nin mutfakta belirmesi ile telefonu tezgaha koyması bir oldu. Floren ve Hanae yemek tarifi için interneti kullanacaklardı ki o yazı uygulamanın en alt sağ köşesinde belirdi: Bağlantı yok!

O-KUL KATİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin