Gün 2

117 56 16
                                    

Hanae'nin derin düşüncelere daldığı gecenin ardından sabah olmuştu. Hayat yine aynı düzende idi. Hiçbir şey değişmemişti. T-tamam belki sadece "küçük" bir sorunları vardı o da bir katilin peşlerinde olma ihtimaliydi. Bunu ihtimal olarak değerlendirmeyen Florenzia Nagai ve Hanae Kobayashi yine aynı sabaha uyandılar. Bu sefer Hanae ciddi anlamda rutinsel değişiklikler yapmıştı. Mesela şu kulak kanatıcı melodisi yerini uzun bir sessizliğe bırakmıştı. Ehh, Hanae cephesinde sessizlikler çok uzun sürmüyordu ki öyle de olmuştu.
Kızlar yine aynı rutine merhaba derken kapıdan çıkmaya doğru yönelirken Floren yine grubun beyni gibi atıldı:
-Hanae! Tam 10 dakika var ve biz daha evden çıkmış durumda değiliz, net geç kaldık biz evet-
-B-bekle o ses te neyin nesi?
Birazdan çok büyük bir gürültü duyulmuştu. Bu gürültü bir korna sesiydi. Az sonra cam yavaş yavaş açılıyordu son model arabadan:
-Selam sizi aptallar! Okula geç mi kaldınız? Ben ise bunu tahmin ettiğimden buraya geldi- Tamam Floren okulda saklambaç oynadık ve çantana çip taktım tamam. AMA BU BENİM ÜSTÜN ZEKALI BİRİSİ OLDUĞUM GERÇEĞİNİ DEĞİŞTİRMEZ. diyerek atılmıştı Mia.
Hanae ve Floren birbirlerine "işte bu bizim şansımız" bakışı atıyorlardı ki buna bile zamanları kalmamıştı.

...

Birazdan Mia'nın arabasında şarkı dinleye dinleye giden üçlü arada da boş boş konuşuyorlardı. Genelde Floren'in 15. kez dinlediği şarkıya "bunu hiç duymamıştım"tepkisi vermesi ve Hanae'nin ilk duyuş gibi eğlenmesi ironik hâle gelmişti. Az sonra okulun olduğu dar sokağa giriş yapmışlardı. Mia biraz duraksadı ve arabayı ilk bulduğu boş yere park etti, derin bir nefes alarak:
-Evet geldik.
Önce Floren eşek yükü gibi ağır olan çantasını kaldırdı:
-Tanrım, b-bu şey çok ağı-
-Hayır değil ne alakası var bence çok hafi-
diye araya girerken duraksadı bir an Hanae. Galiba olmayan çantasını hatırlamıştı.

"Mia" diye seslendi Hanae:
-Ç-çantam! Şey...ben...
Mia konuşamaya başladı. Belliydi ses tonundan yapacağı destansı konuşması:
-BAK ŞİMDİ... BİZ 10-15 DAKİKA KALMIŞ İKEN EVİNİZDEN ÇIKALIM BEN İYİLİK YAPAYIM AMA SİZ YOK! HAYIR YANİ KALEM UNUTSAN TAMAM, KAĞIT UNUTSAN TAMAM, EHH, SULUK UNUTSAN TAMAM, TELEFON? TELEFON UNUTSAN TAMAM, TEMEK UNUTSAN TAMAM AMA ÇANTA NE ALAKA? HAYIR YANİ SEN NORMALDE DE Mİ ÇANTASIZ KALIYORSUN? SORABİLİR MİYİM?-
Hanae lafa girdi:
-T-tamam sadece geri döneceksi-
-BİR DAHA OLURSA SENİ-
Floren'in "yeter" bakışları altında Mia söve söve eve dönmüştü...
Birazdan eve döndüklerinde 15 dakikası bitmişti dersin, hızlıca Hanae'nin çantasını alıp çıktılar.
Mia'nın son hızla ara sokaklarda dolaştığı arabası, hemencecik okula ulaştırmıştı onları. Güvenlik soru sormadı çünkü kızlar, güvenlik başka bir öğretmen ile konuşurken aradan geçip gözden kaybolmuşlardı. Tek bir sorun vardı o da Kenji hocanın azarı. Fazla kuralcı idi hele ki şu olaylardan sonra. Her neyse üçlü de yavaşça katları çıkıp sınıflarının yanına ulaştılar:
- Kapıyı sen çal Mia!
-B-ben mi Hanae? Hayır niye? Sen açmadın mı bu işi başımıza en iyisi-
-EVET BENCEDE KAPIYI FLOREN ÇALMALI diyerek araya girmişti Hanae.
Floren, tereddüt ederekten kapıyı çaldı.

Kapıyı açan sınıf öğretmenleri onlara dünyadaki en tüyleri ürpeten bir bakış verdi ve onlara içeri girmelerini emretti. İçeri adım attıklarında sınıf arkadaşlarının gözleri bir anda üçlünün üzerine çevrildi. Kenji hoca, onlara nedenini sorunca, üçüde yarım yamalak cevaplar verdiğinde dahada sinirlenmişti. Mia özür dilediğinde, Mia'nın özrünü hiç dinlemeden sinirle cevap verdi:
-ÖZÜR DİLERİM DİYE BİTEN KISMI SENİNLE BİRLİKTE BURAYA KADAR DİNLEDİK ZATEN! SİZİN GİBİ KURALLARI HİÇE SAYAN ÖĞRENCİLERE BURADA YER YOK! ÖNÜMÜZDEKİ DERS SAATİNE KADAR SINIFTA BEKLEMENİ İSTİYORUM! YARIL AİLELERİNİZİ ÇAĞIRIN ONLARLA KONUŞACAĞIM, BAKIN BİR DAHA ÖZELLİKLEDE BENİM DERSİME GEÇ KALIN EVLERİNİZ BURDAN UZAK MIDIR BAKMAM TUTANAĞI BASARIM HA! BÜTÜN DERS AYAKTASINIZ.

O-KUL KATİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin