O-KUL KATİLİ

Gün 2

Bekle ... hatırlamıyorlardı ... o canavarın veya ruhun dediği şey sanki buhar olup uçmuşçasına akıllarında bir hiçlik yerini almıştı...

Kızlar, yaşadıkları korkunç deneyimin etkisi altında hâlâ sarsılmıştı... okuldan gitmek istiyorlardı, evlerine dönmek istiyorlardı ... korkmuşlardı... hasta numarası yaparak bir izin kağıdı almayı becermişlerdi ve evlerinde neden erken geldin diyecek aileleri olmadığından sakin bir şeklide ayrıldılar.

Okulun kapısından dışarı adım attıklarında, etraflarındaki sessizlik ve huzur, yaşadıkları dehşet dolu anların izlerini silmeye yetmiyordu. Güneş, gökyüzünde yavaş yavaş yükselirken, sokaklar hâlâ sessizliğe gömülmüştü. Ancak üçlü, yaşadıkları korkunç deneyimin etkisi altındaydı ve sadece birbirlerine sıkı sıkıya sarılarak dışarıdaki dünyaya ayak uydurmaya çalışıyorlardı. Floren'in titreyen elleri, cep telefonunu çıkardığında bile hâlâ korku doluydu. Acil yardım hattını aramaya başladı, ancak sesi titriyordu ve kelime bulmakta zorlanıyordu.

Hanae, arkadaşının yanına yaklaşarak onun omzuna sakinleştirici bir şekilde dokundu. "Sakin ol, Floren. Her şey yoluna girecek," dedi yumuşak bir sesle. Ancak kızların yüzlerindeki endişe ve korku, hâlâ belirgin bir şekilde okunuyordu. Mia, hâlâ gözlerinden yaşlar süzülerek etrafa bakıyordu. Gözleri, yaşadıkları korkunç deneyimin etkisi altında uykusuz ve huzursuzdu. Ancak hâlâ, yaşadıkları dehşet dolu olayın gerçekliğine inanmakta zorlanıyordu. Daha önce hiçbir şey bu kadar korkunç ve gerçek dışı gelmemişti.

Birkaç dakika sonra, polis ekipleri olay yerine geldi ve durumu incelemeye başladı. Üçlü, yaşadıkları korkunç deneyimi polislere anlattı, ancak ne kadar anlatsalar da, yaşadıkları olay gerçek olamayacak kadar korkunçtu.

Polisler, kızların anlattıklarını dikkatle dinlediler ve ardından okulu araştırmaya başladılar, ancak içeride hiçbir iz bulamadılar. Kızlar, yaşadıkları korkunç deneyimin etkisi altında hâlâ sarsılmışlardı. Polislerin okulu incelemesinin ardından, üçlü birlikte dışarı çıktılar ve birlikte zaman geçirmeye karar verdiler. Birlikte dolaşarak, yaşadıkları dehşet dolu deneyimi unutmaya çalıştılar. Ancak, korkunç olayın izleri hâlâ zihinlerinde taze ve canlıydı. Günün ilerleyen saatlerinde, kızlar birlikte eve döndüler ve birbirlerine sarılarak uyumaya karar verdiler. Ancak kabuslarla dolu bir gece geçirdiler.

Her biri, yaşadıkları korkunç deneyimin etkisi altında hâlâ sarsılmıştı ve uykuya dalarken gözlerinin önünde sürekli olarak o karanlık odanın ve korkunç yaratığın görüntüsü canlanıyordu, hem uyuyamıyorlardı hem de saat erkendi,bu yüzden kalktılar ve her şey normalmiş gibi o sıkıcı hayatlarına devam ettiler... daha doğrusu, etmeye çalıştılar ... Kızlar, yaşadıkları korkunç deneyimin şokuyla sarsılmışlardı ve bu acı dolu anıların etkisi altında hâlâ titriyorlardı. Akşam, gökyüzü karanlığa büründüğünde, üçlü hâlâ evlerine dönmemişti.

Bir araya gelerek, yaşadıkları olayı sakin bir şekilde analiz etmeye çalışıyorlardı. Ancak zihinlerindeki karanlık izler, her birinin içini huzursuz ediyordu. Mia'nın gözlerinde hâlâ korku ve endişe yansıyordu, Floren'in titreyen elleri ise olayın gerçekliğini sorguluyordu. Hanae ise sessizce düşüncelere dalmış, yaşadıkları deneyimi sindirmeye çalışıyordu.

...

Birlikte, yaşadıkları korkunç deneyimin ardındaki gizemi çözmeye karar verdiler... daha doğrusu Hanae verdi ve Floren'de tamam dedi... Internet üzerinde araştırma yaparak benzer olayları incelediler, ancak herhangi bir ipucu bulamadılar.

Bu, yaşadıkları deneyimin ne kadar olağanüstü ve gizemli olduğunu daha da vurguluyordu. Gecenin ilerleyen saatlerinde, üçlü birlikte dışarı çıktılar. Sokaklar sessizdi ve ay ışığı, yeryüzünü hafifçe aydınlatıyordu. Her adım, yaşadıkları deneyimin izlerini takip ediyormuş gibi hissettiriyordu. Ancak üçlü, kararlı bir şekilde ilerlemeye devam etti.