1.BÖLÜM

399 21 0
                                    

" Komutanım derslere başlayacak mıyız?" dedi Aliş, "Bir zahmet Aliş." "Bu lise işi falan çok güzel oldu ya, hiç bir kız beni tanımıyor." dedi Aliş keyifle, şimdi ağzının ortasında çarpardım ama neyse...

"Askeri lisedeki kızlar ne mal olduğunu biliyorlardıda o yüzden yaklaşmıyorlardı Aliş." dedi Mert,

"Ayıp ama Mert komutanım, mal mıyım ben?" dedi alıngan bir sesle, "Değil misin?" dedik hep bir ağızdan, "Azıcık geri zekalı olabilirim ama mal asla." dedi,

"Bir susun da uyudun ya!" diye bağırdığımda koğuşta çıt çıkmadı ve bende gözlerini kapattım ve zonklayan başımın sakinleşmesini bekledim.

*

"Koğuş kalk!" diye bağırdım ve herkes aniden yataktan fırladı, hayır bu hayvanlar son dakikaya kadar kalkmıyordu, olan tim komutanı olarak bana oluyordu. Bu arada ben Yüzbaşı Bora Sipahi, okulumuz depreme dayanıklı olmadığı için normal bir lisede eğitimlerimize devam ediyorduk bu arada okulun diğer tarafında normal dersler işlenirken diğer tarafta bizim yatakhaneler oluyordu.

Dersler bahçede, cehennem sıcağında işlenecekti. Hazırlanıp yemekhaneye indiğimde kos koca yemekhanenin ortasında askeri lise öğrencileri, diğer tarafta normal öğrenciler yemek yiyordu. 8 erkek timi yani 80 erkek asker, 2 kız timi yani 20 kadın asker toplam olarak 100 askeri lise öğrencisi vardı.

Bizim timin masasına geçtim ve bizim hayvanları beklemeye başladım o sırada karşıdaki kızlar ile sürekli göz göze geliyor ve kendi aralarında gülmelerini izliyordum.

Bizimkiler ile kahvaltıyı yaptıktan sonra şınav mekik için askerlere iki minder taşıtıyordum.

" Komutanım bu adam ölüsü gibi!" diye bağırdı Aliş, "Kes be." diye homurdandım,

" Komutanımızın bizden nefret ettiğini düşünüyorum." dedi Niyazi,

"Abartma lan, bence azıcık tiksiniyor o kadar." dedi Efe, sırrıttım dün gece uyuyamamıştım. Huzursuz olmuştum çünkü, uykusuz olduğum için huysuzluğum iki katına çıkıyordu.

"Bora komutanım bir bakar mısınız?" dedi Mert, arkamı döndüm ve beklemeye başladım.

"Bu sizin künyeniz değil mi?" dedi ve künyemi uzattı, anaaa düşmüş müydü bu?

"Sağol Mert." dedim ve sessizlik Niyazi'nin böğürmesiyle sona erdi.

"Dinsizler, imansızlar, vatanımız elden gitmiş! . Yardım edin!" diye böğürdü, pardon bağırdı.

Adamın üstünde 2 tane 200 kiloluk minder vardı, sesi boğuk durmaya başlayınca hızla minderleri üstünden kaldırdık ve kaldırır kaldırmaz. "İdam! İdam!" diye bağırmaya başladı,

"Neden tek sen taşıyorsun?" diye sordum "O ismi lazım değil baş harfi Aliş olan o var ya beni bıraktı. Kirlenmiş hissediyorum." dedi, Efe elini uzattı ve Niyazi'yi kaldırdı.

"Aliş neredesin lan it!" diye bağırdığında görüş alanıma girdi komando ejderi.

"Ya aşkım bende seni seviyorum, yaaa salak şey. Tamam şapşik, hadi sen kapat ya sen kapat ya tamam tamam sen kapat." anında kan beynime sıçradı.

"Şu telefonu kapat yoksa ben çok malum bir yerine monte edeceğim!" diye bağırırken telefondan hızla ayakların yere düştü. "Bor..." derken konuştum,

"Sen ne ara kızı buldunda, numarayı kaydettiğinde, aşkın olduğu da telefonla konuşuyorsun da!"

"Bora komutanım vallahi bacım..."derken tekrar bağırırdım, "Sus lan, Bora komutanın batsın senin kıvırakıyorsun da, cezalısın lan! 1000 tur koşacaksın onun bir turu da Niyazı sayacak!" diye bağırdım, "Ama komutanım..."

"Sus lan! Aması falan yok! Başla dedim yoksa ben başlatırım!" diye bağırdım,

Arkamı döndüğümde sırıtan timi gördüm, "Sizde deli gibi sırıtmayın karşımda şınav pozisyonu al!" diye bağırdım,

*

" Kaç saat oldu?" dedi Mert, "İki buçuk." dedim ve çekirdeği çitlemeye devam ettim,

genel durumu anlatayım, biz 500 şınav, 500 mekik çekmiştik ama Aliş Bey hala 1000 turu koşamamıştı! "Aliş! Nerdesin lan! Sütçü beygiri!" diye bağırdığımda Niyazi'ye döndüm.

" Kaç oldu?" "999 tur komutanım oldu." dediğinde görüşümüze girdik.

" Bin." dedi ve yere yığıldı, " Kalk be, ne olmuş alt tarafı 1000 tur koştuysan?" herkes güldü Aliş hariç.

" Komutanım şu Aliş'i kaldırırsanız muhabbet kuşu muyum ben?." Dediğinde Efe konuştu,

"Mahmut mu desin?" dedi, "Çok komik." dedi ve göz devirdi, "Yatakhaneler açık mı?" dedi bana dönüp.

"Değil, ne yapacaksın?" " Malum yerlerime kadar terledim de." dedim. dedi,

"Ne güzel işte, kızlar sana yanaşmaz senin de topuğun sağlam kalır." dedim, yine herkes güldü

"Kesin lan gülmeyi, soytarılar. Başlayın 85 tur koşuya geliyorum ben." dedim ve kamelyadan suyu içip gelirken karşıma bir kız çocuğu çıktı. "Abi benim topum ağaçta kaldı da alar mısın?" dedi, sırıttım. "Alarım nerede?" dedim, ağacı işaret etti ve bende ağaca çıkarak topu kıza verdim. Kız totosunu kıvırarak gittiğinde ağaçtan İNSAN gibi inecektim ki elimin üstüne arının konması ve benim arıya alerjim olmasıyla "ALLAH!" diye bağırıp kendimi ağaçtan attım.

" Komutanım iyi misin?" dedi Mert, "Seni görmeseydim bal gibi iyi olurdum." diye homurdandım. "Bence sübliminal mesaj veriyorlar ama kalkın revire gidelim." dediğinde kaşlarımı çattım. "Abartma lan." dedim,

" Komutanım benim eniştem de böyle oldu 5 ay yürüyemedi." Dediğinde hızla doğruldum ve sordum. "Vallahi mi lan? Ama ben yürüyorum." "O da ilk başta böyle koşuyordu ama ardından adam bir bayıldı. Tık, 5 ay rapor." dediğinde, " Tamam gidelim revire." dedim,

*

Sedyede tek başıma yatarken içeri yeşil gözlü siyah saçlı bir kadın girdi, yakasındaki karta baktım.

'Asena Tekin.' yazıyordu, bu isim bana bir yerden tanıdık gelmişti ama çıkartamamıştım.

"Neyin var?" dediğinde kulaklarım mosmor oldu. "Ağaçtan düştüm." utanarak dedim,

Kadın konuştu, "Soyunun." dediğinde "Ne?" dedim sadece, "Üstünüzü çıkarıp beyefendi sırtınıza bakacağım." dediğinde içime bir rahatlama geldi, iffetim elden gidecek sandım.

Sırtıma dokundu ve sorular sordu, "Kafanıza bir darbe aldınız mı?" dediğinde "Hayır." dedim, sırtıma bastırdı ve tekrar sordu. "Acıyor mu?" "Hayır" dedi. Yine bazı noktalarda aynı soruları sordu, benim cevabım yine hayırdı.

Bir krem ​​verdi bana, ağrı kesiciydi, ağrırsa birine sürdürün dedi.

*

"Demek ağaçtan düştüm dedin Sipahi?" dedi Mert, dumanı üfledi ve izmariti küllüğe bastırdı.

"Ne deseydim? Ayrıca şu boku da içme be, zehir gibi koktu." dedim ve yatakhaneye gittim. Ranzaya çıktıktan sonra battaniyeyi çektim ve kadının düşünmeye başladım.

Ben bu kızı nereden tanıyorum ya? Bakışları, konuşmaları, gülüşleri çok tanıdıktı.

Bir bölümün daha sonuna geldik, umarım bölümü beğenmişsinizdir. Burada size bir kaç sorum olacak Wattpad'den yazdığım kitabı çalabilirler mi? Bu arada yıldıza basmayı unutmayın. Kitapla ve mutluluk ile kalın!

ASENAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin