19.BÖLÜM

21 5 0
                                    

Kurşunlar bedenimize yağmaya başladığında Alparslan " Bora dikkat et!" diye bağırdı, hızla üstüme atladı. O önüme çökmüş kalkan gibi dururken ben acıyan dikişler ile yüzümü buruşturdum. Geçen gün yediğim yumruk yüzünden bir dikiş yırtılmıştı ve acıyordu. 

Alptuğ hızla bize iki silah fırlattı, " Sen neden cephanelik gibi geziyorsun!" diye bağırıp silahı aldım ve Alparslan ile sırt sırta verip bize ateş edenlere sıkmaya başladık, hastanedeki çığlıklar ölüm marşı gibi yükseliyordu. " KEMAL DEMİRSOY'A YAPILAN İHANET KABUL EDİLEMEZ!" diye bağırdı birisi, "KEMAL DEMİRSOY'UNUZDA SİZİN DE AĞZINIZA SIÇAYIM!" diye bağırdım ve bağıranı alnının çatından vurdum. 

Bir süre sonra kurşun sesleri durdu ve adamlar arabalara atlayıp kaçmaya başladılar, 

" Bir şeyiniz var mı?" dedi Alptuğ, zorla ayağa kalktım. " K-komutanım, dikişleri yırttık herhalde." dedim ve kanayan yaranın üstüne elimi koydum. " Sizin yapacağınız işin içine tüküreyim, hasta adamı diktiniz ayağa." diye homurdandı Alparslan, " Oğlum bu gidişle sen zor göreve dönersin gibi duruyor." dedi Alptuğ, " Tövbe deyin komutanım." dediğimde Alparslan kolumun altına girdi,

" DOKTOR YOK MU!" diye bağırdı Alptuğ, koşarak geldi Saye. " Bora iyi misin?" dediğinde kanayan yarama baktı ve donup kaldı. " Siz iyi misiniz Saye? İçeride yaralı var mı?" dedi Alptuğ,

" Hayır, göstermelik sıktılar." dedi Saye, hemen bir tekerlekli sandalye getirip beni oturtturdular ve bir odaya gittik. 

                                                                                         *

Asena girdiği ameliyattan çıkmıştı, kafasına dikiş atılmıştı. Ama yarası çoktu, odanın önünde beklediğimde elimi cama dayayıp boynumu büktüm. Ben iyiydim, dikiş tekrar dikilmişti ve bu gidişle etim kumaşa dönecekti. Asena yavaşça gözlerini araladığında hemen Saye'yi çağırdım, 

Bir süre muayene ettikten sonra odadan çıktı, " Şimdilik bir sorun gözükmüyor, beyni bir hasar almamış. İlaçları kullansın yeter, geçmiş olsun." dedi ve gitti, odanın içine girdiğimde Asena bana baktı " Güzel gözlüm..." dedim ve yanına oturup eline art arda öpücükler kondurdum. Gece boyunca başında bekledim. Şuradan bir çıkayım, Kemal denen herifin anasından emdiği sütü burnundan getirtmezsem adam değilim.

                                                                                           *

Hastaneden taburcu olduğumda artık göreve başlama zamanım gelmişti, derin bir nefes alıp okulun içine adımımı attığımda içim ürperdi. Asena iyiydi, işe dönmüştü ve benim intikam almam gereken birisi vardı.

" Bora komutanım!" diye bağırarak geldi Mert, " Aslanım." dedim ve sarıldık. Bana öyle bakmayın, devremi özlemiştim. Mert'in mengene benzeri kollarından tam ayrılamasamda kolları gevşemişti ve eli sırtımda beraber okulun içine geldik.

Bizim yatakhaneye girdiğimiz anda bütün kafalar bize döndü. " Komutanım hoş geldiniz." dedi Murat, "Sağ ol gardaşım sağ ol." dedim ve sırayla hepsine sarıldığımda en sonunda Mert,

"Komutanım, kendinizi özlettiniz." dedi, " Bende sizi, göreve gitmeyi, üniformamı çok özlemiştim." dedim, hepsi sırıttığında içeri Ali Albay girdi, hepimiz esas duruşa geçtiğimizde hepimizi teker teker süzdüğünde gözleri bana döndü.

" Hadi yine iyisiniz, Bora ile vakit geçirmeniz için hepiniz izinlisiniz." dediğinde hepsinde bir zafer tavrı belirmişti. "Sağ olun komutanım." dedik hep bir ağızdan, önce sırıttı ve sonra çıktı Ali Albay, 

ASENAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin