"Baba! Baba!" diye bağırarak eve girdim, " Efendim?" dedi babam, televizyonun sesini kısmış benim konuşmamı bekliyordu. " Binbaşı Bora Sipahi, Ankara! Emret komutanım!" diye bağırıp asker duruşuna geçtim. Hızla ayağa kalktı, " Lan Binbaşı mı oldun! Aslanım benim!" diye sarıldı, elleri sırtıma iki defa vurduğunda sırıttım.
" Senin oğlunum baba." dediğimde güldüğünü duydum. " Neyse baba benim çıkmam lazım arkadaşımın nişanı var." dedim ve mutfağa doğru ilerledim. Annem salata yapıyordu,
"Anam, nabıyon bakem?" dedim ve tezgaha yaslandım, "Yusuf'uma salata yapıyorum." dediğinde yanağından bir makas aldım. " Yusuf'una, salata yapacağına et falan yapsana ben alıp koydum ya o kadar." dedim, " Aman oğlum sen yersin onları." dediğinde kaşlarımı çatıp kollarımı göğsümde birleştirdim.
" Anne benim evde durduğum mu var? Yesenize Allah kitap aşkına ya." dediğimde götüme sille çaktı. "Çok konuşma, benim canım kocama salata yapmak istedi. Allah Allah ya, git başkası ile uğraş." dedi huysuz bir sesle, sırıttım ve yanağına sulu bir öpücük kondurdum.
" Tamam o zaman sen KOCANA salata yapmaya devam et bende Binbaşı olarak arkadaşımın nişanına hazırlanayım." dediğimde duraksadı, 'KOCANA' dememe mi takılmıştı, rütbe atlamış olmama mı tam çözememiştim ama "OĞLUM!" diye bağırmasıyla rütbe atlamama olduğunu anladım.
" ANAM!" diye bağırdığımda babamın salondan sesi yükseldi. " BAĞIRIŞMADAN OYNAN!" diye, o anda büyük bir kahkaha attım. Bize kedi köpek gibi muamele yapması komiğime gitmişti.
" Kim nişanlanıyor?" dedi annem, " Efe." dediğimde kaşları çatıldı, " 19 yaşındaki Fenerbahçe fanatiği çocuk." dedi, " O fanatiklik değildir anne, Fenerbahçe bir yaşam tarzıdır. Ayrıca, evet o." dediğimde sırıttı. " Göt kadar bebe bile nişanlanıyor, sen kıza bir yüzük bile almadın Bora." dedi,
"Senin o bir tanecik kızın ile Alparslan var ya, onlar evlenmeden bizim iş olmazmış, Alparslan öyle diyor." dediğimde kaşları çatıldı, "Olmaz öyle şey, ona bakılırsa da Zeynep senden küçük." dediğinde kafamı onaylar anlamda salladım. " Ah işte anacığım sen onu gel de bizim Alparslan'a anlat." dediğimde elini beline koydu ve " Ben gerekirse annesi ile konuşurum." dediği anda
" Ana biz çocuk muyuz? Sanarsın mahallede kavga etmişiz de annesine şikayet ediyorsun. Olmaz öyle şey, ben gerekirse müna<sip bir şekilde uyarırım." dediğime bakmayın, o münasip şekili ilerleyen zamanlarda göreceksiniz.
Odama ilerleyip dolabımı bir açtım ki ovvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvv
HİÇ BİR ŞEY YOK! Pireler cirit atıyor!
"BABA! BABA!" diye bağırarak salona ilerledim, " Ne var ulan sesi oturmamış ergen gibi böğürüyorsun?" dedi huysuzca, ona bir kaç saniye baktığımda annemin avokadolu salatayı babama yedirdiğini gördüm. " Takım elbiseni giyebilir miyim?" dedim süt dökmüş kedi gibi,
" Bir şartla, şu salatayı bitir." dedi ve parmağı ile salatayı işaret ettiğinde bu sefer annem homurdanmaya başladı. " Olmaz öyle şey! Ben bunu senin için yaptım, şifa niyetine."
" Ya gülüm, balım, güzel gözlüm, kara gözlüm, Pamuk tenlim, elma yanaklım, avokadonun şifa getirdiğini nerede gördün?" dedi yumuşak bir sesle, " İnternette okudum." dedi annem kısık bir sesle, yanakları utançtan kıpkırmızı olmuştu. Bende de maalesef bu huy vardı, utandığımda, uykusuz kaldığımda, üşüdüğümde yanaklarım kıpkırmızı olurdu.
" Güzel gözlüm, internette yazan her şeye inanma, şimdi lütfen git bana başka bir şey pişir. Zaten midem belime yapışmış." dediğinde içim üşüdü, maalesef gerçekten öyleydi. Annem,

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASENA
HumorAskeri lise de deprem nedeniyle askeri lise öğrencileri normal lisede eğitim görmeye başlarlar ve Yüzbaşı Bora Sipahi unutmak zorunda kaldığı geçmişiyle yüzleşir.