3.BÖLÜM

88 15 0
                                    

Üstümde beyaz tişört altımda gri eşofman bir yandan asker künyem ile oynarken bir yandan da sevdikleri ile vakit geçiren askerleri izliyordum. Acaba bu kadar sert olmasaydım veya nazik gibi olsaydım beni de severler miydi? 

" Bö!" biri bağırdığında olduğum yerde irkildim, " Ohoo, sen daha bunlardan korkacaksan işimiz var Yüzbaşı." dedi Gökçen, şok olmuştum, Ankara'dan nasıl gelmişti bu kız. 

" Sen neden okulda değilsin?" dedim, " Hastayım diye rapor aldım." dediğinde homurdandım, 

" Çok hastasın belli." diye, " Sen beni özlemedin mi köpek!" diye bağırıp koluma silleyi çaktı,

Sırıtıp beline sarıldım ve kollarını boynuma dolaması için kızı yukarı kaldırdım. " Ay tenli kız seni çok özledi!" diye bağırdı çocuk sesiyle, " Yapma be şunu!" diye söylendim, ama gerçekten yapmazsa ölürdüm...

" Küçükken de her böyle bağırdığında ben küsüp giderdim ama 5 saniye sonra dibimde biterdin Yüzbaşı hatırlatayım." dedi, kızı yere bıraktım ve tip bir bakış attım.

" O 5 saniye içinde pabuç gibi dilinde bana beni ispiyonlama diye." dedim, sinirlendim gerçekten. Babam kırk yılın başı eve geliyordu ve bu yer cücesi yüzünden o evde olduğu sürede bana kızıyordu.

" He he." dedi ve oturdu, " Aynı gıcıklık, hiç bir şey değişmemiş." dedim, " Aynı huysuzluk, sinir, uyuzluk, gıcıklık hiç bir şey değişmemiş." dediğinde ona baktım. " Bu gün için biriktirdin herhalde." dedim,

" Tabi, bunun için benim defterim bile var. Sen daha dedikodu defterimi görmemişsin." dediğinde konuştum.

" Geçen gün Melek teyze aradı beni, yine netlerin düşmüş. Dedikoduya harcadığın süreyi matematiğe harcasan okul birincisiydin." dedim, " Ay aynı babamsın." dedi,

" Askerlerin kanında var bu." dedim, " Alican'da yok ama." dedi, " Sen onu nerden tanıyorsun ayrıca, o yeni yetme sen onu 4 yıl sonra göreyim." dedim, 

" Alican'ı Ankara'da tanımayan mı var abi?" dediğinde küfür mırıldandım, " AAAA küfür etti! Seni babama söyleyeceğim o patlıcan kulaklarını koparacak!" diye bağırdığında kaşlarımı çatıp baktım,

" Bana bak öyle bir şey yaparsan yolarım o saçlarını, atarım bütün makyaj malzemelerini görürsün." dedim, " Ortaokulda böyle bir şey yaptığın için tırsmadım değil." dedi,

" Ortaokul öğrencisinin o kadar makyaj malzemesi mi olur be?" diye söylendim,

" Sen on sekizine bastığında önce askerlik başvurusu yaptın sonra lazer hatırlatırım." dediğinde ağzına elimi koydum.

" Bana bak bunu nereden biliyorsun?" dedim, " Böno sörgolamö." dedi, elimi ağzından çektim.

" Bana bak, netlerini düzelt gelirim Ankara'ya." dedim, " Ya bende asker olsam ne var?" dedi,

"Olmaz Gökçen." dedim, " Niye olmazmış?" dedi ve kollarını göğsünde birleştirdi.

" Sen dayanamazsın." dedim, " Ya ama ben havacı  olmak istiyorum." dedi, 

" Kızım havacı olmak ne demek senin haberin var mı?" dedim, " İşte hava harp kazanacağım." dediğinde gözlerimi devirdim. " Çok sağ ol ya Einstein." dedim, koluma tekrar vurdu.

" Sen daha yazılıda barajı geçemiyorsun bir de Hava kuvvetlerini mi kazanacan?" dedim, 

" Ne var altı üstü kaç puan?"  dedi, " En az 396 puan." dedim, " Höh ama ya." dedi,

" En son girdiğin denemeden kaç puan aldın küçük hanım?" dedim,

" 195 küsürdü herhalde." dedi, " Yani insan bir utanır ya hava harp istiyorum derken." dediğimde tekrar koluma tokat attı. " Ne var yani matematikten -3 net yaptıysam?" dedi, 

ASENAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin