[Sabah]
Jisung ve seungmin minhonun odasına doğru gergin gergin yürüyorlardı, seungmin yaptığı performans ödevini verecekti hem de han'ın yanında durmak istiyordu.
"Girin."
Derin bir nefes alıp içeriye girdiler, minho uğraştığı işini bırakıp çocuklara döndü. Seungmin dosyasını uzatınca bir şey demeden bakmaya başladı.
"Fazla detaylı değil, güzel olmuş ama senden dahasını beklerdim. 70 giriyorum, o da geciktiğin için."
"Peki hocam teşekkür ederim, ben çıkayım."
Jisungun omzunu patpatlayıp odadan çıktı.
"Dün gel demiştim"
"Üzgünüm hocam, acil bir işim çıktı da"
"Umrumda mı? Sana gel dedim, mazeret kabul etmiyorum. Tuvaletten başla."
"Neye?"
"Temizlemeye."
Jisung nutku tutulmuş şekilde etrafa bakınıyordu, "ne? Tuvaletleri mi temizlicem? Anlamadim"
"Aynen öyle"
Jisung duyduğu şeyi algılamaya çalışarak bir kaç saniye suratına bakmisti, fakat minho oldukça ciddi şekilde bakışlarına karşılık veriyordu. Jisung sinirden gülmeye başladığı sırada minho tek kaşını kaldırmış jisungun sinir dolu gülümsemesine bakıyordu.
"Delirdiniz mi?" Minho duyduğu şeyle iki kaşını da kaldirdi ve boş boş yüzüne baktı. Bilmiyorum der gibi ellerini açtı ve yüzüne sahte gülümseme takındı. "Bilmem öyle mi olmus?"
Ardından sesli bir kıkırdama çıkardı. Jisung elini yumruk yaptı ve derin nefes aldı. "Tamam biliyorum yaptığım yanlış ama bunun cezasi tuvalet temizleme olmamalı-" sözü daha bitmeden minho atıldı "Suçunun cezasını Sen mi seçeceksin? Diyelim ki tamam sen seç, ne yapayım istiyorsun? Bende seni mi zehirliyeyim? Ya da şöyle yapalım ben seni 3. Kez bırakayım, tabii bu işin sonu Direkt mutfakta birlikte olduğunuz gruba yani, seungmin, hyunjin ve daha yeni gelmiş felixe de çıkıyor. Bırakayım sizi, aileleriniz gene gelsin başımın etini yesin ve ben gene ve gene yediğiniz bokları, nasıl benim hayatımı riske attığınızı zehirledinizi anlatayım. "
Bir süre soluklandı, bu sürede aklina yeni gelen fikirle uzun bir nefes bıraktı . Jisungun gözlerini hiç bırakmadan "Ya da istediğin o mu bilmem ama chan'ın söylediği gibi, polise gideyim. Seni ve arkadaşlarını kasten adam zehirlemeden şikayet edeyim, daha bu gencecik yaşınızda hapishane köşelerinde sürünün. Hm? Nasıl olur Han jisung?" Diye yavaş yavaş saydı aklına gelen olanakları.
Jisung arkadaşlarının isimlerini ve hapishaneyi duyduğunda büyüyen gözlerini bir kaç kez kıpıştırıp tabiri ricaiz mal gibi bakmaya devam etmişti. Sinirle ellerini saçına götürdü ve karıştırdı.
"Resmen tehdit ediyorsunuz, ama siz öyle bir insansınız ki yaparsınız." Hiç beklemeden minho duyduğu şey ile ayaklanip hanın yanına geldi ve parmağı ile ittirdi, neredeyse bütün koridorun duyabileceği seste bağırdı "Ben mi kötü oldum lan? Ben mi kötü oldum şimdi?! Beni öldürmeye çalış bende hakkımı savununca kötü ben olayım. Oldu başka ne istersiniz?!"
Jisung lanet okuyarak odadan çıktı ve tuvaletlerin olduğu tarafa ilerledi, henüz çok uzaklasmadigi için minhonun duyabileceği ses tonunda "seninle uğraşacağıma tuvaletleri temizlerim daha iyi, Ahmak!"
***
"Dalga geçmesenize oğlum, siktirin gidin zaten sinirimden elim ayağım titriyor size patlayacağım şimdi ya."
Bir kaç ders sonunda Han bütün tuvaletleri bitirmiş, spor salonunun orda duşunu alıp spor kıyafetlerini giyinip gelmişti. Fakat sınıftakiler duyulan seslerden dolayı ve tuvaleti temizlemis olmasından dolayı ona 'hademe' lakabını takmış dalga geçmeye başlamışlardı bile.
Teneffusun sonu gelmiş bizimkiler sınıfa yüzü düşük girmişti, Han'ı gördükleri anda koşup yanına gelmişlerdi. Islak saçlarını gördüklerinde oyalayıp gulustuler, fakat Han bir türlü gülümsemiyordu. O kadar konuşkan, saniyede 20 kelime konuşma potansiyeline sahip Han hiç konuşmuyordu.
"Ya ilk en azından kalmadın, bir şey olmaz bilmiyor musun sen sınıftakileri? Dalga gecer iki gün sonra unuturlar." Hyunjin oldugu kadarıyla teselli etmeye çalıştı. Han sinirden hala gözleri dolu halde sadece sıraya bakıyordu, gelen meslek hocası ile herkes (Han dahil) ayağı kalktı.
"Tünaydın, oturun. Bu gün ders işliyemiceğiz, bakanlık size izletmemiz gereken 2 video gönderdi onları izleyeceğiz. İsteyenler uyusun isteyenler izlesin." Diye bıkkınlıkla saydı ve tahtayı açmak için flaşı yerine oluşturmaya çalıştı. O sırada Han çoktan aklındaki bütün düşünceleri susturamadığından kulaklığına ve müziklere sığınmış kafasını duvar kenarında oturduğu için sırtını yasladığı duvardan destek alarak kendine sarılarak uyumayı denemeye başlamıştı.
Aklında onca düşünce vardı ki başı catlıyordu. Ki Han hep böyleydi, çok düşünüp kendi kendini yer bitirirdi. Hiç sevmezdi bu huyunu ama katlanıyordu bir şekilde işte, yanında oturan Somin yaklaşık 4 yıldır yakından tanıyordu jisung'u. Bu nedenle çantasından çıkardığı ağrı kesiciyi sessizce jisung'a uzattı. Jisung kafasını kaldırdığında gülümseyip suyu ile birlikte ağrı kesiciyi içti, derin bir nefes alıp sessizce kafasını geri eski haline soktu.
'Cidden niye böyle bir şey yaptım ki? Aklımdan ne geçiyordu benim amına koyayım? Komik olacağını falan mı düşündüm? Aptal. Aptal. Cezasının bu olacağını düşünemedin mi? Her türlü bir bok olacaktı. Onun bana bağırma hakkı var mı? Bunu kesinlikle araştırmam gerekiyor. Ama büyüklerimizin anlattığına göre onlar daha çok şey yaşamıştı, yedikleri dayaklar, ailelerine kadar giden bize göre hafif olaylar. Ve coook dahası, bunlardan sonra benim yaptığıma karşı onun yaptığı hafif kalmış gibi görünse bile bu kadar üzgün hissetmem normal değildi. Mafya kılıklı sinir hastası, bir gün okulun tamamını rehin alıp 'hareket edeni öldürürüm' derse hiç şaşırmam. Ki bence yakın zamanda olacak bu, kendimi hazirlasam iyi olacak.
'Hayır dur! Onların bir suçu yok! Onları rahat bırak.' Diyip ortaya atlasam çekip vurur muydu acaba? Vururdu. Şüpheniz olmamalı bence. Ya da mutfak dersinde sinirlenip bizi bıçaklıyabilirdi bile, mazereti bile hazır en azından benim için. Uykum geldi, şimdi uyusam sorun olmaz. 12 saat uyuyup kalkıp su içtikten sonra 10 saat daha uyumuş insanım ben yapamayacağım şey yok. A karınca, merhaba karınca, ne kadar küçük lan bizi görünce korkmuyor mu? Ayağıma çıkıyor, yahu sen ne yapacaksın beni? Sakin ıssırma vallahi üstüne basarım senin. Bucuruk. Etrafta yalnız orospu çocuğu gibi geziyorsun, yazık sana. '
'Bir karıncayı zorbalamak çok komik ama haklıyım. Off başım dönüyor, ya kusarsam bir anda. Abooooow zaten tüm gün tuvaletleri temizlemistim bir de burayı temizleyemem. Ay en sevdiğim şarkı dur dur lütfen susun bunu dinlemem lazım.'
Kendi kafasındaki sesleri zar zor durdurdu ve uykuya daldı...
***
Selam selam
Çok kısa oldu biliyorum özür dilerim.
Geçmiş sevgililer gününüz kutlu olsun 💐