Aferin bu operasyon da iyi iş çıkardınız, diğer operasyonlarda da aynı performansı bekliyorum, dedi Başsavcı. Ve şöyle devam etti
Ben ihanet etmenizi bekliyordum Mashar. Ama yapmadın. Ya savcım seni çok korkuttu ya da sadık bir insansın.Ben kimseden asla korkmam Başsavcım. Size sadık olduğumu söylemiştim zaten, dedi Mashar bana bakarak.
Ben ise sadece Mashar'a gözlerimi devirdim. Korkmazmış. Sadıkmış. Ben sana yapacağımı bilmiyorum Mashar, diye içimden homurdandım.Bundan sonra savcım ile beraber yaşayacaksın. Savcım her zaman senin yanında olacak. Aynı evde beraber kalacaksınız, dedi Burçak.
İçimde kelebekler uçuşuyordu ama bunu dışarı yansıtamazdım.
Mashar ile birlikte bir hayat. Görev icabıda olsa güzeldir belki.Ne yani beni bir katil ile birlikte aynı evde mi yaşatacaksınız. Hayatta olmaz, dedim hiddetle.
Ben öyle istiyorum savcım. Aynı evde beraber yaşayacaksınız diye sizi de ölüme terk etmiyoruz. Her zaman takip edeceğiz sizi. Mashar sana zarar veremez savcım, dedi Burçak net bir sesle.
O zaman şunu söyleyeyim eğer bir zarar vermeye kalkışırsa onu öldüreceğimden şüpheniz olmasın
Başsavcım, dedim yüksek bir ses ile.Tabi ki bunu yapabilirsin savcım, dedi Burçak
Mashar'a baktım . Gözleri parlıyordu mutluluktan. (😍)
Mashar anlaşıldımı, dedi Burçak.
Mashar ise evet dercesine kafasını salladı.Burçak'ın odasından çıktık. Tabi ki Mashar da benimle geliyordu.
Adliyenin bahçesine indik. Arabaya doğru yürüdük. Ama arabayı kullanamayacak durumdaydım. Çok ama çok uykum vardı. Saatime baktım.
Saat 04.00 olmuştu. Arabanın anahtarını Mashar'a uzattım.
Sen sür arabayı, dedim esneyerek.
Mashar anahtarı aldı. Arabaya bindik. Mashar'ın yanına oturdum. Mashar arabayı çalıştırdı. Kafamı koltuğa yasladım.
Çok mu uykun geldi güzelim, dedi Mashar gülerek.
Evet, dedim sadece.
Sanki beni uyutmamaya çalışıyordu. Çok konuşmayan Mashar durmadan bana soru soruyordu.
Nereye gidelim, diye sordu Mashar.
Eve, dedim. O an ben gitmişim.... (Mashar'ın ağzından)
Eve gelmiştik. Arabadan inip Tomris'in kapısını açtım.
Ne güzel uyuyordu.
Uyandırmayı denedim ama asla uyumadı. Tek çare kucağıma alıp götürmekti. Tomris'i kucağıma aldım. Arabayı kitledim. Eve girdim. Evi tertemizdi. Bir toz tanesi dahi yoktu.
Ev büyüktü ve hangisi Tomris'in odasıydı acaba. O sırada gözlerini açmaya başladı.
Noluyo lan?, dedi uyku sersemi hali ile.Bir şey yok hayatım eve geldik. Odanı arıyorum, dedim tebessüm ederek.
He tamam üçüncü oda, dedi.
Odasına kadar yürüdüm.
Koridor çok uzundu.
Çok ağır olduğumun farkındayım. Beni taşımak zorunda değilsin, dedi .
Hayır gayet hafifsin. Ben seni bir ömür boyu kucağımda taşırım, dedim.Odasına geldik. Kapıyı açtım ,yatağına bıraktım. Kocaman bir yatağı vardı. Uyurken giydiği gecelik herşey düzen içindeydi.
Geceliğini giy ve uyu birtanem, dedim
Yan oda senin kesinlikle odama girmiyorsun, dedi esneyerek.
Tamam canım. Sana iyi geceler, dedim gülerek. Odadan çıktım.Kendi odama geldim. Kapıyı açtım herşey yerli yerinde düzgün bir şekildeydi. Dolabı açtım. Takım elbiseler, pijamalar her şey vardı.
Sadece siyah bir eşofman alıp giydim.
Yıllar sonra ilk defa belki bu kadar mutlu ve huzurlu bir şekilde uyuyordum. Sevdiğim kadının hemen yanı başında....
Sabah daha doğrusu öğlen olmuştu. Gözlerimi oyalayarak saate baktım. Saat 14.00.Oha Tomris dedim içimden.
On saat uyunur mu. Neyse yapacak birşey yok. Dolabımı açtım. İçinden eşofman ve tişört aldım. Kıyafetleri girip, saçlarımı topladım. Odadan çıkıp banyo ya ilerledim. Elimi yüzümü yıkadım.