YÜZLEŞME VE AŞK

32 6 0
                                    

                          1 Hafta Sonra

Odada tek başıma oturuyordum.
Canım sıkılmıştı. Telefonum yok, televizyon yok. Sadece yanımda duran masanın üstüde bir kitap var.
Sokrates'in Savunması...
Kitap güzeldi ama üst üste 4 defa okuduğum için sıkılmıştım.
Dışarı çıkmak, nefes almak istiyordum ama kapım kitliydi.
Kapımı bir kadın açtı. Elinde bir tepsi yemekle geldi.

Müsait misiniz Tomris Hanım, dedi.
Gel, dedim.
Nasılsınız, dedi.
İyiyim, beni neden buraya tıktınız Mashar nerde, dedim.
Mashar Bey'de zaten sizinle görüşmek istiyor. Yemeğinizi yiyin siz. Mashar Bey istediği zaman gelir, dedi ve gülümsedi.
Hayır ,yemiyorum götür bunları bana Mashar'ı getirin, dedim.
Tamam Tomris Hanım ama lütfen yemeğinizi yiyin ve ilaçlarınızı için. Yoksa iyileşemezsiniz, dedi.
Kadın geri dışarı çıktı

Acıkmıştım ama hiçbir şey
yemiyordum. Kadının dışarı çıkmasının üzerinden 45 dakika geçmişti. Kapımı yine biri açmıştı.
Elinde pansuman malzemeleri olan bir adam içeri girdi. Giren tabi ki Mashar'dı.
Nasılsın güzelim, dedi ve ayak ucuma oturdu.
Beni bir haftadır bu odanın içine hapis ettin şimdi de nasıl olduğumu mu soruyorsun, dedim.
Kusura bakma Tomris ama seni korumam gerekiyordu, dedi.
Ne koruması ne zırvalıyorsun sen,dedim.
Boşver yarın akşam herşeyle yüzleşeceğiz, dedi ve devam etti
Yaralarına pansuman yapmam lazım yaralarını gösterir misin, dedi.
Hayır, gerek yok hemşireler yapar, dedim.
Zaten seni de hemşireler ameliyat etti değil mi, dedi öfkeli bir sesle.
Kabul etmemekte ısrar ediyordum ama en sonunda kabul ettim.
Karnımdaki yaraya pansuman yapmaya başladı.
Çok acıyor mu, dedi.
Cevap vermedim ama canım yanıyordu. En sonunda dayanamayıp elini sımsıkı tuttum. Göz göze gelmiştik.
Tamam güzelim daha nazik davranacağım, dedi kısık bir sesle.
Bu adamın hareketlerini neden anlayamıyordum. Hiçbir fikrim yok.
Bitti güzelim. Canını yaktıysam çok özür dilerim, dedi.
Sorun değil, dedim.
Akşam yemek yiyelim mi güzelim, dedi.
Mashar farkında mısın bilmiyorum ama sen bir katil, ben ise bir savcıyım. Hayatımı kurtandın tamam anladım çok sağ ol ama ben seni arıyorum. Sen beni öldürmek istiyorsun. Anlam veremiyorum davranışlarına. Kimsin sen, dedim.
Herşeyin farkındayım. Senin bir savcı benim ise bir katil olduğumun farkındayım. Bak sen beni nasıl görünüyorsun bilmiyorum ama ben sana aşığım, dedi. Sağ yanağına bir tokat attım.
Sen ne içtin. Ne aşkı? Ben senden nefret ediyorum sen bana ne diyorsun, dedim.
Elin ağırmış savcı. Ama bir daha asla ama asla bana vurma. Yoksa, dedi.
Yoksa ne olur, dedim ve elimi bir daha havaya kaldırdım. Bileğimden tuttu.
Yoksa ellerini bağlamak zorunda kalırım. Akşam yemek yiyeceğiz ve yarın birbirimizle yüzleşeceğiz, dedi ve oradan dışarı çıktı.

Mashar bana aşık mıydı?
Nasıl olabilirdi bu?
Bu adam beni öldürmek istedi.
Sevdiğim insanları rehin aldı, işkence yaptı.
Mashar neden bana aşıktı?
Ben bu adamı daha yeni tanımaya başladım ama katil bana aşık. Böyle düşünürken akşam olmuştu. Bir kadın odama girdi.
Tomris Hanım bunlar sizin giymeniz için kıyafetler ve makyaj malzemeleri. Hazırlanın Mashar Bey sizi bekliyor, dedi ve çıktı.
Mavi bir elbise, mavi bir topuklu ayakkabı aksesuarlar...
Aslında hiç istemiyordum onunla birlikte aynı masaya oturmak. Ama mecburdum. Belki bir kaç bilgi öğrenip dosyayı çözmem de yardımcı olurdu. Hazırlanmıştım. Aynı kadın yine odaya girdi.
Çok güzel olmuşsunuz Tomris Hanım, dedi ve beni evin en üst katına
çıkardı. Buyrun şöyle geçin, dedi.
Evin en üst katında muhteşem bir manzarası olan bir teras vardı.
Yerlere kırmızı güller dökülmüş, yıldızların altına bir sofra kurulmuştu. Karşıda ise Mashar oturuyordu. Beni görünce ayağa kalktı.
Sandalyemi çekti. Bir adet mavi gül verdi.
Çok şık olmuşsun güzelim, dedi.
Sana birşey dememi  bekliyorsan yanılıyorsun, dedim.
Çok yakışıklı ve çekici olduğumu söyleyemem, dedi .
Aslında çok yakışıklı ve çekici bir adamdı.
Şarap içer misin, dedi.
Hayır, alkol kullanmıyorum, dedim.
Önceden içiyordun Beyza ile birlikte, dedi.
Önceden içiyordum. Şimdi Tövbe ettim, dedim.
İyi o zaman bende bırakıyorum, dedi.
Senden tek ricam bu akşam ne sen bir savcı ol nede ben bir katil olayım, dedi. Kabul ettim çünkü belli ki kendi hayatından bahsedecek.
Yemeğe başladık.
Neden her zaman gece dışardasın, dedim.
Bunun cevabını benden iyi biliyorsun sen, dedi.
Güneşe alerjin var, dedim.
Evet ne yazık ki var, dedi.
Güneşe alerjisi olan insanlar için hayat çok zordur, dedim.
Zor ama yaşadığımız acılar kadar zor drpil, dedi.
Ne yaşadın Mashar, dedim.
Boş ver geçmiş geçmişte kaldı. Ben şimdi aşık olduğum kadınla başbaşa yemek yiyorum, dedi.
Derin bir nefes aldım.
Sana vurduğum için özür dilerim, dedim.
Sorun değil tatlım ama sen asla böyle konuşmazsın. Başına taş mı düştü, dedi.
Hayır, belkide kafama taş düşmedi ama kalbime aşk oku saplanmış olabilir, dedim.
Kafasını kaldırdı ve gözlerimin içine baktı. Yutkundu.
Beni çok şaşırtıyorsun, dedi.
Aslında Mashar'a aşık değildim. Sadece bir rol yapıyordum.
Ben öyle bir kadınım. Beni hiç tanımamışsın, dedim.

Yemeği yedik ve ben kalktım.
Odama geldim ama bu sefer kimse kapımı kitlemedi.
Yarın yüzleşecektik.
Sabaha kadar asla uyuyamadım.
Sabah oldu. Bahçeye çıktım.
Bahçesi çok büyük ve insanın içini açan bir bahçeydi.
Hanımım günaydın. Kahvaltıda ne yemek istersin, dedi.
Beni mutfağa götür ben hazırlarım, dedim.
Aman hanımım, dedi.
Mashar Bey'le güzel bir kahvaltı yapmak istiyorum, dedim.
Kadın beni mutfağa götürdü.
Mashar Bey kahvaltıda şekerli filtre kahve ve kruvasan sever, dedi.
Bende çok seviyorum, dedim.
Kruvasan ve kahvaltıyı hazırladım ve Mashar'ın odasına gittim.
Odası karanlıktı. Kitap okurken uyuyakalmış. Tepsiyi masanın üzerine bıraktım.
Uyan sevgilim, dedim.
Uykum var, dedi.
Beni kırıyor musun sevgilim, dedim.
Gözlerini açtı, karşısında beni görünce şaşırdı.
Sen miydin güzelim, dedi.
Aa benden başka bir kadını mı bekliyordun, dedim.
Hayır, sadece şaşırdım. Yanıma otursana, dedi. Tepsiyi aldım ve yanına oturdum.
Sana kahvaltı hazırladım sevgilim, dedim.
Ellerine sağlık güzelim, dedi.
Kahvaltı yapmaya başladık.
Çok güzel olmuş. Hayatımda yediğim en güzel kahvaltı, dedi.
Afiyet olsun sevgilim. Ne zaman şu yüzleşmeyi yapacağız, dedim.
Ben duş alayım ondan sonra konuşalım, dedi.
Tamam, dedim.
Kahvaltıyı yaptık. Tepsiyi alıp odadan çıktım.

Yaklaşık iki saat  sonra bir adam yanıma geldi.
Mashar Bey sizi çağırıyor, dedi.
Tamam götür hadi, dedim.
Adam beni bodrum kata indirdi.
Buyrun, dedi. İçeri girdim.
Siyah bir oda, sorgu odasına benziyordu. Mavi ışık yanıyordu.
Hoş geldin Tomris KILIÇARSLAN, dedi.
Hoş buldum MASHAR ÇAKIR, dedim.
Hazır mısın, dedi.
Evet, dedim.

Tomris KILIÇARSLAN 7 Ocak 1996 tarihinde İstanbul'da doğdun. Şimdi sen soracaksın ben cevaplayacağım, dedi.
Tamam peki kimsin sen?, dedim.
Ben Mashar. Seri katil ve cerrahım, dedi.
Neden doktorken katil olmayı tercih ettin, dedim.
Seni korumak için, dedi.
Neden beni korumak için tercih ettin?
Beni ne zamandan beri tanıyorsun, dedim.
Lise öğrencisiydin seni ilk gördüğümde. Aynı üniversitede okuduk. Ben tıp sen hukuk, dedi.
Neden sicili temiz insanları öldürdün, dedim.
Dedim ya seni korumak için, dedi.
Ben o adamları tanımıyorum beni neden korumak istedin, dedim
Seni öldürmek istiyorlardı. Hepsinin amacı oydu, dedi.
Peki neden benim arkadaşlarımı rehin aldın, işkence yaptın, dedim.
O sırada içeri biri girdi. Giren Mert'di.
Mert, dedim.
Sakin ol Tomris, dedi.
Mert benim yakın arkadaşım hatta kardeşim sayılır. Sadece ufak bir oyundu, dedi.
Ne saçmalıyorsun sen. Tamam Mert yakın arkadaşın ama Beyza. Ona neden öyle yaptın.
Beyza'da senin gibi mağdur. Benim tek amacım sizi birbirinize yakınlaştırmak ve Mashar'ın işini kolaylaştırmaktı, dedi Mert.
Neden herşeyi adam akıllı anlatmadınız? Hem senin yüzden kardeşin öldü, dedim.
Tuğra'dan bahsediyorsan o yaşıyor. Sağ olsun Mert kurtardı, dedi Mashar.
Peki sen Mert Beyza'ya nasıl bir açıklama yapacaksın, dedim.
Sen hiçbirşey olmamış gibi davran yeterli, dedi Mert.
Beyza'yı sevmiyor musun, dedim.
Ona olan aşkımı sorgulama Tomris, onu canımdan çok seviyorum💗, dedi.
Neden beni ölümle tehdit ettin, dedim.
Sadece dosyayı bırak diye yoksa biliyorsun aşığım sana, dedi.
Neden bırakma mı istiyorsun, dedim.
O dosyayı bırakmazsan eğer düşmanlarım seni öldürürdü. Ben buna sadece engel olamaya çalıştım, dedim.
Daha kaç tane düşmanın çıkacak, dedim.
Sayamayacak kadar fazla var, dedi Mert.
Şimdi seninle bir anlaşma yapalım. Sen savcılığı bırak. Sana yeni kimlik çıkaralım birlik olalım. Bu düşmanlarıda yok edelim. Kabul et bize düşman olan herkesi yok edelim, dedi.
Tamam kabul. Düşmanların benim düşmanım sevgilim, dedim.
Çok iyi bir seçim güzelim. Yeni bir hayat seni bekliyor, dedi.
  O sırada bir koruma içeri girdi.
Patron dediğiniz adamları yakaladık.
Hepsi depoda, dedi.
Aferin hadi gidelim, dedi Mashar.
Depoya vardık. Adam kapıyı açtı.
İçerideki lerden biri Menderes'ti.
Bir diğeri ise arkasını dönen bir kadındı.
Dön bana yüzünü, dedim.
Kadın dönmedi. Bir kez daha aynısını tekrar ettim. Kadın yüzünü döndü.
Beyza, dedim...

KISA BİR ARADAN SONRA YENİ BÖLÜM GELDİ.
SİZLERİ ÇOK SEVİYORUM💗💗
BİR DİĞER BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE. SİZİ ÇOK SEVİYORUM💗💗💗



MAVİ IŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin