7 Yıl Önce
(Paris)
22 Şubat , Beyza'nın doğum günüydü.
Mert onu Paris'e götürmüştü. Doğum gününü orda kutlamak istemişti.
Sevdiği kadının doğduğu gün özeldi sonuçta.
Kendi doğum gününü hiçbir zaman kutlamamıştı Mert. Ne kendisi, ne de ailesi... O her zaman neden doğduğunu sorgulardı. Bu konuda her zaman kendini suçlu hissederdi. Ta ki Beyza ile tanışana kadar. Beyza ile tanıştıktan daha doğrusu Beyza'ya aşık olduktan sonra anlamıştı. O bu hayata sevdiği kadın için gelmişti. Taş kalpli, duygusuz ve bir o kadar da vicdansız Mert'i, kendisine aşık etmeyi nasıl başarmıştı? Güneş ışığı gibi olan gözleri mi, her zaman kırmızı olan dudakları mı, kusursuz bedeni mi?
Yoksa temiz sandığı kalbi ve masum sandığı o ruhu mu?
Burası bilinmez. Ama bilinen şey şu:Beyza, Mert'i baştan çıkarmıştı.Onun için önemli bir gündü. Ve şans eseri o gün çok yağmurlu bir gündü. Kışın ve yağmurlu havalarda Fransızlar dışarı çıkmazdı. Evlerin de sıcak bir şöminenin önünde de şaraplarını içerler. Sevgilisi ve ya karısı olanlar için romantik bir gece olurdu.
Herşeyi organize etmişti Mert. Restorantı Beyza için boşaltmıştı. Restorantın en güzel yerine oturmuş Beyza'yı bekliyordu. Manzaraları Eyfel Kulesiydi. Gerçi Mert'in tek manzarası Beyza'ydı.
Çok geçmeden Beyza geldi. Beyza'nın geldiğini giydiği topuklu ayakkabıları belli ediyordu.
Giydiği elbise;gözlerinin güneş sarısı ile gök yüzü birleşmiş gibiydi. Ahenk içindeydi. Giydiği elbisenin ;kalçasına kadar bir yırtmacı vardı. İp askılı ve asil bir elbilseydi. Göğüsünde "V" Şeklinde bir dekolte vardı.
Mert kafasını, Beyza'ya doğru çevirdi. Gözlerin de tutku vardı. Ayağa kalktı. Beyza'yı baştan aşağı süzdü.
"Bu kadar şeye ne gerek vardı Mert? ", dedi Beyza.
"Herşey senin için. Sadece senin", dedi Mert.
Beyza bedeni ile adeta raks ediyordu. Mert gözlerini, bir saniye bile ayıramıyordu.
Beyza'nın sandalyesini çekti. Beyza elbisesinin arkasını düzelterek oturdu.
Gözlerinde kadınsı ve bir o kadar da tutku dolu bir bakış vardı.
Mert'de yerine oturdu.
"Yine siyah giyinmişsin. Bu siyah aşkı nerden geliyor sana? ", diye sordu Beyza.
Mert'in sevdiği renk siyah değil beyazdı. Mert beyaz giymezdi ama. Çünkü Mert bir cerrah ve katildi. Kılıç Timi ve Kılıç örgütünün en önemli kişilerindendi.
Beyza sadece cerrah olduğu kısmı biliyordu.
" Biliyorsun cerrahlık okuyorum. Hatta bitirmek üzereyim. Beyaz giyindiğim zaman her yerim kan bulaşıyor. Ama siyah bulaştığı yeri belli etmiyor ", diye yanıtladı Mert.