22 YIL ÖNCE
Anne sana çiçek topladım al.
Aa. Çook güzel annecim. Teşekkürler benim canım kızım.
Anne beni neden senden başka kimse sevmiyo. Ben kötü müyüm?
Kızım o ne biçim laf. Sen çok iyi bir kızsın. Ben sevgim sana yetmez mi?
Yeter annecim. Ama ya sen gidersen anne? Ya ölürsen?
Tomris annecim ben seni asla bırakmam. Ölüm Allah'ın emri. Korkma annem ben seni bırakmam.
Ama babam sana bağrıyo. Seni öldürürüm diyo. Ya öldürürse.
Annem baban öyle bana şaka yapıyor.
Ölümün şakasımı olur anne.
Olmaz bebeğim . Sen kimseye yapma böyle şakalar. Seni sevenler sana güvensin.
Peki annecim. Babam beni sevmiyo. Hep kızıyo bana. Bütün erkeklerde bana böyle kızacak mı?
Annem yapma böyle. Boşver ben seni seviyorum. Hiç bir erkek sana kızamaz. Sen onlara kendini ezdirme.
Sen çok güçlü bir kızsın. Hayatta bir erkek seni sevdi diyelim ona asla yalan söyleme. Onu sev. Ona sadık kal. Ama kendini ezdirme benim güçlü kızım.......
Herşeye rağmen hâlâ beni seviyor musun? Bana güveniyor musun?
Güveniyorum ve seviyorum...Neden Mashar?
Seni tanıyorum Tomris.Söz veriyorum sevgilim bir daha böyle bir şey yapmayacağım.
Çok özür dilerim.
Bende özür dilerim güzelim. Seni ağlattığım için.Bana bak güzelim. Ağlama, dedi.
Göz yaşlarımı sildi. Bundan sonra ağlamak yok tamam mı birtanem.Şimdi ne yapacağız. Kaçtın nasıl geri döneceksin?
Orası bende. Buraya dosyaları alamaya geldim.
Ne dosyası?
Bu öldürdüğüm adamların seni öldürmeye dair görüntüler var.
Tamam. Hadi geç olmadan gidelim.
Şimdi değil sabaha karşı.
Tamam şimdi ne yapalım?
Sohbet edelim güzelim olmaz mı?
Olur.
...Bir parka gelmiştik. Park ama çok tenha bir yerdeydi. Eskimiş. Hiç kimse buraya gelmiyordur.
Mashar ile bir bankda oturuyorduk.
Mashar benim belimi, bende onun belini sıkıca kavramıştım. Kafamı onun omzuna yaslamıştım. Sıcacıktı. Hayatımda hiç babama sarılmamıştım. Bu sıcaklığı hiç bir zaman hissedememiştim. Biz babalarımızdan sevgi göremeyen kız çocukları ,sevgiyi başka erkeklerde ararız. Bazen doğru kişi karşımıza çıkar, bazen hayatımızın hatası olan kişi. Ama ben doğru kişiyi bulmuştum.Buraya neden geldiğimizi sormayacak mısın? , dedi Mashar üzüntülü bir sesle.
Ayıp olmasın diye sormadım. Neden geldik buraya?, dedim merak etmiştim ama çekinmiştim.
Şu salıncağı görüyor musun?, dedi parmağı ile orayı işaret ederek.
Çocukken annem beni hep buraya getirirdi. Hep bu salıncağa binerdim., dedi yutkunarak. Tuğra hep kaydıraktan kayardı. Çok severdi. Annem bir yandan beni sallar diyer yandan Tuğra'ya bakardı., dedi.
Ne güzel. Ben hiç parka gidemedim biliyor musun?, dedim yutkunarak.
Mashar boğazını temizledi ve devam etti.
Ben çok gelirdim. Keşke sende gidebilseydin. Tarihini çok iyi hatırlıyorum 6 Kasım 2002 . O gün son kere parka geldim. Annem son kere beni bugün salladı. Sonra öldü., dedi derin bir nefes alıp.
Ah be Mashar. Kaderlerimiz aynıymış.
Nasıl öldü?, dedim iç çekerek.
Babam kumarbazdı. Bir keresinde babam gene batmış. Kumar borcunu ödemek için de tefeciden borç almış. Adamın parasınıda ödememiş. Adamlar parkı bastı. Annem beni ve Tuğra'yı arkasına geçirdi. Adamlar
silaha susturucu takıp anneme ateş etti. Karnından defalarca kurşun yedi., dedi ağlamaklı bir ses tonu ile.
Üzmüştüm Mashar'ı bu soruyu sorarak. Hiç birşey diyemedim.
Elimi belinden çekip ona döndüm. Ellerini tuttum. Derin bir nefes aldım.
Bilmiyordum, çok özür dilerim. Seni üzdüm. Gerçekten bilseydim sormazdım., dedim ellerini sıkıca tutarak.
Burda, diyerek kalbinin üstünü gösterdi. Burda kocaman bir yara izi var, dedi.
Nasıl yaşadın, tam kalbinin hizası., dedim endişeli bir sesle.
Benim kalbim sağda güzelim, dedi.
Bu adam mucize gibi.
Ben annemin şefkatini asilliğini, güzelliğini sende gördüm sevgilim. Seni annem olarak gördüm. Seni annem gibi çok sevdim., dedi yüzümü okşayarak.
Yutkundum. Derin bir nefes aldım ve verdim.
Bende hiç görmediğim baba sevgisini, şefkatini, merhametini. Ve en önemli olan o sıcaklığı sende aradım ve buldum sevgilim., dedim tebessüm ederek.
Biz birbirimizin yaralarını tedavi edecektik. Bizim kalbimizde olan o boşlukları dolduracaktık. Ben ona bir anne, bir eş olacaktım. O bana bir eş, bir baba olacaktı. (Allah'ın izni ile)
...
Güneş doğmaya başlamıştı. Pencereden dışarı bakıyordum.
Mashar uyuyordu. Mashar'ın yattığı yatağın yanında duran sandalyeye oturdum. Manzaramı izlemeye başladım. Saçları dağılmış. Yorgana sarılmıştı. Üzerinde tişört yoktu.
Muhteşem baklava karın kasları vardı. Vücudunu gözlerim ile inceledim. Birkaç yerinde bıçak yarısı, birkaç yerinde ise kurşun.
Kalbinin üzerinde ki yaraya gözlerim kaydı. Tam kalbinin üstünde olan yaraya...
Yaraya dokunmak istedim. Ya canı acırsa. Genede merakıma yenik düştüm. Elimi yarasına dokunacağım an. Birden uyandı. Bileğimi kırabilecek kadar sımsıkı tuttu. Birden ilkirdi.
Ne yapıyorsun?, dedi sert bir şekilde.
Hiç, yok birşey, dedim şaşkınlıkla.
Bileğimi daha sert sıkmaya başladı.
Canımı yakıyorsun Mashar, dedim.
Bileğimi onun elinden çekmeye çalıştım. Bileğimi bıraktı. Derin bir nefes verdi.
Özür dilerim güzelim. Ben bir anda -, dedi endişeli bir şekilde.
Birşey olmaz sevgilim. Sen sakin ol, dedim bileklerimi ovuşturarak.
Yatağının ucuna oturdum.
Al bunu giy, dedim elimdeki beyaz tişörtü uzatarak.
Olmaz sen giydir, dedi bir çocuk gibi.
Allah aşkına kaç yaşındasın?, diye homurdandım içimden.
Tamam gel benim koca bebeğim, dedim bir anne gibi.
Tişörtünü giydirecektim ki sırtın da kocaman bir kurşun izi gördüm.
Kim yaptı bunu, dedim üzüntü ile.
Bir şey yok hayatım, dedi beni teselli edercesine.
Mashar bu yaraları beni korumak için mi aldın?, dedim buruk bir sesle.
Ellerimden tutup karşısına oturttu.
Boş ver, dedi umursamaz bir tavırla.
Sana sorduğum soruya cevap ver, dedim sinirle.
Evet. Seni korumak için. Ama geçti üzülme, dedi tebessüm ederek.
Çok acıdı mı canın? , dedim gözlerim dolarak.
Acımadı birtanem, dedi.
Yalan söyleme. Çok acıdı değil mi?
Her zaman ben yaktım canını., dedim yanaklarımdan yaşlar süzülerek.
Göz yaşlarımı sildi. Sol yanağımdan öptü. Kokusunu ciğerlerime kadar hisediyordum.
Bitti herşey bitti. Yaralar kabuk bağladı artık kanamıyor. Artık bize düşman olanları yok etmek için direneceğiz. Tarih bir Tomris'i yazdı. İkinci Tomris'de sen olacaksın, intikam alacaksın...