"Ya bırak bunları. Azıcık güvenin olsaydı böyle yapmazdın Tolga. Ben yarım saat önce öpüp kokladığım adamı aldatmam merak etme." Telefonumu aldım ve kafeden çıkıp eve doğru yürümeye başladım.
Tolga peşimden gelip bana seslendi.
"Duru bekler misin? Duru lütfen bekle. Duru kime diyorum?" Dediği için hiçbir şeye cevap vermeyince adımlarını hızlandırıp bileğimden tutu ve durmama neden oldu.
"Ne var Tolga, ne? Ne istiyorsun?"
"Dinlemeni istiyorum."
"Yok canım kalsın."
"Duru niye böyle yapıyorsun bir dinle ya."
"Ya neden ama ya, neden şüpheleniyorsun?"
"Sadece şüphelendim, hatam ne?"
"Hatayı en başında yaptın zaten. Şüphelenerek. Bir ilişkide en önemli olan şey güven. Bence biz bi ilişkimizi gözden geçirelim."
"Duru neyden bahsediyorsun."
"Hiçbir şey, bence senin için önemi yoktur."
"Ya Duru ne yapamamı istiyorsun söyler misin? Sen olsan benim yaptığım şeyi yapmaz mıydın?"
"Yapmazdım. Eğer bir şeyden şüpheleniyorsam gidip olay çıkarmam. Gider konuşurum. Adam gibi."
"Bunun için ayrılmıcaz dimi Duru, saçma sapan bir şey için."
"Akşam görüşürüz Tolga."
Kolumu çekip eve doğru gittim. Kafamda farklı farklı türden sorular vardı. Ama soruların cevabı yoktu. Eve gidince odama gittim. Evet, akşam gidecektim ama Tolgaya sinirliydim. Akşama kadar birazcık uyudum. Gitmeden yarım saat önce uyandım. Dolabıma baktım ve bunu seçtim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hava biraz soğuk olduğu için ince bi trençkot aldım. Saçımı sadece taradım ve birazcık makyaj yaptım. Sonra giyindim ve evden çıktım. Aşağıya inip dış kapıyı açtım ve Tolgayı görünce şaşırdım. Onu burada görmeyi planlamıyordum.
"Ne işin var burada?"
"Seni almaya geldim."
"Kendim gelebilirim." Dedim ve önden önden gitmeye başladım.
Tolga daha fazla dayanamayıp bileğimden tuttu ve ıssız bi ara sokağa süreklidi beni. Beni duvarla arasına aldı.
"Özür dilerim. Tamam çok aptalım. Ne diyorsan hakkediyorum. Ama bırakma beni."
Tolga'nın sesi pişmanlık doluydu, gözleri resmen beni affet diye bağırıyordu.
"Bir şey söyle bakma öyle." Dedi gözlerimin içine bakarak.
