3-Kopması Gereken Bağlar Kopar.

118 5 0
                                    

Odadan çıktığında daha rahat nefes alabileceğini düşünmüştü ama kapının çarpma sesinden sonra yanıldığını anladı. Aksine daha da rahatsız hissediyordu. Rahatsızdı ve bu his hiç geçmeyecekmiş gibiydi.

Arkadaşlarını, içeriye girmeden önce oturdukları koltukta aynı şekilde oturmuş beklerken buldu. İkisi de başını kaldırıp ona baktı, Kuzey bir saniye bile geçmeden başını yere indirdi. Onu izlemeye katlanamamaya başlamıştı. Kızın afallamış ve neredeyse şok içinde kalmış halini baktığı kısacık anda bile görmüştü ama. Zaten öfkeli ve şaşkındı, Feza da farklı bir durumda değildi. Ve şuan istediği en son şey, biriyle bu konu hakkında tartışmaktı. Kuzey bunu anlayamadı, belki de anlamasına rağmen umursamadı ve öfkesine yenik düşerek ayağa kalktı. Feza olduğu yerde kaldı ve ona bakmamaya çalıştı.

"Ne konuştunuz onunla?" dedi sertçe. Feza'nın çenesi belli belirsiz seğirdi. Karşılık vermemeye çabaladı. Öfkesini dizginlemeyi denedi.

"Sana bir şey yaptı mı o şerefsiz!?"

Kendini daha fazla tutamadı Feza.

"Kes sesini!" diye bağırdı bir türlü bastıramadığı öfkesiyle. Kuzey afalladı.

"Sen kendini ne sanıyorsun lan?!"

Buz gibi bir küstahlığa bürünen sesi ve keskin bakışları adamın üzerindeydi. Sinir, damarlarında akıyor gibiydi. Gözlerinde parıldayan öfke caniceydi.

"Feza ben-"

Konuşmaya çabaladı ama Feza'nın güçlü sesi onu böldü.

"Sen kimsin ki beni koruyorsun? Sana mı kaldı bana bir şey olup olmaması, ha!? Sana mı kaldı beni korumak!"

Kuzey büyük bir hayal kırıklığı içersinde ona baktı ama Feza bunu farketmedi bile. Feza sakinleşme amacıyla bir nefes verdi ama işe yaramadı. Yaşadığı tezat yüzünden nefesi titredi.

"Eğer bir daha bana bağırmaya, beni sorgulamaya veya emir vermeye cüret edersen seni doğduğuna pişman ederim Kuzey. Duydun mu beni?"

Başını iki yana salladı.

"Sakın"

Kaşlarını hafifçe kaldırdı, sesi daha da kısıldı. Yaman'ın onları duyabilme ihtimalini hatırladığında dişlerinin arasından konuştu.

"Ve bir daha onun hakkında kötü tek kelime etmeyeceksin, asla! Ağzından tek bir hakaret, küfür çıkarsa canına okurum"

Onu omzundan sertçe iterek sendelemesine neden olduktan sonra çıkış kapısına doğru yöneldiğinde Kuzey arkasından bağırdı.

"Ondan nefret ediyorsun ama kötü bir şey söylememe bile izin vermiyor musun? Nasıl nefret bu!"

Sesindeki irite edici ve sorgulayıcı ton Feza'yı geri dönmeye zorladı. Gözü, her an açılma ihtimali olan kapıdayken Kuzey'in karşısında durdu.

"Bunlar senin meselen değil" dedi sertçe.

Araları hiçbir zaman iyi olmamıştı ama en azından arkadaşlardı. Artık o pek güçsüz bağın bile paramparça olduğunu hissediyordu kadın. Kuzey ciddiyetle onun öfkeden parlayan gözlerine bakarken belki de ilk defa bu kadar uzun süreli bakıştıklarını farketti. Aklında çakan şimşekleri belli etmemeye çalıştı.

"Ondandı değil mi?" diye konuştu neredeyse fısıltıyla. Feza onun neyden bahsettiğini anında anladı ve eş zamanlı olarak gözlerindeki öfke dehşet dolu bir korku ifadesine dönüşerek parladı.

"Düşen bebeğin ondandı"

Kuzey'in kelimeleriyle eş zamanlı olarak Feza onu yakasından tutarak sertçe çekti ve zorla evin dışına çıkardı. Hava daha da soğumuştu, buz gibi esiyordu. Tam mart ayıydı anlayacağınız.

Kendine İyi BakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin