2.5

2K 88 13
                                    

Medya: Hazan Gül💖
Basliyoruzzzz.

-

Havalar artık iyice ısınmıştı. Çınar bugün geliyordu. Yaşanan kargaşa ve heyecan Çınar'ın neden annesine haber vermediğini açıklıyordu. Başta Sema ve annesi olmak üzere mahalledeki çoğu kişi bahçede toplanmış yemekler hazırlıyordu.

Mutfakta Nil ile birlikte sarma sararken bir yandanda dedikodu yapıyorduk. Nil hem abisini hem de Ozan'ı göreceği için çok heyecanlıydı ve ilk defa uykusu yoktu. Sardığım sarmaları Çınar yiyeceği için büyük bir özenle sarıyordum.

"Sema cadısını gördün mü nasıl hazırlanmış, sanki düğüne gidiyoruz." Nil yüzünü buruşturup konuştuğunda güldüm. "Allah var güzel kız," dedim gülerek. "Sen aynaya bak bence güzel kızın ne olduğunu gör," hakaret gibi iltifatıyla kaşlarımı çattım. "Allah razı olsun, yüzüme tükürseydin." Dediğimde bahçenin sürgülü kapısı açıldı ve içeri Sema girdi.

"Hızlı olsanıza, akşama yetişmeyecek yoksa." Sema ters sesiyle konuştuğunda gözlerimi devirdim. "Sema dilin çalışacağına elin çalışsın." Nil sert bir şekilde tavır koyduğunda Sema kaşlarını çattı. "Aman be ne yaparsanız yapın." Dedi ve girdiği bahçe kapısından tekrar dışarı çıktı.

Nil, "Ağa mısın, paşa mısın, sadrazamın sol tarafı mısın anlamadım ki," dedi arkasından sinirle. Ben elimdeki sarmayı düzgünce tencereye yerleştirirken güldüm.

𓆝 𓆟 𓆞 𓆝 𓆟

Güneş batmak üzereydi, ilkbahar akşamlarının verdiği huzur ile hep beraber bahçede oturmuştuk. Limon çiçeklerinin güzel kokusu burnuma geliyordu, bahçede çokça çiçek ve ağaç vardı. Çınar geldi gelecekti. Sofra hazırdı ve mahallenin yarısı buradaydı. Herkes çok heyecanlıydı fakat ben o kadar heyecanlıydım ki aylar sonra onu görecek olmanın verdiği his kalbimi ısıtıyordu.

Kapı çaldığında herkesten önce ayağa kalktım fakat bu yaptığım hareket ile herkes gözünü üzerime çevirince utanmama sebep olmuştu. Sema benim donup kaldığımı görünce hemen ayaklanıp, "Ben açarım," diye koşarak kapıya gitti.

Herkes ayaklandığında Beyhan ablanın elleri titriyordu heyecandan. "Rabbim, çok şükür sen oğlumu bana sağ salim gönderdin. Binlerce kez şükür." Gözleri dolan Beyhan abla benide duygulandırıyordu.

Çınar bahçe kapısından girdiğinde büyük bir nida koptu, herkes duygu doluydu. Özellikle Beyhan abla ve Çınar'ın babaannesi Sezen teyze.

Girer girmez ona baktım. Üzerindeki asker yeşili tişört ve asker kamuflajı pantolonu onu gördüğüm o geceye götürüyordu beni. Saçları hala üçe vurulmuştu. Gözleri ilk annesini buldu, sıkıca sarıldı annesine ve kardeşine.

Özlem bütün vücudumu sarmıştı resmen, onu görünce daha da artmıştı sanki. Boynuna atlayıp sarılmaktan korkuyordum o yüzden kenarda durmuş ağzında ekmek olan gariban köpek gibi sıramı bekliyordum.

Annesinden ve kardeşinden sonra babaannesine sarılıp elini öptü. Sema, Sezen teyzenin yanında durmuştu ona sarılacağına sıra sıra herkese sarılıp sonra bana geleceğine emin bir şekilde beklerken bana doğru gelmeye başladı.

İçimdeki kelebekler horon tepmeye başlayınca, 'hani Sezen teyzenin tansiyon ölçme aleti' diye çığlık çığlığa bağırasım vardı.

Önümde durduğunda gözlerimin içine baktı, yeşil gözleri kalbimin ritmini bozuyordu. Dayanamayıp parmak uçlarımda yükseldim ve kollarımı boynuna sardım. Kokusu burnuma gelince gözlerimi kapattım. Kollarını belime sardı o da eğilip.

DÜŞ GECESİ | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin