1.8

2.1K 91 20
                                    

Medya bölümden alıntı.
Başlıyoruzzzzz.🐚

-

Evden çıkalı yarım saat olmuştu. Çınar tek kelime etmeden büyük bir dikkatle arabayı sürüyordu. Ben ise diken üstünde oturur gibi yan koltukta oturmuş sessizce yolu izliyordum, nereye gideceğimiz hakkında hiçbir bilgim yoktu. Arkama her yaslanmak istediğimde sırtımdaki inanılmaz acı kendini belli ediyordu.

Kafamı yana çevirip dikkatlice Çınar'ın yüzünü inceledim. Dümdüz burnu vardı, beyaz tenliydi, gözleri yeşilin en açık tonuydu, üçe vurulmuş saçları vardı. Kışın ortasında olmamıza rağmen üzerinde yeşil askeri bir tişört vardı. Boynunda da muhtemelen isminin ve kan grubunun yazdığını bir künye.

Bakışlarımı fark etmiş olacak ki arabayı yavaşlatıp bana döndü, kırmızı ışıkta durduğunda gözleri gözlerimdeydi.

"Karakola gidiyoruz, ifadeni almam gerekiyor." Söyledikleriyle hafifçe kafamı salladım, gözlerini hala çekmemişti. Parmaklarıyla direksiyonda ritim tutarken gözlerini çekti. Hala kırmızı ışıkta bekliyorduk.

Eliyle yüzünü sıvazlarken kırmızı ışığı kontrol etti ve yola devam ettik.

Birkaç dakika sonra karakolun otoparkındaydık.

Ben arabadan indiğimde o da arkamdan inip arabasını kilitleyip kontrol etti. Yanıma geldiğinde birlikte yürüyorduk.

"İfadeni ben almak istiyorum, bu yüzden seni bölgemizin karakoluna getirdim," Yolun neden uzun sürdüğünü açıklar gibi konuştuğunda ben tekrar kafamı salladım.

O da bir yabancı sayılırdı fakat bir başkasının ifademi almasından daha iyiydi onun alması.

Karakolun büyük kapısına geldiğimizde iki tane adam kapının iki köşesinde durmuş bize bakıyordu.

"Komutanım hoş geldiniz, Komiser odasında sizi bekliyor." Adam asker selamı vererek konuştuğunda Çınar da aynısını yaptı ve karakolun içerisine girdik.

Karakolun içi sıcacıktı. Çınar birkaç kişiye kafasıyla selam verip yürümeye devam etti, ben de arkasından yürürken sonunda bir odaya gelmiştik.

Mavi kapılı odanın yanındaki tabelasında yazan yazıyı okudum. Komiser Hüseyin Sarı. Çınar yavaşça kapıyı tıklatıp ardından açtı. Ben de arkasından girdim.

"Hoş geldin kardeşim, seni bekliyordum." Çınar'dan birkaç yaş büyük duran adam oturduğu koltuktan kalktı.

"Hoş buldum devrem," birbirlerine sarılıp el sıkıştıklarında sessizce olduğum yerde bekliyordum.

"Sizde hoş geldiniz küçük hanım, ben Hüseyin, buyurun şöyle oturun." Elini uzattığında elimi uzatıp hafifçe sıkmasına izin verdim.

Biz masanın yanında duran karşılıklı koltuklara otururken adam koltuğuna oturdu.

"Operasyon çok güzel gitti, elimizde çok güzel deliller var. İçeriden çıkabileceklerini sanmıyorum fakat siz olay mahallinden ayrıldıktan sonra birisi evi yakmış. Elimizdeki tek şüpheli de üvey kardeş Helin." Konu sonunda aileme geldiğinde ben ellerimi kucağımda birleştirip sessizce oturmaya başladım.

DÜŞ GECESİ | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin