DÜŞ GECESİ | TEXTİNG

2.0

Medya: Nil Pınar Ersoy.💌
Basliyoruzzzz.🥳

-

Saat gece yarısına geliyordu, duş alıp ilaçlarımı içmiştim. Ağrı kesici merhemlerimi ise Nil Pınar'ın yardımıyla sırtıma sürmüştüm.

Şimdi ise Nil Pınar'ın odasında yatakta oturmuş kahve içerek sohbet ediyorduk. Ona başıma gelenleri anlatmıştım. O da bana babasına ne olduğunu anlatmıştı. Babası da Çınar gibi askermiş, sınır görevinde şehit düşmüş, annesinin Çınar için korktuğunu ama elinden bir şey gelmediğini, Çınar'ın işi konusunda çok net olduğunu söylemişti.

"Ozan konusuna gelirsek," dedi avuçlarında tuttuğu kahvesini yatağının yanındaki komodine bırakıp, "Bir ay önce abimden haber alamayıp Ozan'a mesaj atmıştım." Ozan'ın ismi dahi geçtiğinde yüzünde büyük bir sevinç beliriyordu. "O günden beri konuşuyoruz, hoşlandığını biliyorum ama bir yandan da bana uzak davranıyor," diye olayı özetledi.

Nil Pınar çok güzel bir kızdı, bakır rengi saçları, yeşil gözleri ve beyaz teni vardı, doğal bir güzelliğe sahipti.

"Abinden çekiniyor olabilir mi?" Ürettiğim teori ile kafasını salladı. "Büyük ihtimalle öyle ama abim bize engel olmaz ki." Söylediği şey düşünmeye başladım. "Hoşlandığını nereden biliyorsun?" Diye sordum merakla. "Abimin asker arkadaşının düğününe gittiğimizde beni dansa kaldırmıştı, gözleri sürekli üzerimde ve mesajlaşırken beni birkaç kez kıskandı." Eliyle yüzünü sıvazladı, bu hareketi abisine benzediği için dikkatim dağılmıştı.

"Sen ne diyorsun?" Söylediği şey ile ona döndüm. "Şu an izindeler ikisi de değil mi?" Sorumla kafasını salladı. "O zaman muhakkak görüşürsünüz ve muhtemelen ben de yanınızda olurum. Ne olduğunu o zaman anlarız," dedim samimi bir şekilde.

"Ee senin abimle olayın ne?" Bu konu ilgisini çekmiş olacak ki yatağa yan bir şekilde uzanıp elini yanağına koydu.

"Babam sayesinde tanıştık biz," dedim ellerimi birleştirerek. "Bir gün kışın ortasında beni öldürmekle tehdit etti, evden kaçtım. Şansıma iki mahalle aşağıda konser vardı. Abin sanırım görevdeydi. Orada karşılaştık, bana adını söyledi. O günden sonra onu buldum ve mesajlaştık. Tabii daha çok ben mesaj attım ama o da ara sıra mesaj atıyordu." Beni dikkatle dinliyordu, "Sonra babam beni zorla evlendirmek istedi, abinden yardım istedim. Babam zaten pis işlerle uğraşıyordu. Sabaha karşı abin geldi, babamı annemi tutukladılar beni buraya getirdi. Aramızda bir şey yok. Abin yaşımın çok küçük olduğunu söylüyor. Ama sonuçta ikimiz de yetişkiniz. Yakında yirmi olacağım." Kocaman gülümseyip lafımın bitmesiyle kocaman açtı kollarını.

"Çok romantik." Söylediği şey ile gülümsedim. "Abim sana abayı yakmış benden söylemesi." Dedi kocaman gülümseyerek. "Sanmıyorum," dedim umutsuz sesimle.

"Onu göreceğiz," dedi ayaklanıp. Ne yaptığını anlamaya çalışırken bana anlamlı anlamlı sırıttı. "Ne yapıyorsun?" Dedim kaşlarımı çatarak. "Sadece bana ayak uydur," dedi odasının kapısından kafasını uzatıp.

"Abi," diye bağırdı kapıdan. Oturmuş ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum. Beyhan ablanın odaya geceliği ile girmesiyle, Nil Pınar yüzündeki yenilgiyle koca bir of çekti.

"Kızım Çınar uyuyor, yorgun günlerdir uyumadı ne istiyorsun bu saatte?" Gergin sesi ile geceliğini ipini bağlayıp ikimize döndü.