2

13 1 1
                                    

Benim cevap vermediğimi görünce konuşmaya başladı

"Hadi ama Sena. O kadarda seni düşünderecek bir şey söylemedi ki. Hem benim bildiğim kadarıyla, sen çok akıllısın. Bence senin bunu daha önce anlaman gerekirdi. Hem çok belliydi. Diğer insanlar gibi değilsin. Sen çok farklısın"

"Peki, ben kimim?"

"Sen bir insan değilsin dedim ya. Sende hiç bir şeyde anlamıyorsun "diyerek aşağılayıcı gözlerle bana bakdı

"Ben öyle demiyorum. Yani, ben insan değilsem, neyim? Uzaylımıyım?"

"He tabi her insan olmayan uzaylıdır zaten"

"Değil miyim yoksa?"

"Tabiykide değilsin. Sen ne insansın, ne de uzaylısın"

"Sözü evirip-çevirmeyi bırakıp, bana cevap vericekmisin?"

"Tamam, tamam. Sende bi izin vermiyosun ki, olaylara gizem katiyim" diyerek gözlerini devirdi

"Bu Dedektiv filmi mi ki gizem katıyosun?"

"Bi gün o da olur belki"

"Saçmalamayı kesip, bana anlatıcakmısın? Yoksa gidiyim mi?"

"Tamam dur, anlatıyorum. Senin, her şeyi başdan bilmen gerek. Sen her şeyi öğrenmeden önce, sana bir şey vermem gerek"

"Ne vermen gerek ki?"

Karşımda ki, kız parmaklarını şıklatır ve bir anda avcunun içinde bir iyne beliri verir

Özel güçlere sahip olması beni hiç korkutmamışdı. Çünki insanlar, benim gözümde, özel güçlere sahip birinden daha korkunçdu

"Bana kolunu uzat"

"Tamam" dedim ve kolumu ona uzatdım

Gömleğimin kolunu sıyırdı ve iynede olan sıvıyı vücuduma enjekte etmeye başladı. Bitinceyse iyneyi tekrar parmağını şıklatarak ortadan yok etdi.

"O sıvı neydi öyle?"

"Annen ve babanın kanı. Ancak o zaman tekrar benim gibi ola bilirdin Sena"

"Dalga geçiyor olmalısın, dimi? Bu bir az tuhaf hiss etdiriyor. Ne var bunun için doğruyu söylermisin?"

"Şaka yapdığımımı sanıyorsun Sena? Ben ciddiyim. Gerçektende o, anne ve babanın kanının karışımıydı ve tek yol buydu. Senin tekrar benim gibi olman için tek yol"

"Anladım. Peki şimdi ne olucak bana?"

"Bak kardeşim, lafda tabi kardeşim. O ayrı konu. Sen ve ben yanlışız. Yani aslında bizim hiç doğmamamız gerekiyordu. Sana başdan hikayeyi anlatmak isterdim diyeceğimi sanıyorsan yanılıyorsun. Kendimi senin için yoracak değilim. O yüzden, şimdi burda bi dijital ekran oluşturucam ve ekrandaki ses her şeyi anlatıcak ve görmemizi sağlıycak. Doğru dinle ve doğru izle. Anladınmı Sena?"

"Anladım"

İçimden "Acaba şu kızın ismi ne ya? Gerçekten de çok merak ediyorum. Şimdi sormak doğru olurmuydu ki acaba?" diye geçirdim

"Yuri"

"Ne?"

"İsmim diyorum, ismim Yuri"

"Nasıl yani? Sen benim içimden söyledikleri mi duydun mu?"

"Tabiykide duydum. Bizim yaşadığımız yerde kimsenin bir-birinden gizlisi-saklısı olmaz. O yüzden de biz bir-birimizin iç seslerini duya biliriz"

Yurinin dediğini duyduğum da, gülümsedim

"Neden gülümsedin?"

"Şey, iyiki insan değilmişsiniz. İnsanlar bir-birlerinin iç seslerini duysalardı, çoktan bir-birlerinin ağızlarına..."

"Tamam, tamam küfür yok. Senden nefret ediyor ola bilirim, ama bu küfürlü konuşan ve ya küfür seven biri olduğumu göstermez"

"Küfürlü konuşmiycakdım ki. Aslında şunu söyliycekdim. Bir-birlerinin ağızlarına çoktan lokmayı tıkmışdılar diyicekdim"

Yuri dediğim şeyi duyunca kahkahalar atarak gülmeye başladı. Bende kendi mi tutamadım ve güldüm

Bir süre sonra ikimizde kendimizi toparladık ve gülmeyi kesdik

"Neyse, fazla cıvamayalım"

"Haklısın sonuçda benden nefret ediyosun. Aman biri benim dediğim bir lafa benimle beraber güldüğünü görmesin. Yoksa dünyalar kadar nefret etdiğin, günahın kadar sevmediğin kardeşinle, a yanlış oldu, düzeltiyim. Günahın kadar sevmediğin sözde kardeşinle barışdığını düşüne bilirler"

Yuri bana bir süre kaşlarını çatarak bakdı. O an ortama cenazedeymişiz gibi bir sessizlik çökmüşdü. Tek ses arabaların sağa-sola gitdiklerinde oluşan sesler ve Yurinin saçlarını savuran rüzgarın o güzel mayhoş edici sesiydi

"Bana bak nefret etdiğim şahıs, yani Yuna. Benimle saçma sapan konuşmayı kes, anladınmı? Yoksa elimden bir kaza çıkıcak. Zaten senden nefret ediyorum. Sana bir salise bile tahammülüm yok. Aaa, bu arada ben yanlış söylemedim, sen çok doğru duydun. Bir saniye değil, bir salise. Çünki saniye bana fazla gelir"

"O zaman neden burdasın? Neden şuan da benim yanımdasın? Neden?"

"Çünki senin hayatını mahv etmek istiyorum ve o hayatını yaşanmiycak bir hale sokmak istiyorum. Bir daha asla isteyerek gülemiyesin istiyorum. Bunun için şuanda burda senin yanında olmaya katlanıyorum. Anladın mı Yuna?

Yalancı bir gülümsemeyle "ALLAH zaten benim belamı vermiş. Çoğu insan zaten bu durumda. Ne farkı var ki şimdi ki hayatımdan" dedim

"Neyse hadi izliyelim şu görüntüleri"

"Tamam, senin dediğin gibi olsun"

Yuri parmaklarını şıklatdı ve birden karşımızda dijital bir ekran beliri verdi

Yıldırımın efsanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin