21

4 1 0
                                    

Ben salondan çıkıp yastık ve battaniye getirmeye giderim. Geri döndüğümdeyse, Meriçin televizyonu açdığını görürüm

Ben bu eve taşındığımdan beri hiç açmamışdım o televizyonu. Zaten pekde sevmiyordum televizyon izlemeyi

Meriç koltuğun üzerine bir kaç kez eliyle vurunca oturmamı istediğini anladım ve yastık ve battaniyeyi koltuğun yanına bırakıp Meriçin yanına oturdum

Meriç elinde ki kumandayla kanalları bir-bir çevirirken "Ne tür filmlerden hoşlanırsın?" diye sordu

"Fantastik. Peki sen?"

"Bense aşk"

"Aşkmı?"

Meriç televizyona dönük olan yüzünü bana doğru çevirerek "Evet" diye cevap verdi

"Sen hoşlanmazmısın yoksa?"

"Evet, ben aşk filmlerinden hoşlanmam"

"Neden hoşlanmıyorsun ki?"

"Çünki aşk filmlerde ki, gibi değildir. Aşk kuralları olan bir oyundur. Eğer, bir adımı yanlış atarsan, tüm her şey mahv olur ve sen oyundan diskalifiye edilirsin"

"Sena, yoksa böyle bir olaymı yaşadın?"

"Hayır, çünki daha önce hiç aşık olmadım"

Meriç gülümseyerek "Tamam o zaman film izlemeyelim. Peki o zaman sen söyle. Ne izleyelim?"

"Haberleri izleyelim"

"Haberleri izlemek istediğinden eminmisin?"

"Evet, eminim"

"Tamam o zaman. Ben bir haber kanalı buliyim"

Meriç kanalları bir-bir çeviriyor, haber kanalı bulmaya çalışıyordu. Sonunda haber kanalını bulmuşdu ve tam zamanında bulmuşdu, çünki haberler daha yeni başlıyordu

Haber sunucusu kadın "Sayın seyirciler ilk haberimiz hiç de iç açıcı değil. Taksiye binip evine gitmek isteyen genç kızı taksici ormanlık bir alana götürerek tecavüz etdi ve sonrada kıza silahıyla 6 el ateş etmişdir. Kızın öldüğünden emin olduğundanda da kızı çalılıkların arasına atmışdır" dedi

Televizyonda ki, haberi sunan kadının dedikleri kalbime bir bıçak gibi saplanmışdı. O an nutkum tutulmuş bu insanların insanlığa sığmayan vahşetini kendi kulaklarımla duyuyordum

Meriç yüzüme bakdığında, bu haberden dolayı kendimi kötü hiss etdiğimi anlamışdı

"Ya nerden haber izleyelim dediysem. En iyisi, ben şu kanalı bir çeviriyim "

Kumandayla tam kanalı değiştiricekdi ki, Meriçin kolundan tutdum ve Meriç yüzünü bana doğru çevirdi

"Burda kalsın. İzlemek istiyorum"

Meriç benim dediğime uyarak kumandayı aldığı yere bırakdı ve bende Meriçin kolunu bırakdım. Ama bu sefer de Meriç benim elimi tutdum

"Neden elimi tutdun?"

"Çünki korkuyorum"

"Korkuyormusun?"

"Hı hı, evet, korkuyorum. Ben korku filmlerinden bile korkarken, gerçekkerini gördüğüm için daha çok korkuyorum"

"Şey istersen kanalı çevire biliriz"

"Yok, hayır. Sen burda kalmasını istiyorsun ve bende senin dediğin gibi yapıcam"

"Meriç"

"Efendim Sena?"

"Gözün hala da ağrıyormu?"

"Konumuz bumuydu sence?"

"Sen bana bir cevap versene"

"Şey, bir az acıyo"

"Benim hatamdı"

"Değildi"

"Eğer ben o serserilere kafa tutmasaydım, şimdi sen bu durumda olmazdın"

"Kendini bunun için suçlama. Ben kendim seni korumayı seçdim"

"Pişmanmısın peki?"

"Hiç pişman değilim. Yine olsa, yine yapardım"

"Teşekkür ederim"

"Teşekkür etme, teşekkürün yerine bana bir şey vere bilirsin mesela"

"Ne vere bilirim ki sana?"

Meriç diğer eliye morarmış gözünü işaret ederek "Öpücük" dedi

Ben şaşkınlıkla "Ne?"

"Tamam ya istemiyorsan sorun yok. Sadece fazla acıyo ve belki senin öpücüğün bir az hafifletirdi acısını diye düşündüm"

"Tamam nasıl istersen öyle olsun"

Mariç şaşkınlıkla "Öpücekmisin yani?" diye sordu

"Evet, yapıcam"

Meriçe yaklaşırım ve onun gözünün üstünden öperim. Ben öpdüğümde Meriç elimi daha sıkı tutar ve yutkunur

Dudaklarımı Meriçin gözünün üstünden çekdim ve "Niye öyle elimi sıkıyorsun?" diye sordum

"Şey, be-be-ben"

"Sen niye kekeliyosun ki?"

"Be-be-ben, şey ben"

"Meriç, iyimisin?"

"İ-i-iyiyim, sen nasılsın?"

"Sence ben onumu sordum?"

"Bilmem ki, ne sordun?"

Meriçin elinden kendi elimi kurtarıp ayağa kalkdım

"Meriç, bence sen uyu. Çünki hiç iyi görünmüyorsun arkadaşım"

"Sen nereye gidiyorsun?"

"Uyumaya gidiyorum"

"Ama ben korkuyorum"

"Napiyim, yanımdamı yatiriyim seni?"

"Yok, hayır. O olmaz da..."

"Olmaz da ne?"

"Sen burda uyusan"

"Bak senle bir anlaşma yapalım"

"Ne anlaşması?"

"Sen uyuyana kadar burda kalıcam. Anlaşdıkmı?"

"Olur, anlaşdık"

"Harika"

Yastık ve battaniye koyduğum yerden aldım. Yastığı koltuğun baş ucuna koydum ve Meriç hemen yastığa başını koydu. Battaniyeyide Meriçin üzerini örtdüm. Sonra kendim de koltuğun yanında, yere oturdum

"Hadi uyu artık. Ben burdayım. Korkmana gerek yok"

"Elini tutarak uyuya bilirmiyim?"

"Tamam Meriç, tamam"

Elimi Meriçe uzatdım ve Meriçde elimi tutdu

"İyi geceler cesur çocuk"

"İyi geceler gökyüzünün umudu olan kız" dedi ve gözlerini kapatdı

Ne kadar süre Meriçin uyumasını beklediğimi bilmiyorum. Ama onun uyuduğundan emin olana kadar onun yanındaydım. Uyuduğundan emin olduğum da, yavaşca ayağa kalkdım ve elimi onun elinden ayırdım. Sonra ben salondan çıkıp odama doğru gitdim Odama vardığımda odamın kapısını açdım ve içeri geçdim. Yatağımın yanına gitdim

"Bu gün çok tuhaf bir gündü. Ama güzel bir tuhaf gündü" diyerek gülümsedim

Hemen yatağıma yatdım ve bir süre sonra uyuya kaldım

Yıldırımın efsanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin