17

3 1 0
                                    

Eve geldiğimde "Dönüşüm" diyerek Sena görünümüme kavuşurum ve hemen koltuğa oturup düşünmeye başlarım

Dışarı çıkma kararı verdim ama element olduğumdan beri insanlara bakış açım daha da değişmişdi

İnsanlar benim gözümde vampir gibiydiler. Kan içen bir vampir gibi. Öyle korkunç, öyle acımasızları vardı ki, içlerinde

Ama biliyordum ki, korkuyla savaşmak için korkunun üzerine gitmek gerekirdi

Kararımın üzerinde durucak ve dışarı çıkıcakdım

Koltukdan kalkdım ve salondan çıkıp kapının yanına gitdim ve kapının kolunu tutdum

Bir süre kapı kolunu tutmuş bir şekilde bekledim. Çünki halada dışarıya çıkacağım için tedirgindim

Ama sonra derin bir nefes aldım ve yavaşca kapıyı açdım

Dışarıya ilk adımımı sol ayağımla atdım ve dışarıya çıkdım

Evin bahçesinden çıkıp sokakda yürümeye başladım

Sokakda kimse yokdu ve ben yukarıya bakarak yürüyordum. İçimden "Gökyüzü ne kadarda güzel. Moralimi düzelten nadir şeylerden biri bu gökyüzü" diye geçiriyordum

Bir süre sokakda gökyüzüne bakarak yürüdüm. Bir tarafdan esen rüzgarın tenime dokunuşu, diğer tarafdansa gökyüzünün güzelliği beni benden alıyordu

Ben sokakta gökyüzüne bakarak yürürken bir arabanın korna sesini duydum ve arabaya bakmak için gözümü gökyüzünden ayırdığımda karşıdan gelen arabanı fark etdim ve araba bana çarpmadan yolun kenarına çekildim

Gökyüzüne bakmaya öyle dalmışdım ki, kavşakta yürürken yolun ortasına geçdiğimi fark bile etmemişdim

İçimden "Sena bir az daha dikkatli olmalısın. Burası element dünyası değil, burası insan dünyası" diye kendime öğütler vermeye başladım ve gökyüzüne değil yola bakmaya karar verdim

Bir az yürüdükden sonra az ileride bir park olduğunu fark etdim ve içimden "Parkın içinden araba falan geçmez. Bir banka oturup istediğim kadar gökyüzünü seyr ede bilirim" diye geçirdim

Ben az ileride ki, parka gitmeyi kararlaştırırım

Parka vardığımda içeri giririm ve parkda dolaşmaya başlarım

Etrafda yeşil ağaçlar göze batıyordu. İçimden "Toprel şimdi burda olucakdı ki, aynı bir koala gibi hemen sarılırdı ağaçlara " diye geçirince yüzümde bir tebessüm oluşdu

Ama benim tebessümüm fazla sürmedi

Bankda oturmuş ağlayan birini gördüm

Bir insan da olsa ağlaması hiç güzel bir şey değildi

Ben "Belki benimle konuşur, derdini anlatır ve böylelikle ağlamayı bırakır" diye düşünerek o çocuğun oturduğu banka doğru gitdim

Ağlayan çocuk elleriyle yüzünü kapatmışdı ve o yüzden de karşısında onu izleyen beni görmemişdi

Bir süre sonra benim orada olduğumu hiss etmiş olmalı ki, ellerini yavaşca gözlerinden çekdi ve benimle karşılaşdı

Çocuk beni gördüğünde hemen kalkıp kaçmaya çalışınca onun kolundan tutup "Dur" dedim. Çocuk benim dediğimi yapmış, olduğu yerde duruyordu

Ben çocuğun kaçmiyacağını anlayınca kolunu bırakdım ve yavaşca çocuğun karşısına geçdim

Çocuk gözlerini başka tarafa çevirmişdi ve bana doğru bakmıyordu

Ben ellerimi yavaşca çocuğun yüzüne götürdüm ve yüzünü kendime doğru çevirdim

O an o çocuğun gözlerinin siyah olduğunu fark etdim. Siyah gözleri aynı bu gökyüzü gibi ışıl-ışıl parlıyordu

Ben çocuğun göz yaşlarını ellerimle silerken onun bana gözlerini ayırmadan bakdığını fark etmemek elde değildi

Göz yaşlarını sildikden sonra ellerimi onun yüzünden çekdim ve "Sen neden ağlıyorsun?" diye sordum

Çocuk gözlerini benden kaçırarak "Hiç, canım öyle istedi" dedi ve bir az önce oturduğu banka dönüp oturdu

Ben de gidip onun oturduğu banka, çocuğun tam yanına oturdum

Ben gökyüzüne bakarak çocuğa "Başını yukarı kaldırda bu güzelliğin farkına var" dedim

Çocuk benim dediğimi yaparak yavaşca kafasını yukarı kaldırdı ve gökyüzünü izlemeye başladı

Biz ikimizde bir süre sessizce oturduk

Yıldırımın efsanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin