Sabah telefonum çaldı. Adnan. Çok keyifsizdi sesi. "İsmail" dedi anlamamı bekleyen bir tonla.
Ölmüş. Eve giderken bıçaklamışlar çocuğu.
Kurtulamamış.
"Cenaze?" dedim ilk şaşkınlıkla. Daha fazla söz bulamadım.
"Memleketinden" dedi Adnan.
Tuhaf bir huzursuzluk çöktü sonra içime. Bir şüphe!.
Ya şu masa dikkatini çektiği için gittiyse çocuk?
İlgilendiği için yani. Olabilir miydi?
Bu sebepten!
"Bir şeyler dönüyor" demişti. O takıldı aklıma. Çok pis bakmıştı bir de tipsiz olan. Başımızı kaldırıp o yöne bakınca.
Eski bir refleks ya da kuruntu. Bilemedim.
Sessiz kalmayıp bize gösterdi diye...
Düşünsene! Aynı gece!
Perişan bir anne. Belki bir yavuklu, bir eş. Çok dokundu içime.
Burada olsa gidip bir kolaçan ederdim.
Kafedekilere sormak olmazdı ama. Koca bir kazan. Kimi dost, kimi düşman! Kime güvenmeli bilemezdim.
YOU ARE READING
ZAMANSIZ
General FictionIşıklarda durmuş yeşilin yanmasını beklerken bir anda ilham geldi. "59 dakika" severlerin gözbebeği Neriman Ateş muhteşem bir macerayla geri dönmeliydi. İlk cümle, ilk paragraf derken eve geçip heyecanla yazdım eskizlerini. Sonrası hikayemi tamamla...