Şampuan Bahane🔞

1.6K 24 4
                                    

Kahvaltının sonlarına yaklaşmışken Zilan beni aradı. Azad'a gergin bir bakış atıp aramayı yanıtladım.

"Abi ne zaman gelirsin, anneyi almak lazımdır."

"Geç olmadan gelirim abim, meraklanma."

"Tamam abi, anneyi de alır gelirsin."

"Gelirim Zilan'ım. Haydi Allahaısmarladık."

Telefonu kapatıp Azad'a döndüğümde ne oldu der gibi bakmıştı.

"Anneyi almak lazımdır."

"Alalım o zaman."

"Biraz daha oyalanırsak anca babayı alırız."

Bunu dedikten sonra yanağımdan makas aldı ve gülüşmeler eşliğinde ayaklandık.

"Ben bir duşa gireyim de çıkarız."

"O-olur."

Üst kata çıkıp yatak odasına şöyle bir göz attım. Kıyafetlerim ortalıkta yoktu, olsalar bile pistiler.

"Azad! Kıyafet verir misin?"

"Dolabın ikinci gözünde var yavrum, ben havlu getiriyorum!"

Azad'ın dediğini dinleyip dolaba baktım ve uygun olduğunu düşündüğüm kıyafetleri aldım. Duşa girip ılık suyun bedenimi sarmasına ve kaslarımdan akarken beni rahatlatmasına izin verdim. Usul usul saçlarımı köpükledipim sırada kapı açıldı.

"Havluları getirdim de."

Biraz heyecanlı ve titrek çıkmıştı sesi.

"Kenara koyuver, sağ olasın."

Kapının açılıp kapanmasını bekledim ancak hiçbir ses duymadım. Arkamı dönüp baktığımda Azad'ın halen daha elinde havlularla kalakaldığını fark ettim. Gülümsedim. Havluları kenara koyup duşa doğru ilerledi. Kapıyı yana kaydırıp içeri girdi. İçeri girdiği için ıslanan eşofmanı bacaklarını sıkı sıkı sarmıştı. Biraz daha yanaştı ve önüme gelen saçlarımı geriye taradı ve eline şampuanı döküp köpürtmeye başladı. Ellerini masaj yapar gibi hareket ettirdikçe mayışıyordum, onun elleriyse asla durmuyordu hatta daha da aşağılara kayıyordu. Tekardan ellerini başıma getirdi ve saçımı duruladı. Ben çıkmasını beklerken onun elleri göğsümü buldu. Yavaş hareketleri biraz daha sert olmaya başlamıştı, sessiz olmak için dudaklarımı birbirine bastırdım. O ise sanki bunu istemezmişçesine daha da sert davranmaya başladı. Ufak mırıltılar dudaklarımdan kaçmaya başladı onun elleri de aşağılara inmeye başladı. Mırıltılarım yerini inlemelere bırakmıştı. Başımı omzuna yasladım ve soluklandım.

"Azad..."

Azad cevap vermek yerine saçlarımın arasına ufak bir öpücük kondurmakla yetindi. Ardından da dudaklarını hafifi hafif yüzümde gezdirdi, en sonunda da boynuma gelince daha hırslı öpmeye başladı. Dudaklarının değdiği her yer cayır cayır yanıyordu ve o da bunun farkındaymış gibi her yeri tekrar tekrar yakıyordu.

"Dursak mı?"

Soluk soluğaydım, durmalıydık ve çıkmalıydık. Ama durmaması için kendi kendime yalvardım. Sanki dediklerimi değil de aklımdakini duymuş gibi durmak şöyle dursun yavaşlama bile göstermedi ve şevkle devam etti. İyice aşağılara inmesi beni de yukarılara çıkartıyordu. Kasıklarıma yöneldiğinde vücudum kasılırken o benim aksime oldukça rahat gözüküyordu. Kafasını kaldırıp gözlerimin içine baktı. Özlediğim o Azad'ı görmek mutluluğuma mutluluk katarken o göz temasımızı kesti ve erkekliğimi ağzına aldı. Ani hareketi ile tiz bir inleme dudaklarımdan firar ederken o bir yandan bacaklarımı sıkıyordu. Sanki oyun bacaklarımla kavga eder gibi avuçlarıyla sert sert sıkıyordu bacaklarımı, acıması gerekirken zevk veriyordu ve tarifi yoktu.

"Ahh... A-azad..."

Parmaklarım kısa saçlarının arasında kendilerine yer bulurken o işine devam ediyordu. Gittikçe hızlanırken dayanmam zorlaşıyordu. Her bir hareketi daha sert olmaya başlamıştı. Tüm bunlara biraz daha devam ettikten sonra daha fazla dayanamadım. Benim aksime Azad oldukça dinç gözüküyordu, bense sırtımı duvar yaslamış bir halde nefesimi düzenlemeye çalışıyordum. Göz göze geldiğimizde gözlerinde gördüğüm şey kor alevden farksızdı. Tiksinmeden menilerimi yuttuktan sonra kafamı kaldırdı yavaşça ve dudaklarıma ufak bir öpücük bıraktı.

"Duşunu al sen, ben etrafı toparlıyayım sonra da çıkarız."

"Olur, olur."

Onu sıcak bir tebessümle oyanladım. Gözlerinin içi gülüyordu. Yorgun, bitkin Azad gitmişti de yerine eski şen şakrak Azad gelmişti. Kapıyı kapattığını fark edip düşüncelerimden ayrıldım ve hızlıca duşumu aldım.



BERZAD +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin