Yeniden Karşılaşma

2K 39 6
                                    

Lanet horozun sesiyle uyandım

"Amına kodumunun horozu"

Tek aday olduğum için seçildiğim görevim olan muhtarlığı yapmak üzere muhtarlık binasına doğru yola koyuldum. Acıkmıştım, fırından simit aldım. Arkama döndüğümde köyün demir ustası ve aynı zamanda çocukluk arkadaşım olan Azad'ı gördüm.

"Günaydın Azad."

"Sana da günaydın muhtar."

Onu uzun zamandır görmemiştim...

"Hatice ana nasıl?"

"Hala kanser illetiyle uğraşıyor, doktor çok yaşamaz dedi."

Gözlerindeki hüznü ve çaresizliği okuyabiliyordum.

"Hatice anaya çok selam söyle, ellerinden öpüyorum. İnşallah İyileşir."

Babası Mehmet Ağa 3 yıl önce ölmüştü. Onun yokluğunda kömürcülük yapan Hatice ana akciğer kanseri olmuştu.

3 yıl önce

Mehmet Ağa maden ocağında çalışıyordu. Her zamanki işleri yapıp son dakikalara geliyorlardı.

"Mahmut, benim göğsüm sıkışıyor."

"Boş ver Mehmet abi son posta zaten. Yapalım evlere dağılırız."

"Mahmut oğlum bak fena oluy-

Mehmet Ağa'nın cümlesi yarıda kalmıştı. Son kez kalbini tutup adımını atmaya çalışırken düştü. Hem kalp krizi geçirmişti hem de düşmenin etkisiyle kafasını çarpmıştı. Bunlar Mehmet Ağa'nın son dakikalarıydı...

Günümüz

Birlikte muhtarlığa doğru yürürken konuşmamızın uzayıp gitmesi anlamadığım bir sebeple içimde değişik bir his uyandırmıştı.

"Eee Berzan, Gülbanu annem nasıl? Hali vakti yerinde mi?""İyi, iyi çok şükür, evdekilerle uğraşıyor işte."

"Sahi ya evdekiler nasıl? Muhammet hala çikolata yemeyi seviyor mu?"

Hep giydiği pantolonunun cebine elini atıp Muhammet'in en sevdiği çikolatayı çıkardı. Bizimle ilgili böyle ufak detayları bile hatırlaması içimdeki bilinmez duyguyu yeniden açığa çıkartıyordu. Gözlerimin içine bakıp gülümsedi.

"Bunu Muhammet'e verirsin, olur mu?"

Şaşkınlıkla önce elindeki çikolataya sonra onun gözlerinin içine baktım. Gülümseyek

"T-tamam veririm. Muhtarlığı geldik ya sana da bir çay ısmarlayayım."

"A-aslında işlerim vardı ama zaten ne zamandır görüşmüyorduk bir çayını içerim Berzan." dedi ve göz kırptı.

İçeri girmek için kapının kilidini açarken zorlandım. Yardım etmek için kapıyı çekmeye çalışan Azad'ın kolu tam da erkekliğime çarpmıştı.

"Ö-özür dilerim""Önemli değil, içeri geç.."

Utanmıştım...

Onu içeride bırakıp çay koymak için muhtarlıktaki küçük mutfağa ilerlerken seslendim.

"Sen otur da ben çay koyup geleyim."

"Tamam."

Mutfakta çay suyu koyarken yüzümde anlamlandıramadığım bir gülümseme vardı. Çay olduktan sonra ince belli bardaklara çayları hızlıca doldurup Azad'ın yanına ilerledim.

BERZAD +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin